Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu 25 Kasım’da Almanya’da yapılan üçlü konferans sonu ayni kelimelerle olmasa bile anlam olarak ayni ifadeleri kullanmıştı ‘’Önce Türkiye’nin Akdeniz’deki hakları çözüldükten sonra Kıbrıs konusunda sonuca ulaşabiliriz. Bizim önceliğimiz Türkiye’nin Akdeniz’deki haklarıdır demişti.
Şimdi da TC Milli savunma Bakanı Akar ‘’Kıbrıslı kardeşlerimizin hakkını korumakta kararlıyız. Doğu Akdeniz de Türkiye’yi yok sayan bir kararın yaşama şansı yok.’’diyor.
Bu güne kadar anlamayan veya anlayıp da işlerine gelmediği için anlamamazlıktan gelenlere bir kez daha seslenmek istiyorum.
Türkiye’nin resmi politikası Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşmak değildir.
Çözüme ulaşmanın şartları vardır.
Bu konuda elinde her türlü kozu da vardır.
AIHM’e göre KKTC Türkiye’nin alt yönetimidir. Bu karara ne KKTC Hükümetlerinin ne de Anastasiyadis’in itirazı yoktur. Güney’in Uluslar arası tanınmışlığına da Türkiye’nin bir itirazı yoktur.
Şartlarına gelince:
1- KKTC’de Kıbrıslı Türkler yaşadığı için Akdeniz’de bulunması muhtemel Petrol ve Gazda benim da payım vardır ve bu pay tescillenmelidir.
2- Kıbrıs’ta BM çatısı altında yürütülen çözüm görüşmelerinde benim kabulleneceğim çözüm benimsenmediği sürece çözüme ulaşılamaz.
Sonuç olarak belli ki çözümsüzlükten Türkiye ne kadar memnunsa Anastasiyadis yani Rum tarafı da o kadar memnundur.
Bu konuda Kıbrıs Türk’üne bir şey sormaya gerek yok. Hatta söz hakkı da yok.
Söz hakkı olması için o Erdoğan’ın her zaman kullandığı bir sözü bellemek lazım.
Tabi kula kulluk edenlerden kurtulursak.
‘’BİR OLMAK BİRLİK OLMAK’’
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.