Bir İhale Skandalı Daha!

Hep iddia ediyor ve söylüyorum. Bu ülkede; düzenli, kurallı ve denetimli bir ihale sistemi oluşturulsa, KKTC Bütçesi ARTI verir diye. Kamu İhale Yasası Mart ayından beridir komitede bekliyor. Üstelik AB uzmanları ve Türkiye Kamu İhale Kurumu yetkilileri de sürekli gelip gidiyorlar. “Eften püften” yasalar ivedilik alırken bu yasa “nadas”a bırakılmış vaziyette. Neden? Neden olacak, HAMMA HUMMACILAR daha fazla nemalansın, MAMMAYI götürsün diye. Bu “götürümler” sadece devlet ihalelerinde de olmuyor. Kamu İktisadi Teşekküllerinde, kurumlarda, belediyelerde de büyük boyutlara ulaştığı sürekli İDDİA ediliyor. Arşiv taraması yaparsanız; Sağlık Bakanlığı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı, Toprak Ürünleri Kurumu, KIB-TEK ve bazı belediyelerin isimleri sürekli olarak gündeme taşınıyor. Herkes “kafasına göre” şartname hazırlamaya soyunuyor. Hâlbuki bu refiklerin Amerika’yı yeniden keşfetmesine hiç gerek yok. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) her konuda Avrupa’dan da esinlenerek standartlar hazırlamış. “Tak fişi bitir işi” misali uğraşmanıza hiç gerek yok. Tabii amacınız “üzüm yemekse”. Dün Haberal Kıbrıslı Gazetesi’nin manşetinde yine bir İHALE SKANDALI vardı. Belediye Başkanının açıklamalarını okurken, skandal gözümde daha da büyüdü. Yasama tatlı uykusundan uyanıncaya kadar Sayıştay Başkanlığı’nı göreve davet ediyorum. İhaleye 2 firma katılıyor. Biri 215 lira, diğeri 260 lira teklif veriyor. Alınacak malzeme “Ön Ödemeli Akıllı Su Sayacı”. Miktarı 4000 adet. İki firmanın teklifi arasında 180 bin lira fark var. Ne var diyeceksiniz? 180 bin lira ne güzel devletin kasasında kalmış. Ama keşke öyle olsa. Tam tersi olmuş. Sudan gerekçelerle ihale yüksek fiyat veren firmaya bırakılmış. Başkan’ın 3 sayfa dediği gerekçelerde sudan sebepler bulunduğunu her okuyan yakınen öğrenecektir. Örneğin “Kalibrasyon ayar vidası” öne çıkartılmış. Neden? Başkana sormalı… Çünkü DÜNYA STANDARTLARI başkanı haksız çıkartıyor. Bakın Avrupa Birliği’nden çevrilen ve Türk Standardı halini alan belgede ne deniliyor? TS EN 14154-1+A2 Su Sayaçları Genel ÖzellikleriŞartnamesi’nin, 4.8.1 maddesinde; “Mekanik koruma tertibatı Sayaçlarda mühürlenebilen koruma tertibatı olmalıdır. Mühürlenmiş bir sayacın nizamî bir şekilde tesisata bağlanmasından önce veya sonra, mühüre veya koruma tertibatına zarar vermeksizin sökülüp açılabilmesi, sayaca ya da ayar tertibatına müdahale edilebilmesi mümkün olmamalıdır.” Bizim başkan bunu değiştirterek “bu tertibat altta” olmalıdır diye düzelttiriyor. Çünkü 2 teklifteki ayar vidalarının biri altta diğerindeki yanda. Hâlbuki sayaca müdahale anında bu sayaçlar kendi kendini kilitliyor ve bunu hata olarak da bildiriyor. Yani başka bir deyişle “ayar vidası” ister altta, ister yanda, ister üstte olsun fark etmiyor. Bunların üzerlerinde başka bir vida ve onun üzerinde de “açılmaya çalışılınca kırılan telli mühür” sistemi var. Onu da geçin, sayaca müdahale edilmeye çalışıldığı an sayaç kendi kendini kilitliyor.MÜDAHALE İMKÂNSIZ. Amaç da MÜDAHALE EDİLMEMESİ değil mi? Hangi teknik adam ya da adamlarınız kendisini; dünya ya da Avrupa ya da Türk Standartlarının üzerinde görüyor? Başkan 3,5 sayfalık gerekçelerinde (başkan gazeteye 3 sayfa diyor); bazı açıklamaların detaylı yapılmadığını söylerken ayni zamanda ihale dosyasının gereksiz bilgilerle donatıldığından söz ediyor, bazı açıklamaların yapılmadığını söylerken ayni zamanda bunların var olduğundan ama “bir yerlerde” bulunduğundan ve dikkate alınmadığından söz ediyor. Hâlbuki verilmiş olan tekliflerde; İDARİ ŞARTNAMEDE ve TEKNİK ŞARTNAMEDE BELİRTİLEN TÜM HUSUSLARI AYNEN KABUL ETTİĞİMİZİ VE TAAHHÜD ETTİĞİMİZİ BEYAN EDERİZ deniliyorsa, daha aradığınız nedir? Açıkça 180 bin lira cebimizi deler diyorsunuz demek ki! Paramız çok sokağa atsak da olur düşüncesi. İhaleyi TÜRK firmasına verdik diyen başkan diğer firmanın da TÜRK firması olduğunu gözlerden kaçırıyor. Düşük fiyat veren firmanın burada yerleşmiş olan ve milyarlar harcanarak kurulan bakım ve tamir servisi de dikkate alınmıyor. Başkan, Haberal Kıbrıslı’ya yaptığı açıklamada “seçmediği” sayaçların AB standartlarına uymadığından da bahsediyor. Bunu “sallarken” internete girip ilgili su sayaçlarının TÜM DÜNYAYA pazarlandığına da bakmaya akıl etmiyor. Ayni sayaçlardan ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ, 10.10.2014 tarihinde, Kamu İhale Komisyonu marifetiyle; 3 milyon 58 bin 500 liralık daha alıyor (sayfadaki belge). Başkan, İçişleri ve Sayıştay Başkanlığı’na yazdığı yazının sonunda da kendi kendini aklayıp “soruşturmaya gerek olmadığı” kanaatine varıyor. Ayni oyunların Lapta Belediyesi’nde de oynandığı İDDİA ediliyor. İş kadar bir sırıtıyor ki; Lapta Belediyesi meclis üyesi bir hukukçu, belediye başkanına yazı yazıp, “kandırılıp, yanıltıldıklarından” bahsederek açıklama istiyor. Firmaların adını yazmadım. Beni ilgilendiren onlar değil, ülkenin KOKUŞMUŞ ihale sistemidir. Sayıştay Başkanlığı’na güveniyorum. Olaya el atacaklarına eminim.