Eski AKP milletvekili aday adayı Prof. Dr. Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmasının ardından çıkan protestolar devam ederken, öğrenciler yaptığı açıklamayla sabaha karşı eyleme katılanların gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Öğrenciler tarafından yapılan açıklamada, "Öğrenciler arasında gösterilen dayanışma baskı, abluka ve yıldırma politikalarıyla sindirilmeye çalışılsa da biz kayyımlara karşı talebimizi yinelemeye devam edeceğiz. Bizler arkadaşlarımızın haklı olduğunu kayyım atamasının haksız olduğunu biliyoruz. Yarın tüm arkadaşlarımızla beraber bunu dillendirmeye devam edeceğiz" denildi.
Boğaziçi Üniversitesi'nde rektör atamasına karşı protestolar devam ederken, sabaha karşı 4'ü Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olmak üzere 28 kişi hakkında gözaltı kararı verildi, 17'si gözaltına alındı.
Okulun giriş kapısında ve içinde onlarca polisin beklediği Boğaziçi Üniversitesi'nde toplanan öğretim üyeleri ve öğrenciler, yaptıkları basın açıklamasıyla gözaltına alınanların serbest bırakılması çağrılarını yinelerken, Cumhurbaşkanı kararıyla atanan rektör Melih Bulu'nun konuyla ilgili açıklama yapmamasına tepki gösterdi.
Prof. Dr. Fikret Adaman, yaptığı açıklamada, "Burası her şeyin ötesinde demokratik, çoğulcu ve özerk bir yerdir. Burada çok seslilik vardır ve farklı görüşlere saygı duyulur. Burada sanat, kültür, bilim vardır. İlkelerimizin arkasındayız, bu ilkeler aynı zamanda buranın bir anayasasıdır, buraya adımını atan herkes bu anayasayı kabul etmiş demektir. Burada akıllı, soğukkanlı ve uzun soluklu bir mücadelenin içindeyiz. Bu mücadelenini içinde olduğumuz noktalarda aynı zamanda bilimimizi, sanatımızı yapacağız. Birlikte yaşayacağız" ifadesini kullandı.
Öğrenciler adına basın açıklamasını okuyan Şeyma Altundal da, "Susmayacağız, kabul etmeyeceğiz ve vazgeçmeyeceğiz. Gözaltılar derhal serbest bırakılsın, arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşsun" dedi.
Öğrenciler tarafından yapılan açıklama şöyle:
"Bugün 5 Ocak Salı. Bu sabah gözlerimizi arkadaşlarımızın ev baskınıyla gözaltına alındığı haberini alarak açtık. Bizlere reva görülen bu baskı yalnızca kayyumu savunmak, demokratik alanların gaspına yol açmak içindir.
Bizler dün, Boğaziçi öğrencileri ve Türkiye'nin farklı okullarından desteğe gelen öğrenci ve emekçi arkadaşlarımızla ortak taleplerimizi belirtmek üzere toplanmıştık. Herkesin bildiği gibi okulumuza atanan kayyım rektör Melih Bulu hiçbir açıklama yapmadan öğrencilerin polisle karşı karşıya kalmasını sağladı. Polisin kapıları öğrencilere kapatmasının ardından bir süre ayrı kalsak da, kampüs içindeki arkadaşlarımıza uygulanan ablukayı kırmayı ve bir arada basın açıklamamızı sergilemeyi başardık. Öğrencilerin bir araya geldiğinde neler başarabildiğini, polis ve kayyım şiddetini nasıl engellediğini gösterdik. Biz biliyoruz ki, kurtuluş yok tek başına, ya hep beraberiz ya da hiç birimiz.
Fakat, gelin görün ki bu birlik ve dayanışma kayyımcı zihniyeti rahatsız ediyor. Arkadaşlarımızı Çarşamba günü eyleme gelemeyecekleri şekilde 2 gün göz altında tutma kararı veriyorlar. Öğrenciler arasında gösterilen dayanışma baskı, abluka ve yıldırma politikalarıyla sindirilmeye çalışılsa da biz kayyımlara karşı talebimizi yinelemeye devam edeceğiz. Bizler arkadaşlarımızın haklı olduğunu kayyım atamasının haksız olduğunu biliyoruz. Yarın tüm arkadaşlarımızla beraber bunu dillendirmeye devam edeceğiz.
Susmayacağız, kabul etmeyeceğiz ve vazgeçmeyeceğiz. Gözaltılar derhal serbest bırakılsın, arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşsun.
Yarın saat 14.00’te tekrar büyük bir direnişle Güney Kapı önünde buluşmak üzere. Yaşasın öğrenci dayanışması."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.