• BIST 9996.47
  • Altın 2976.723
  • Dolar 35.1352
  • Euro 36.6264
  • Lefkoşa 9 °C
  • Mağusa 10 °C
  • Girne 13 °C
  • Güzelyurt 8 °C
  • İskele 10 °C
  • İstanbul 6 °C
  • Ankara 5 °C

Bu hafta babalar günü...

Hare Ergen

Babamı kaybedeli 3 sene oluyor. Bazen onsuz geçirdiğim üç sene sanki çok daha uzunmuş gibi gelir, bazen ise sanki daha dün gibi, bazen ise sanki hiç gitmemiş gibi... Sanırım karışık bir durum...

Onu kaybedeli ilk defa babama içimden mektup yazmak geldi. Babam mektup yazmayı ve almayı çok severdi...

“Babacığım..

Henüz aradan üç sene geçmesine rağmen daha yeni yeni, o da bazen sana rahmetli diyebiliyorum. Diyemiyorum kolayına, çünkü varlığın benimle...Hemen hemen hergün şirkette kulaklarını çınlatıyoruz, müşterilerimiz ile...

Seni kaybettikten sonra eskiden bende farklı anlamı olan mezarlıklar anlamını yitirdi. Seni toprağa verdiğim an, farkettim ki sadece senin bedenin oraya giriyordu. Ruhun ise çoktan başka alemlerdeydi. Bu yüzden kabirini her ziyaret edişimde orada artık sadece sana ait  fiziksel şeylerin olduğunu biliyor, ruhunun bir yerlerde beni gözlediğini hissediyorum.

Senin yokluğunda ben biraz daha büyüdüm. Eskiden ele almakta çekindiğim konu ve kararları daha kolay ve cesurca alıyorum. Korkusuz bir şekilde olayların üstüne gidebiliyorum. Duygularımı iş hayatına asla karıştırmıyorum.  Seninle adaya döndükten sonra baba kız, birlikte geçirdiğimiz sadece altı senemiz oldu. İyi ki beni zorladın ve Kıbrıs’a döndüm. Sayende çok şey kazandım.

En zor zamanlarımda bana yol göstericim oldun. Seni kaybettikten sonra bile en umutsuz anlarımda yine bana bir şekilde rüyalarımda rehber oldun...Sana teşekkür ederim. Sen o kadar özel ve şahsına münhasır bir insandın ki...İyi ki senin kızınım. İyi ki sen de benim babam oldun.

Seni kaybettiğimde aslında ben en yakın arkadaşımı da kaybetmiştim.

Andy Williams, ABBA, Frank Sinatra ve Neil Diamond gibi efsane isimleri senin sayende öğrendim ve sevdim.

Bazen akşam yemekleri sonrası yaktığın puronun kokusunu, annemin sevmeyişi ve söylenmesi senin de gülümseyerek ona cevap vermen hep aklımdadır... Bazen seni şirketten kaçırırdım. Kimseye haber vermeden Gloria Jeans veya Yenikent Mado’ya giderdik kahve içmeye...İkimiz de bundan çok büyük keyif alırdık. Seninle kafa yapımız çok uyardı, hayattan zevk almasını da yine senden öğrendim baba.. Hastalığının son zamanlarında çok yorgun düşüyordun tedaviden,  bana “ kızım yorulmadınız mı, uğraşmayın benimle bırakınız beni” dediğinde benim de sana “ seni gidi, nereye bırakacağım seni cancık, paracıklar kazanacağız daha, hadi gülsün yüzün lütfen” dediğimde yüzünde beliren o gülümsemeyi, gülmeni de hiç unutmayacağım. Bana gülerek; “ A babam aklında hiç paradan başka birşey yok mu” dediğinde ise “Ne yapayım senin kızınım babişko” deyişimden sonra senin bana yine gülümseyerek bakman... Hastalıktan ötürü yüzünde oluşan acı ve ızdırap bu sayede geçer, sanki eski günlere dönerdik...Ben tüm bunları seni güldürmek için yapıyordum. Paranın satın alamayacağı çoğu şeyi de yine senin sayende öğrenmiştim.

“Para daha fazla mutluluk getirmez, bazen olan huzuru da bozar, sağlığı geri getiremez. Zamanı satın alamaz, yine de en yakınındakilerin gerçek yüzünü de bazen para sayesinde görürsün” gibi deyişlerin vardı baba... 

Senin gözlerinde bir mutluluk ifadesi görmek benim tüm yorgunluğumu alırdı...Dünyalara bedeldi...Doktorlar senin ilacının moral ve neşe olduğunu, seni mutlu edecek, güldürecek şeyler yapmamızı söylerlerdi.

Vicdanen rahatım. Senin için elimden gelen herşeyi yaptım da ondan...Senin de tanıdığın yakın bir aile dostumuz demişti ki “insanın bir kızı olmalı Hare...Bunu baban için nasıl çabaladığını, çaresizliğin verdiği o hiç birşey yapamama haline inat umudunu hiç yitirmeyişini gördüğümde, gösterdiğin şefkat ve sevgiyi; acaba ben de görebilecek miyim, diye kendime sorduğumda anladım ki insanın bir kızı olmalı...”

Bazen elime senin yazıların denk gelir...Özenle inci gibi yazılmış, nizam içerisinde olan o güzel yazıların...  Resim yapmama rağmen ben senin gibi güzel yazamıyorum baba...

Senin kedin olan “Burni” ye evde bakıyorum...Ofiste kedilerimiz var onları senin için besliyor ve bakıyoruz.

Senin ışığın ve bilgin beni hep aydınlatıyor baba. Senin şu an bana gülümseyen yüzün ise ofiste karşı duvarda asılı olan fotoğrafında...

Seni çok seviyorum...Diğer alemlere dalıp beni unutma...Çünkü ben senin kızınım ve hep öyle kalacağım...

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları