Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in dün Ankara’da gerçekleştirdiği temaslar ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla görüşmesinde yapılan açıklamalar, bugünkü Rum gazetelerinde geniş yer buldu.
Fileleftheros gazetesi “Türkiye, AB’yi de Tehdit Ediyor- Çavuşoğlu Yeni Yaptırımlar Uygulanması Durumunda Borrell’i Misilleme Konusunda Uyarıyor” başlıklarıyla manşetten yer verdiği haberinde, Türkiye’nin ileri sürülen tehditlerini Rum Yönetimi ve Yunanistan aleyhinde sınırlamayıp, bizzat AB gidişatında da genişlettiğini iddia etti.
Gazete, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Borrell’i, 13 Temmuz’da gerçekleştirilecek AB Dış İlişkiler Konseyi öncesinde, AB tarafından Türkiye aleyhinde yeni kararlar uygulanması durumunda, Ankara’nın buna tepki göstereceği konusunda uyardığına da yer verdi.
Gazeteye göre, Borrell, gerginliğin azaltılması talebiyle Türkiye’ye gittiğini ve şu an bazı anlaşmazlıklar olduğunu ifade etti.
Borell, “Türkiye’nin tanımadığı Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB üyesi olduğuna” vurgu yaparak, iki tarafı da memnun edecek bir çözüm bulunması gerektiğini sözlerine ekledi.
Rum kesiminin ise, Borrell’in Çavuşoğlu ve Türkiye Savunma Bakanıyla gerçekleştirdiği görüşmeler konusunda bilgilendirmeyi beklediğini yazan gazeteye göre, Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in dün yaptığı açıklamada “AB Dış İlişkiler Konseyi toplantısının, AB’nin Ankara’ya yönelik çabalarının sonu değil, başlangıcı olduğunu” söyledi.
HRİSTODULİDİS
13 Temmuz’da toplanacak AB Dış İlişkiler Konseyi’nin, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetleriyle ilgili AB tarafından üstlenilen çabaların sonu olmayacağını savunan gazete, Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in dünkü açıklamasında, bunun bir tartışmanın başlangıcı olacağını ve bunun nerede sonlanacağını görmeyi beklemeleri gerektiğini dile getirdiğini iletti.
Borrell’in Ankara ziyareti öncesinde RIK’e açıklamalarda bulunan Hristodulidis, bölgedeki duruma ve AB’nin yaklaşımına değinerek, esas olarak istenen şeyin “Türkiye’nin tutumundan kaynaklanan durumun yatıştırılması olduğunu” ileri sürdü.
Avrupalı muhataplarıyla bir dizi telefon görüşmesi yapan Hristodulidis’in “Avrupa başkentlerinde Türkiye’nin tutumu konusunda ciddi endişe olduğu” iddiasında bulunduğu da aktarıldı.
“En baştan bu yana, Türkiye’nin tutumunun yalnızca Kıbrıs’la değil, geniş bölgeyle de alakalı olduğunu söylediklerini” öne süren Rum bakan, “Türkiye’nin tutumunun en nihayetinde AB tarafından anlaşıldığının görüldüğünü” de ileri sürdü.
“Hedeflenen şeyin, Türkiye’nin kabahatiyle meydana gelen gerilimin azaltılması olduğunu” yineleyen Hristodulidis, “aksi takdirde, eğer bu başarılmazsa, AB’nin gelişmeleri yalnızca takip etmemesi ve AB tarafından oybirliğiyle karar verilen şeylerin daha etkili bir şekilde uygulanması gerektiğinin farkına varılması gerektiğine” işaret etti.
Hristodulidis’in “bölgedeki Amerikan ilgisinde azalma olduğu bir dönemde, Almanya’nın AB dönem başkanlığının gerilimin azaltılması için arabuluculuk yapma konusundaki niyetinden duyduğu memnuniyeti ortaya koyduğunu” da yazan gazete, Hristodulidis’in “tüm bu inisiyatiflerin en nihayetinde AB’nin Doğu Akdeniz’de ne olduğunu anladığını gösterdiğini söylediğini” de ekledi.
Borrell’in temaslarıyla ilgili haberler Alithia’da “Borrell Ankara’da Mevlut Çavuşoğlu’yla Görüşmesinin Ardından Müzakerelerin Başlamasını Güvenceye Aldı”, Haravgi’de “Borrell: Doğu Akdeniz’deki Enerji Konularıyla Alakalı Diyalog- Borrell Hidrokarbon Zenginliğinden Ortaya Çıkacak Gelirlerin Dağılımı İçin Türk-Yunan Diyaloğunu Önceden İlan Etti”, Politis’te ise “Diyaloğun Başlaması İçin Pencere- Koşullu Diyalog Penceresi” başlıklarıyla yer buldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.