AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB'nin Türkiye'ye temel haklara saygı konusunda acilen somut ve sürekli ilerleme kaydetmesi gerektiğini açıkça ifade ettiğini belirtirken, Kıbrıs Türk toplumunda ifade özgürlüğü ve medya çoğulculuğunu baltalama girişimlerinden duyduğu endişeyi dile getirdi.
Kıbrıs Haber Ajansı’nın edindiği bilgiye göre Borrell, iki yıl önce Kıbrıs’ın kuzeyindeki rejimi eleştiren bir makalesi nedeniyle sansüre maruz kalan Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen) Başkanı Kıbrıslı Türk gazeteci Ali Kişmir'le ilgili olarak Kıbrıs Dışişleri Bakanı Constantinos Kombos'un kendisine gönderdiği mektuba yanıt verdi. Kişmir’in 2021 yılında Türkiye'ye girişi de yasaklanmıştı.
İnsan haklarının AB'nin kurucu değerleri arasında yer aldığını ve AB'ye katılımın temelini oluşturduğunu belirten Borrell, AB'nin Türkiye'nin insan hakları siciline ilişkin kaygılarının açık olduğunu ve bu kaygıların AB Konseyi’nin pek çok rapor ve kararında yer aldığını da ifade etti.
Sonbaharda Konsey'e sunulacak olan Yüksek Temsilci ve Komisyon'un AB-Türkiye ilişkilerinin son durumuna ilişkin raporunun, stratejik ve ileriye dönük bir şekilde belirlenen araçlar ve seçenekler üzerine inşa edileceğini ve insan hakları ve temel özgürlükler konusunu da kapsayacağını belirtti.
AB'nin Kıbrıslı Türk liderle de görüştüğünü ve Kıbrıs Türk toplumunda ifade ve toplanma özgürlüğünün korunmasının öneminin altını çizdiğini belirtti. Borrell, Türkiye'nin Kıbrıs sorununa ilişkin müzakereler için elverişli bir ortam yaratılması amacıyla somut katkılarda bulunmasının ve sorumlu eylemler üstlenmesinin zorunlu olduğunu belirtiyor. Borrell ayrıca Türk mevkidaşına Kıbrıs'ta bir çözümün sadece AB-Türkiye ilişkilerinin ve bölgenin istikrarının yararına olacağını yinelemeye devam ettiğini de belirtti.
CNA'nın edindiği bilgiye göre Kombos, 14 Ağustos'ta gönderdiği bir mektupta Borrell ve AB'den Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı Ali Kişmir konusunda tepki göstermelerini istedi. AİHM kararına göre Türkiye'nin sadece Türkiye'de değil Kıbrıs Türk toplumunda da medya özgürlüğü ve çoğulculuğunu baltalama girişimlerinden sorumlu olduğunu belirtiyor. Kombos, bu davanın Türkiye'nin medya özgürlüğü konusunda sürekli olarak geriye gittiğini ve gazetecilere siyasi nedenlerle zulmettiğini gösterdiğini belirtiyor. Ankara'nın çözüm müzakerelerinin yeniden başlaması ihtimalini baltalamaya devam ettiğini de kaydeden Kombos, Borrell'den özellikle sonbaharda AB-Türkiye ilişkilerinin son durumuna ilişkin raporu hazırlarken kararlı bir tutum sergilemesini ve bu konulara hak ettikleri önemi vermesini istedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.