Bu yazımı kaleme alırken halen Mont Pelerin’deki Liderler zirvesinden herhangi bir sonuç açıklanmamıştı.
İşte bu nedenle varsayımlar ve olası gelişmeler konusunda fikir jimnastiği yamak istedim
İsviçre’deki Liderler toplantısından üç sonuç çıkabilir diye düşünüyorum.
1- Liderler toprak konusundaki kriterlerde anlaştılar, Harita ve buna bağlı görüşmeler için Bir tarafın çoklu, bir tarafın beşli dedikleri zirvenin önü açıldı ve belirlenen bir tarihte 11 Şubat belgesinin son iki maddesinin görüşülmesine geçilecek.
2- Yeterince yakınlaşma sağlanamadı Liderler Kıbrıs’a dönüp daha da yakınlaşma sağlamak için anlaştılar.
3- Hiçbir yakınlaşma sağlanamadığı için görüşmelere nokta kondu.
Anımsayınız ben New York görüşmeleri sonrasında ‘’Galiba çözüm kaf dağının arkasına saklandı’’diye bir görüş belirtmiştim. Çünkü Liderler oraya giderken de beklenti çok yüksekti ve cılız bir açıklama çıktı. O açıklamaya bir de kılıf bulunarak uzlaşılmayan maddelerde Kıbrıs’ta Eylül ayı içinde seri görüşmeler yapıp Kasımda üçlü görüşmeler geçilmesi hedef olarak ortaya konmuştu.
Nitekim Eylül ayında bir yz metre koşar gibi seri görüşmeler yapılmış her görüşme sonrası da umut verici yaklaşımlar sergilenerek Kasım ayındaki üçlü zirveye ulaşılmıştır.
Bence son iki madde olan toprak ve güvenlik konuları çözümün gerçek anahtarıdır.
Bu güne kadar her iki tarafın da yaptığı açıklamalara bakılırsa bu iki konuda hiçbir ilerleme gözükmemektedir. Özellikle garantiler konusunu Yunanistan görüşmekten çok çok uzaktır. Olağanüstü gelişmeler yaşanmasa son 48 saat içinde görüşmelerin çökmesi muhtemeldir.
İşte bu nedenle sonuç odaklı varsayımları ile ilgili bir beyin fırtınası yapmak istedim.
Yukarıda sıraladığım sonuçların birincisi galiba bütün çözümü bekleyen Türk ve Rum halkının beklentisidir. Akıncı’nın da söylediği gibi doğal takvim olan 2016’nın kaçırılmaması anlamını taşır. İşte o zaman anlaşma çerçevesi çizilmiş metnin yazımına geçileretk2017 ortasında referanduma gidilebilir.
İkinci alternatif çıkarsa bana göre bir oyalama anlamı taşır.Artık adaya dönüşme değil yüz metre olağan üstü bir yarış anlamı taşır.Artık Liderler 2016 yılı içinde çözüme ulaşmak için Bolt’un yarış rekorunu kırmaları gerekecek.Umutların artık tükendiği noktaya doğru yelken açıklacak.
Üçüncü altenatifde artık bu zeminde görüşmelere nokta konacak. Belki da 41 yıldır görüşülen ve birçok ara karar alınan federal bir Kıbrıs fikrinden vazgeçmek gerekecek. Artık bu zeminde bu argümanlarla görüşmenin hiçbir anlamı kalmaz.’’Bu da tek taş vermeyik’’platformunun ekmeğine bal sürer. Yani statüko yıkılmamıştır. dimdik ayakta duracaktır.
Bütün mesele bu noktada yeni görüşme zemininin ne olacağı konusunda toplumsal olarak yeni bir argümana ihtiyacımız olacaktır.
Gözden uzakta tuttuğumuz bir tablo var.
Kıbrıs Cumhuriyeti BM tarafından tanınan Ab üyesi bir ülkedir.Tüm ada AB üyesidir ve sadece muktesebat Kuzeyde geçeri değildir.Kıbrıs’ın Kuzeyi TC’nin bir alt yönetimidir ve adanın %36’sını kontrol etmektedir.
Türkiye 1974’de bozulan 1960 Anayasasının yeniden tesis edilmesi için adaya gelmiştir.1977-1979 doruk anlaşmalarında uzlaşılan 29+ formülüne uygun bir toprak paylaşımı ile 1960 Anayasası yeniden tesis edilsin.
Bence bu yeni bir görüşme Argümanı olabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.