[caption id="attachment_9059" align="alignleft" width="200"] ERKUT YILMABAŞAR[/caption] Okullar öğretmensiz... Eksikler çok... Hep birlikte ağaçlara bakıyoruz. Peki orman nerde? Ne yapmalıyız? Bize ne lazım? ** Bize içerisinde üç luggo, pirilli'yi, lingiri'yi anlatan çocuk kitapları lazım. Bize Aşık Kenzî’nin 1833 tarihli Kıbrıs Destanı'nı, Mida'yı, Hasan Bullileri anlatan tarih kitapları da lazım. Bize Baf'ın güzel bağlarını, Larnaka'nın maunacılarını, Lefke'nin tarihinin 1974'de değil çok daha öncelerde başladığını ilk Belediye Başkanı'nın fesli olarak 1900 yılında görevine başladığını anlatan tarih kitapları lazım. Lefkoşa'nın sokaklarının yasemin kokusunu, akşamları açan gece tütenlerin kokusunu da anlatacak kitaplar lazım . Kıbrıs'ta ilk özel Türkçe gazete olan Saded'in 1889'da yayınlanmaya başladığını, onu 1891'de Zaman, 1892'de Yeni Zaman gazetelerinin takip ettiğini anlatan, ilk mizah gazetesi olan Kokonoz'un 1896, ilk roman örneği olan Bir Gece Sohbeti ve Muzaffer Galib'in Bir Bakış adlı eserinin 1892'de yayınlandığını anlatan kitaplar lazım. Bize 1920'de Atatürk'ün çağrısı ile anayurda göç eden Kıbrıslı Türklerin tarihini de anlatan kitaplar lazım. Bize zivaniyayı, peksemeti, üzüm sucuğunun nasıl üretildiğini anlatan kitaplar lazım. Çakistesi, gara yağı nasıl yüz yıllardır ürettiğimizi de anlatan elbette... Ayrellinin, gaz ayağının, yumurta otunun, gömecin nasıl ovalardan toplanıldığını da... Bize ve çocuklarımıza Kıbrıslı Türklerin tarihinin 1974'de başlamadığını söyleyecek cesur yürekler de lazım. Bize Kıbrıs'ta sadece Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Rumların değil Maronitlerin Ermenilerin Latinlerin de yaşadığını anlatan ve çok kültürlülükten korkmamak gerektiğini söyleyen kitaplar da lazım... Bize şeftali kebabını, fırın kebabını, hırsız kebabını, nohutlu pilavı anlatacak yemek kitapları da lazım... Bize hellimin sadece Kıbrıs'ta üretildiğini ve bunun bile bir başarı öyküsü olduğunu anlatacak ders kitapları lazım... Bize Yenicami'yi, GG'yi, Çetinakaya'yı, MTG'yi, TOL'u, BÜY'ü, Larnaka Gençler Birliği'ni de anlatacak kitaplar lazım... Bize Kıbrıslı Türklerin 1963'ten 1974'e kadar hepsinin ayrımsız 30 Lira alarak dayanışma ruhu içerisinde o günleri nasıl geçirdiklerini anlatacak şövenizm kıskacına girmemiş kitaplar da lazım. Bize son dönemlerde Kıbrıs Türklerinin tüm kurumları özelleştirme adı ile peşkeş çekilirken KOOP-SÜT'te yaşanan başarı öyküsünün aslında elimizi taşın altına hep birlikte koyarsak nelere kadir olduğumuzu anlatacak öğretmenler de lazım. Bize öğretilmeye çalışılan Akdeniz'in bu güzel adasında postmedern kültürün bellekleri sıfırladığı 74 model bir kültür aşısı tutmaz. Tutmadı. Tutmayacak. Kıbrıs'ın türküleri yüzyıllardır söylene söylene bu güne gelen türküleri, bundan sonra da dilden dile söylenerek gelecek nesillere aktarılacak.
Akdenizli - Fikret Demirağ |
Bir sevdayla sevişmeyi bilmeyen Akdenizli değildir bir gövdeyle sevişmeyi bilmeyen Bir rüzgârla konuşmayı bilmeyen bir bulutla bir acıyla bir Dor taşıyla konuşmayı bilmeyen Bir mevzi çukurunda kurşun atarken torbaların arasında açan çiçekle gözlerini seviştirmeyen Bir sevdanın mezar taşıyla bir umudun külleriyle konuşmayı bilmeyen Akdenizli değildir. Üç savaşın dehşetiyle gözleri büyüyüp iri kalmış kadınlarla çocuklarla gözleşmeyi bilmeyen Kanın kıyımın ölümün ortasında barışla sözleşmeyi bilmeyen sevgiyle acıyla buluşmayan yüreği Bir uçurtma, ya da sünnet düğünü karşısında bilmeyen çocuklaşmayı Akdenizli değildir Bir zeytinden, yasemimden, sevişme çalgısından kanının debisi yükselmeyen değildir Akdenizli Bir kadınla sevişmeyi bilmeyen Akdenizli değildir Bir yangınla sevişmeyi bilmeyen. |
|
|
Beşparmak Melodileri - Osman Türkay |
| | |
Bir yaz gününün bu eşref saatinde Yeşil çamlar Yalçın kayalar Başdöndürücü uçurumlar Kaleler Şatolar Saraylar Kıvrımlı asfalt yollar Ağaçlar Pınarlar Serin sular Akıp gitmede rüyalarımdan Şarkılarını dinliyorum cüce beşparmak! Şarkılarını dinliyorum binlerce kilometre uzakta Taymis`in süt mavi sisleri ortasında Evrensel sevgi, ümit ve gerçekten Beş bin müzik yılı sonra gelecekten Koparıp zevkimize armağan ettiklerin: Defne kokan, laden kokan bestelerin Öyle renkli, öyle candan, öyle derin Ezgilerin, sezgilerin, çizgilerin Senin. |
|
|
Nostalji Foto altları. Dikilitaş Lefkoşa'nın kalbi. Lefkoşa'da bulunan günümüze kadar yok olmayan 3 kapıdan biri Girne Kapısı... Bir zamanlar Larnaka'da maunacılar Bir zamanlar Larnaka Belediye Çarşısı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.