“Borrell ayaklarımızı suya erdirdi”

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in “Türkiye’ye karşı önlemler” konulu dünkü Avrupa Parlamentosu toplantısında yaptığı, “Türkiye ile misilleme dinamiği Akdeniz’i güvenli ve istikrarlı bir bölge haline getirmez” vurgusu Rum basını tarafından “ayaklarımızı suya erdiriyor” şeklinde yorumlandı.
Alithia “Avrupa Parlamentosu’ndaki Türkiye’ye Yönelik Önlemler Görüşmesinde Borrell Ayaklarımızı Suya Erdiriyor” başlıklı haberinde “AB Dışişleri Bakanlarının önümüzdeki pazartesi günkü toplantılarında Yunanistan, Kıbrıs ve Fransa’nın istediği gibi, Akdeniz’de ve Kıbrıs MEB’indeki faaliyetleri nedeniyle Türkiye aleyhine önlem almaları söz konusu değil” vurgusunu yaptı.
Habere göre Borrell, AP’ye Türkiye’ye karşı önlem alınması talebini sunan Rum Avrupa milletvekillerine şu cevabı verdi: 
“Türkiye önemli bir ortak, aday ülke ve NATO müttefikidir. İlişkilerimizdeki mevcut olumsuz eğilim durmalı ve tersine dönmelidir. Misilleme dinamiği Akdeniz’i daha güvenli ve daha istikrarlı bir bölge haline getirmez. Akdeniz’i ancak anlaşmazlık olan noktalarda diyalog (bunu Türk denkleri ile de görüştüğünü kaydetti) daha güvenli ve istikrarlı bir bölge haline getirir. Pazartesi günü AB Dışişleri Bakanları ile muhtemel ilerleme yöntemlerini inceleyeceğiz.”
“NEREDEYSE PAPA 5’İNCİ PİUS…”
Gazete, Borrell’in, Rum Avrupa Milletvekillerinin yorumları üzerine, cevap vermek için ikinci bir konuşma daha yaptığını yazdı, söylediklerini şöyle aktardı: “Yaptığınız yorumlardan çok şey anlıyorum, ancak zannederim yarıçap içerisinde uçan başka bir boyut daha var. Ve neredeyse bir filo daha çağıran Papa 5’inci Pius’u gördüm. Chamberlain veya Avustralya olmak niyetinde değilim, bana bu şekilde gelmeyin. Haçlı seferleri tarihin başka dönemine ait.”
Habere göre, çatışma arayışında olmadıklarını, çatışmalardan kaçmaya çalıştıklarını anlatan Borrell, kısa süre önce Ankara’ya gittiğini, AB üyesi ülkelerin, Türkiye’nin bazı faaliyetlerinin yasadışı olduğuna inandığı egemenlik hakları konusunda çok net konuştuğunu söyledi, özetle şunları ekledi:
“Ancak aynı zamanda coğrafyayı değiştiremeyeceğimizi ve Türkiye ile verimli bir ilişkiye ihtiyacımız olduğunu da dikkate alırsak, bu, Türkiye ile AB üyesi bir ülkenin savaş gemileri arasında cereyan eden talihsiz olaylarda olduğu gibi, gerilimleri tırmandırmaktan kaçınmamız gerekir. Her iki ülke de NATO üyesi ve vukuat NATO tarafından araştırılıyor fakat yeniden cereyan etmesini engellememiz gerekir.
“MESELE TÜRKİYE İLE SAVAŞMAK İÇİN KUTSAL İTTİFAK KURMAK DEĞİL”
Dediğim üzere mesele, bazılarınızın söylediği gibi, bir Osmanlı istilası ile savaşmak için kutsal bir ittifak kurmak değil. Yapmamız gereken çok komplike bir durum karşısında çok daha verimli olmaktır. İhtiyacımız olan, bir çeşit müzakereyi de içerecek bir prosedürdür ve biliyoruz ki orada bazı üye ülkelerin Türkiye ile ilişkileri noktası da var, müzakere etmeliyiz. 
Bazıları, neden Türkiye’ye üyelik öncesi ödenek verdiğimizi soruyor.  Size bildirmek isterim ki, üyelik öncesi ödenekler 2017’de kesildi. Sadece 1, 3 Milyar Euro veriyoruz, o da demokrasinin ileri götürülmesi, insan haklarının desteklenmesi için. 3,5 Milyar Euro ödenekler ile karıştırılmasın. O, Suriyeli mülteciler için ev sahibi ülkeye veriliyor. Bu, Türkiye’ye verilen bir para değil, doğrudan STÖ’lere ve BM’ye gidiyor.”
Borrell, Türkiye ile birçok ortak ilgi alanı bulunduğuna ve bu ilgi alanı üzerine bina edebileceklerine işaret ederek, pazartesi günkü AB Dışişleri Bakanları Konseyi’nde, muhtemel ilerleme yöntemlerini ele alacaklarını söyledi. 
Fileleftheros, Borrell’in sözlerini okurlarına “Misillemeler Akdeniz’de Güvenliği Sağlamaz… Josep Borrell Türkiye İle Anlaşmazlıkların Çözümü İçin Diyalog Öneriyor” başlığıyla aktardı.
RUM AVRUPA MİLLETVEKİLLERİNİN SÖYLEDİKLERİ…
Gazete, dünkü toplantıda Rum Avrupa Milletvekillerinin yaptığı konuşmalardan alıntılar da aktardı.
Habere göre DİSİ’li Avrupa Milletvekili Lefteris Hristoforu “AB, Türk saldırganlığını engellemek için bugün kararlılıkla önlem almazsa, yarın çok geç, etkileri de kontrol edilemez olacak” ifadelerini kullandı.
DİSİ’li Avrupa Milletvekili Lukas Furlas Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın, Türkiye’nin sürekli tehdidi altında bulunduğunu öne sürerek “komşu ülkelere saldıran, güya barış getirmek için gelen ve hiç gitmeyen bir ülke sondaj yapmak üzere Avrupa sularına girdi” ifadelerini kullandı.
DİKO’lu Avrupa Milletvekili Kostas Mavridis “AB’nin, Neo - Osmanlı Türkiye’ye karşı sakinleştirme politikasını ivedilikle terk etmesi gerek. Bugün Türkiye’nin AB’deki ve Doğu Akdeniz’deki yasa dışılıklarını konuşuyor olmamız önemli ama yetmez” dedi.
Avrupa Milletvekili Dimitris Papadakis ise, AB’nin rolünün arabuluculuk olamayacağını, bunun, Rum ve Yunan hükümetlerinin “egemenlik haklarının ‘grileştirilmesi’ demek olacağını savundu “AB’nin rolü, Ankara’nın meydan okumalarına karşı, Türkiye’yi uluslararası hukuka uymaya mecbur edecek ‘dinamik’  politikalarla kararlılık göstermektir” ifadesini kullandı. 
Haravgi, haberi “Borrell: Türkiye İle Gerilim Azaltılsın… AB Ankara İle ‘Verimli Bir İlişkiye’ İhtiyaç Duyuyor” başlığıyla aktardı.