Bir Dr.Ali Atun vardı..

Mağusa’da çok sevilen bir insandı Dr.Ali Atun.

Yıllarca hizmet verdi Mağusa bölgesine.

O dönem bir elin parmakları kadar dahi olmayan az sayıda doktorlardan birisiydi.

Ailesi ile birlikte Mağusa sur içinde yaşıyordu.

Bizim o dönem kaldığımız evin tam arkasında.

Ne zaman başımız sıkışsa, sağlıkla ilgili bir problemimiz olsa kapısını çekinmeden çalabildiğimiz ender insanlardan olmuştur Dr.Ali Atun.

Son derece mütevazi ve  sevecen bir insandı.

1974 öncesi ve sonrası canla başla çalışan doktorlarımızdan birisiydi Mağusa’da.

Mesleğinin verdiği sorumluluğu yanında insani değerleri ön planda tutumuştu hep.

Şöyle ki 1974 sonrası Maraş’ta görev yapan, ve birçok Kıbrıslı Rum’u ve  Türk’ü tedavi eden, sağlığına kavuşturan ki bunlardan bir tanesi de bendim, bir diğeri rahmetli babamdı, kırıkçı çıkıkçı dediğimiz ortepedi alanında uzman Rum Doktor Kostas Hacigago 1974 savaşında esir düşmüştü. Bunu öğrenen Dr. Ali Atun hemen harekete geçmiş, ve meslektaşı Dr. Hacigago ve klinik personeline  esir muamelesi yapılmamasını sağlamıştı.

Dr. Ali Atun’un büyük rol oynadığı bu insani yardımlaşmada Dr. Hacigago ve ekibi bir otele yerleştirilerek, daha sonra da Birleşmiş Milletler yetkililerine verilmişlerdi.

Bu yaşanan hadise Dr. Okan Dağlı’nın “Adım Adım Mağusa” isimli  kitabında da yer bulmaktadır.

Bütün Mağusa’nın sevip saydığı, büyük saygı duyduğu Dr. Ali Atun’un yine o dönemde bir elin parmakları kadar bile olmayan beyaz renkte  bir mercedes otomobili vardı.

Mercedes ile o yıllarda rastlaşmıştım bende ilk olarak.

Önündeki yıldızı ise  hiç unutmamıştım.

Bugün dahi beyaz mercedes gördüğümde de ilk aklıma Dr. Ali Atun gelir.

Araştırmacı bir insandı Ali Bey.

Çocuklarını da aynı meziyetlere sahip insanlar olarak yetiştiriyordu.

Ortanca oğlu Rifat Atun vardı.

Şimdilerde o da tıp alanında başarılı bir doktor.

Hemde dünyaca tanınan bilinen bir doktor.

Bir bilim insanı.

Avrupa basınında da sık sık isminden söz ettiriyor yaptığı çalışmalarla.

O dönemlerde de rahmetli babam eve günlük gazeteler alırdı.

Bu gazeteler okunur sonra biriktikçe birikirdi.

Öyle atılmazdı.

Babamın arşivi vardı, orada muhafaza edilirdi.

Rifat haftada bir gelir o gazetelerin hepsini teker teker okurdu

Saatlerce gazete okur ve giderdi.

Yaşça benden büyüktü.

Şaşırdım onun bu okuma hevesine o dönemlerde.

Sonra aradan yıllar geçti, o okumanın ve hevesin nedenlerini algılayabilecek yaşa gelince ona gıpta ettim.

Şimdi kendi çocuklarıma okumanın sınırsız faydalarını anlatırken ilk verdiğim örnek Dr. Rifat Atun oluyor.

Ve dün sabah gazeteleri okurken gördüm Ali Atun’un hakkın rahmetine kavuştuğunu.

Film şeridi gibi geçti gözümün önünden ona ve değerli ailesine dair hatırladıklarım.

1974 sonrası şekillenen Kıbrıs Türk Siyasetinde de aktif rol üslenmişti Ali Bey.

Milletvekili seçilmiş bir dönem de Sağlık Bakanı olarak görev yapmıştı.

Bu yıllarda ailesi ile birlikte Mağusa’dan ayrılmış, Lefkoşa’da ikamet etmeye başlamıştı.

Ve aradan geçen yıllarda Mağusa ile ilgili tüm bağlarını kopartmıştı, kopartmasına ama

Mağusalı Ali Bey’i hiç bir zaman  unutmamıştı.

Allah rahmet eylesin huzur içinde yatsın.