- Geçtiğimiz hafta tüm dünyaca tanınan gazetecilerden Ben Bradlee sonsuzluğa göçtü. Takip edebildiğim kadarı ile zaten dostu da olan Ertuğrul Özkök, Hürriyet teki köşesinde… Hıncal Uluç ,ta Sabah’taki sayfasında bu konuyu yazdı.
- Sabah gazetesini üç imza için takip etmeye çalışırdım… Ülkü Tamer,Refik Durbaş, Hıncal Uluç…Önce Ülkü Tamer’in o güzelim yazıları-anıları, daha sonra Refik Durbaş‘ın şiir kokan satırları gitti.
- Sanırım Türk Medyasında kendisine tam sayfa ayrılan tek yazar olan Hıncal Uluç çok şükür yazılarını yaklaşık 25 yıldır sürdürüyor. Bu da ayrı bir rekor olsa gerek. Sabah’ ı satın alıp okumamın en başta gelen nedenlerinden biri de Hıncal Uluç’ un yazılarıdır.
- Beğenirsiniz, beğenmezsiniz, bazen sert eleştirilerine kızarsınız ama sonunda inandığını yazmaktan kaçınmayan ve genelde de sonunda hep “haklı” çıkan, kuzeni, unutulmaz isim Prof.Taner Kışlalı’nın katledildiği,kendisinin kurşunlanarak haftalarca hastanelerde yattığı ama çizgisinden milim şaşmayan bu “doğru” adama hak vermeden de edemezsiniz.
- 1970 li yıllardan unutulmaz haftalık haber dergisi “Yankı”dan beri takip ettiğim Uluç’un engin bilgisine de güvenirim ama bana göre en iyi bildiği iki konu “gazetecilik” ve futbol” dur… O yazılarını adeta ders gibi okurum…
- Bu hafta sayfama aldığım yazısında Sevgili Uluç, Efsane gazeteci Bradlee ile ilgili yaptığı alıntılara yer vermiş…
- Gazeteniz Detay, KKTC nin en genç gazetesi, Genel Yayın Yönetmeni Oshan Sabırlı ‘da bu koltukta oturan en genç yönetmen… Detay‘ı çıkarmaya başladıklarında bana “abi, gazetecilerin sahibi olduğu ve çıkardığı bir gazete yapmak istiyoruz” demişti.
- Bu çetin yolda başarı ile gidiyorlar…
- İşte deneyimli gazeteci Hıncal Uluç’un özetlediği ve “meslektaş”larının dikkatle okumasını istediği satırlar…
“Dünya ondan bahsediyor.. Ben Bradlee'den.. Şöyle tanıtabilirim size en kısa yoldan.. Bizde Abdi İpekçi neyse, Amerika'da Ben Bradlee de oydu.. Yerli, yabancı basında, bir yığın yazı okudum.. The New York Times'da David Carr'ın satırları çok etkiledi beni.. Size alıntılar yapacağım.. Özellikle meslektaşlarım dikkatle okumalı.. *** Ben Bradlee için niçin kıyametler kopuyor.. Watergate hikayesini gazetesi Washington Post için ortaya çıkaran o değil ki.. O muhabirleri seçip gönderen adam. Amerika'yı sarsan, Başkan Nixon'u bitiren makaleleri yazan da o değil.. O, okuyan, düzelten ve sayfaya koyan şef editör. (Genel Yayın Müdürü yani) Gazeteciler, gösterilen yere giden insanlardır. Mr. Bradlee, önemli, olay yaratacak yerleri gösteren kişiydi. Onunla çalışanlar, duvarların arkasına gider, o hikayeleri toplar getirirlerdi. O hikayeler ki, bazıları Amerikan Tarihini doğru rayına oturtmuş, bazıları ise o tarihi değiştirmiştir. Bradlee çok şey yaşadı. Savaşa gitti. Çok erken sevdi. Çok sık sevdi. Başkanlarla arkadaşlık etti. Film yıldızları gibi eğlendi. Başına geçtiğinde Post, sıradan bir gazeteydi. Onu II. Dünya Savaşı'nda hizmet ettiği savaş gemisine çevirdi. Gemisi istim aldıktan sonra, müthiş rekabeti yenebilmek için yorulmak bilmeyen bir mücadeleye başladı. Yetenekleri keşfetti ve destekledi. Yüceltti. Onlar da Post'u yücelttiler. Çeyrek asırdan fazla Haber Odasını yönetti. Kadroyu iki misline çıkardı. Tirajı da. Hedeflerini, hırslarını katladı. İyi haberi koklamakta benzersizdi. İyi haber kokusu onu büyülerdi. Post'a bir muhabir olarak ilk girdiğinde, bir gece bir otelin terasında birinin intihar teşebbüsünde bulunduğunu haber almıştı. Fırladı gitti, terasa çıktı. Adam kenardaydı. Etrafında onu ikna etmeye çalışan polisler. Orada saklanıp olayı başından sonuna izledi. Minik defterine her kelimeyi, her şeyi not etti. Polisler adamı içeri alırlarken, o da içinden bağırdı.. "Elimde harika bir hikaye var!.." Öyle bir insandı ki, onunla bir süre ayni odada bulunun, size kendinizi bir süper star hissettirdi. "Odasındaki her kadın onunla birlikte olmak ister, her erkek ise, o olmak isterdi" dedi çok yakın bir arkadaşı ölümünden sonra. Öyle çarpıcı bir karizması vardı. 1969'da "Style/ Yaşam" sayfalarını keşfetti. Post'un en çok okunan sayfası yaptı. Tüm gazeteler taklit ettiler. Yazarlarını halkın konuştuğu dille yazmaya ve yazılarında mizahi üsluptan korkmamaya teşvik etti. "Okurunuzun iki seçeneği var.. Kahvesini püskürtmek, ya da elindeki Post'u çöpe atmak" derdi. Bir favoriler oyuncusuydu. Yüreklilerin, cesurların hayranıydı. Gazete yönetiminin sözleşme imzaladığı şöhretli bir muhabiri "Yürürken hiçbir şey çınlamıyor" diye veto etmişti. Bradlee yürürken çınlatırdı!..” [review]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.