Küçük Mustafa’yı hatırlıyor musunuz?
Hani şu, öz babası tarafından tecavüz edilip, işkence ile öldürülen Mustafa Diker’i?
Hatırladığınızdan eminim.
Çünkü ben de unutamadım.
2012 yılındaki bu olay toplumda infial yaratmıştı.
Çünkü toplum olarak ,çocuk tecavüzlerini de, çocuk cinayetlerini de kanıksamamıştık daha.
Bu olay, geceleri kabusumuz olmuştu.
Oysa şimdi, duyuyor, lanetliyor ve yolumuza devam ediyoruz ne yazık ki.
Sakın kanıksamadığımızı söylemeyin.
Bakın, minik Mustafa tecavüze uğrarken, öldürülürken orada olup, müdahale etmeyen, öldürüldükten sonra da, suçu kapatmaya çalışan üvey anne 29 Nisanda, sessiz sedasız tahliye edilmiş.
Bundan kaçımızın haberi oldu?
Ya da bu haber kaçımızın ilgisini çekti?
Evet, küçücük bir çocuğun tecavüze uğradığı sırada yan odada olup ses çıkarmamanın, öldürülürken seyirci kalmanın ve öldürüldükten sonra, çöpe atılmasına yardım edip, suçu saklamanın bedeli sadece 3 yıl 4 aymış.
Oysa bu üvey anneye verilen ceza, bize az gelse de 5 yıldı, ne oldu da, 3 yıl 4 ay sonra serbest kaldı?
“İyi hal” indirimi mi aldı?
Nasıl bir iyi davranış gösterdi ki, ufacık bir çocuğun hayatının elinden alınmasından hem de işkence ile alınmasından daha önemli görülebildi?
Hadi anne, “iyi hal” gösterdi (!) ya da başka bir önemli sebeple (!) indirim aldı ve tahliye oldu diyelim, ya cani baba?
O, neye güvenerek tahliye talebinde bulunabiliyor?
Verilen 40 yıllık mahkumiyeti çok bulup, 23 istinaf sebebi göstererek tahliyesini istemiş.
Bu 23 sebep nedir bilmiyorum ama hiçbir sebebin , kendi öz çocuğuna tecavüz edip, sonra da öldüren birinin cezasını hafifletmemeli diye düşünüyorum.
Kaldı ki, idama karşı olmama rağmen, bu tür canilerin idam edilmesini canı gönülden destekliyorum.
Ama ne yazık ki, çocuklara kıyıp, tecavüz eden, öldüren caniler, “iyi hal” indirimi de alabiliyor, serbest te kalabiliyor.
Umuyorum 15 Haziranda, Yüksek Mahkeme, bu cani babanın cezasında indirim yapmaz.
Hatta az bulup artırır.
Zaten ne diyerek indirim isteyecek ki Yüksek Mahkemeden?
İfadesinde söylediği gibi; “bu çocuk yüzünden eşim benimle birlikte olmuyordu, ben de cinsel ihtiyacımı giderdim” mi diyecek yine?
Yoksa, çocuğun kendisinden olup olmadığı konusunda şüpheleri olduğunu söyleyerek mi, aklanmak isteyecek yine?
Kim bilir belki de Ensar Vakfı’nı savunan TC Aile Bakanı’nın söylediklerini örnek alarak “ Bir kereden bir şey olmaz” der, ne dersiniz?
Nasılsa, bu sözlerle kanıksamadık mı, tecavüzleri ve cinayetleri?
Normalleştirmedik mi, insanlık dışı her ne varsa?
Tecavüzleri de, cinayetleri de, kanıksayıp normalleştirdik normalleştirmesine de, acaba, minicik çocukların, tecavüze uğradığı ya da öldürüldüğü sırada duydukları korku ve acıyı düşünmemek, hissedip tepki göstermemek normal mi?
Yani biz normal miyiz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.