Forbes dergisine göre film, dünya çapında şu ana dek 285 milyon dolar hasılata ulaştı. Türkiye'de 2 Kasım'da vizyona giren filmi ilk hafta sonunda 180 bin kişi izledi.
Freddie Mercury'i oynayan Rami Malek'in performansı da, hem grubun üyeleri hem de pek çok sinema eleştirmeninden övgü aldı.
Filmin yapımcıları Bohemian Rhapsody'nin belgesel özelliği taşımadığını vurgulasa da, senaryonun Mercury ve Queen'in gerçek hikayesini yansıtmadığından şikayet edenler de yok değil.
İşte Bohemian Rhapsody ile gerçek hayat arasındaki 5 temel fark:
1. Grup o kadar da kolay kurulmadı
Bohemian Rhapsody'de Queen'in kuruluş hikayesi çok daha farklı.
Filme göre, Freddie Mercury gitarist Brian May ve davulcu Roger Taylor ile ilk kez 1970'de, daha sonra Queen adını alacak olan Smile grubunun konserinde tanıştı. Basgitar ve vokaldeki Tim Staffell şans eseri gruptan yeni ayrılmıştı. Bir sonraki sahnede Mercury'nin yanına gittiği May ve Taylor önce ona şüpheyle yaklaştı, sonra Mercury de aralarına katıldı.
Gerçekteyse Freddie Mercury, grup arkadaşlarıyla çok daha önce, henüz Londra'daki Ealing Sanat Okulu'nda okurken tanışmıştı.
Tim Staffell'in de eski arkadaşı olan Mercury, Staffell, May ve Taylor'in kurduğu Smile'ın da büyük hayranıydı. Brian May, o dönem Mercury'nin sık sık gruba katılmak için başlarının etini yediğini ama Staffell ayrılana kadar gruba onu almadıklarını hatırladığını söylüyor.
Bas gitarist John Deacon'in gruba katılma hikayesi de gerçek hayatta farklı.
Filmde Deacon'ın Queen ile çaldığı ilk konser 1970'deymiş gibi gösterilse de, gerçekte 1972'ye kadar grup dört farklı basgitarist denendi ve ancak 1971 yılında Deacon gruba katılabildi.
Deacon aynı zamanda May ve Taylor'ı grubun ismini "Queen" olarak değiştirmeye ikna eden kişiydi.
Grubun ünlü gitaristi Brian May, Londra'daki ilk gösterimde Bohemian Rhapsody'nin "Queen hakkında değil Freddie hakkında" olduğunu söylemişti.
Filmde EMI müzik şirketinden Ray Foster isminde bir yönetici, grubun efsanevi bestesi Bohemian Rhapsody'nin yapımcısı olmayı, parçanın çok uzun olduğu gerekçesiyle reddediyor. Grup üyelerine de daha ticari müzik tarzına eğilmeleri tavsiyesinde bulunuyor ve büyük tepkilerini çekiyor.
Rolling Stone dergisine göre, böyle bir karakterin gerçekte var olduğuna dair kanıt yok.
Ancak Ray Foster karakterinin EMI'nin o dönemki patronu Roy Featherstone'dan ilham alındığı da düşünülüyor. Featherstone ise büyük bir Queen hayranıydı.
2. Mercury'nin aşkları
Bohemian Rhapsody, Mercury'nin bir dönem birlikte olduğu Mary Austin ile 1970'de gruba katılacağı gece tanıştığını anlatıyor.
Rolling Stone dergisine göreyse Mercury ve Austin'in ilişkileri aslında çok daha karmaşıktı.
Austin grup üyelerinden Brian May'le çok kısa bir ilişki yaşamıştı ve Freddie daha sonra grubun lideri olana kadar tanışmadılar.
Freddie Mercury ile Jim Hutton arasındaki aşk hikayesi de, filmde farklı anlatılıyor: İkili, Mercury'nin düzenlediği ve Hutton'ın garson olarak çalıştığı bir partide tanışıyor.
Jim Hutton (solda) ve Mercury, ünlü şarkıcının ölümüne dek 7 yıla yakın beraberdi.
Gerçek hayatta ise ikili bir gece kulübünde karşılaştı. Hutton o sırada Londra'da bir kuaförde çalışıyordu.
Times dergisine verdiği bir röportajda Hutton, 1984 yılında onu içki içmeye davet eden Mercury'i reddettiğini söylemişti. Hatta Hutton onun ünlü bir yıldız olduğunu da fark etmemişti.
İkili 1985'te yeniden karşılaştı ve Mercury 1991'de yaşamını yitirene dek ayrılmadılar.
3. AIDS'e yakalanışı
Queen severlerin en çok eleştirdiği farklılık da bu.
Filmin sonunda grubun solisti Mercury, AIDS'li olduğunu 1985'teki Live Aid konserinden hemen önce grup arkadaşlarıyla paylaşıyor.
Freddie Mercury, 24 Kasım 1991'de hayatını kaybetti.
Jim Hutton ise Mercury'nin 1987 yılına kadar hastalığını öğrenmediğini ve ölümünden bir gün önce yani 23 Kasım 1991'e kadar da hastalığını ilan etmediğini söylüyor.
Bir sinema eleştirmeni, Mercury'nin ölümünün 1990'lı yıllara damga vurduğunu ve AIDS'le ilgili toplumda farkındalığı artırdığını, filmin son sahnede Live Aid konseriyle hastalığını bağdaştırmaya zorlayarak "neredeyse Mercury'i cezalandırdığını" söylüyor.
4. Grubun 'ayrılık' süreci
Bohemian Rhapsody'de Mercury ve grup üyelerinin bir dönem küs olduğu anlatılıyor.
Ancak Queen, filmde anlatıldığı türden bir ayrılık süreci yaşamadı.
Filmde Mercury grup arkadaşlarına söylemeden ABD ile 4 milyon dolarlık bir solo albüm için sözleşme imzalıyor. Şarkıcı, bir süre gruptan ayrı kalmak istediğini, herkesin kendi yolunu çizmesi gerektiğini söylüyor ve bu gerginlik nedeniyle dağılma noktasına geliyorlar.
Gerçekteyse grup on yıl süren bir turneden sonra coşkularını kaybediyor ve 1983'ten sonra ara verip solo kariyerlerine odaklanmayı seçiyor.
Filmde Freddie'nin grup üyeleriyle yıllarca görüşmediği anlatılsa da, Rolling Stone dergisi, grup üyelerinin hiçbir zaman iletişimi koparmadığını, hatta 1983'ün sonunda bir albüm üzerinde çalışmaya başladığını aktarıyor.
Kısacası Queen üyeleri hiçbir zaman ayrılmadı.
5. Live Aid konseri
Queen'in 1985 yılında Wembley'de düzenlenen dev yardım konserindeki performansı, grubun tarihde çok önemli bir andı.
Filmde grubun uzun süre birbirinin yüzüne bakmadıktan sonra, konserden hemen önce bir araya geldiği anlatılıyor.
Gerçekte ise grup Live Aid'den bir önceki sene The Works albümünü çıkarmış, bir de dünya turnesi düzenlemişti. Live Aid performansı öncesi de defalarca prova yapmışlardı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.