Brodhers isimli bir kitap çıktı. Okuyanlarınız bilecek. Amerika’nın dünya üzerinde oynadığı oyunlar. CIA’nın kuruluşu ve ülke başkanlarını nasıl devirdiklerini, kısacası komplolarını bir bir anlatıyor.
ABD'li avukat ve siyaset adamı. Başkan Dwight D. Eisenhower döneminde ABD dışişleri bakanı (1953-1959). II. Dünya Savaşı'nı izleyen soğuk savaş döneminde ABD'nin dış politikasının belirlenmesinde önemli rol oynayan Jhon Foster Dulles ile CIA eski başkanı Alan Dulles’in çevirdikleri dolapları gözler önüne seriyor.
1954 Guatemala Darbesi, İran Başbakanı Musaddık’ın devrilmesi, Küba’ya ait Domuzlar Körfezi çıkartması. John F. Kennedy suikastının baş aktörü, Kennedy Suikastının soruşturmasını yapan Warren Komisyonu başkan ve Sullivan & Cromwell şirketi yöneticisi Alan Dulles’in ülkelere neler yaptığı anlatılıyor.
ABD’nin özellikle 2’nci dünya savaşı sonrasında siyasi açıdan yol haritasını çizen iki kardeş, Nazi Partisine ve Hitlere verdikleri 500 Milyon dolar ile Nazi Partisini finanse ederken bankaların başında yönetici olarak görev yapan Bush’un dedesi Herbert Bush ile silah ile yola gelmeyen ülkelerin para ile yola getirildiği belgeleniyor.
2’nci dünya savaşı sonrasında Avrupa’ya giden Alan Dulles Paris anlaşmasını gerçekleştirir. İngiltere kraliçesi Elizabet ile görüşerek onun tavsiyesi ile CIA’yı kurar. CIA kurucuları arasında 007 James Bond filmlerinin yaratıcısı Ian Fleming’in de olması ilginçtir.
CIA kurulduktan sonra İran Başbakanı Musaddık’ın petrolü millileştirilmesi iki kardeşin Musaddık’a darbe yapmasına neden olur.
Sonrasında Guatemala darbesi yaşanır. Guatemala’da faaliyet gösteren ve dünyanın önde gelen dağıtım şirketlerinden birisi olan Amerikan United Food şirketinin kontrolünde olan demiryollarının yanısıra, deniz yolları ile limanların Guatemala başkanı Armens tarafından bu şirketin elinden alınmak istenmesi bir başka darbenin gelmesine neden olur.
Guatemala başkanı Armens toprak reformu yapacağım iddiası ile ortaya çıkınca iki kardeş Armens’i de darbe ile aşağı indirir.
Daha sonra ABD desteği ile MİT kurulur. MİT kurulduktan sonra Marmara otelin yanında ofis kurulur. Ama ne tesadüftür ki hemen akabinde 6-7 Eylül olayları olur.
Daha sonra Adnan Menderes başa gelir. ABD’nin istediği askeri yenileme yapılmaz. Yani ABD’nin silah tüccarlarına para akıtmaz. Demir yollarının alt yapısı için Rusya’dan alacağı krediler nedeni ile Rusya’ya yaklaşır. Ve tabi bu durum onun sonu olur. 27 Mayıs darbesi yapılır. Menderes ve bakanları asılır.
Alan Dulles’in öğrencisi Kisinger’dir. 1960 John F. Kennedy başa gelir. Küba domuzcular burnu çıkartması fiyasko ile sonuçlanır. Endonezya’da 3500 paralı asker eğitilir ve Küba’ya bu askerler ile çıkılmak istenir..
Rockfeller’in Endonezya’da madenleri var. Rockfeller, Alan Dulles’un karısının akrabasıdır. Madenler Endonezya hükümeti tarafından millileştirilmek istenince orada da darbe yapmak ister. Ancak Kennedy hayır der.
Domuzcular burnu fiyaskosu ve Endonezya darbesi istemi nedeni ile Kenedy Alan Dulles’i CIA başkanlığından alır. Ve sonrasında malum olay olur ve Kennedy vurularak öldürülür.
Soruşurma da Kennedy’e bir yerden ateş edilir denir. Halbuki amatör bir kameraman olayı görüntüler ve ateşin birkaç yerden açıldığını belgeler. Bunu götürür ve Times Dergisine yayınlanması için verir. Ancak Washington Post, Time gibi büyük yayın organları Alan Dulles’in etki alanında olduğu için CD çekmecede çürür. Kennedy’nin ölümü ile ilgili olarak Warren komisyonu kurulur. Kennedy öldüğü için yerine Jhonson getirilir. Hani 1963 yılında Türkiye’nin önüne 6’ncı filoyu çıkartıp Kıbrıs’a çıkartmayı önleyen o meşhur Jhonson bukez Kennedy’nin hayır dediği tüm şeylere evet der ve Warren Komisyonun başına da Alen Dulles’i getirir. Ve tabi herşey hasır altı edilir.
Spy Master (Casuslar Şefi) olarak tarihe ismini yazdıran Alan Dulles Wersay anlaşması ve paperelips operasyonu ile Nazileri ABD’ye getirir. Onları insanları nasıl ikna edecekleri davranışları, nasıl itaat ettirilecekleri yönünde eğitir.
Şimdi günümüze gelelim. Rusya’ya yaklaşan Türkiye’nin başına ne geldiyse Alan Dulles’in kurduğu ve yetiştirdiği o öğrencilerden geldi. Gezi olaylarının park kısmı tartışılır ama sonunda o bahane edilerek ayaklanmaları Alen Dulles’in yarattığı ve eğittiği adamların çocukları yönetmedi mi?
Makaryos’a yapılan darbe kimin eseridir dersiniz. Kuzey Irak ve Suriye’de yaşanan olaylarda ABD’nin hiçmi parmağı yok. Ankara garındaki patlamaların menşei Alman istihbarına dayanır derler. Doğrumu bilmem ama ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Kısacası 1940’larda başlayan o uygulamalar bugün de devam ediyor. ABD’ye göre rayından çıkan ve itaat etmeyip Rusya’ya yakınlaşan Erdoğan’a da gerekli ders verilmeli düşüncesi hakim. Bunu da 28 Milyar Dolar kara parayı okulları vasıtası ile aklayan Fetullah Gülen ile yapmaya çalıştı.
Darbe gecesi Erdoğan direkten döndü. Halk ayni Küba halkının Fidel Kastroya sahip çıktığı gibi Erdoğan’a sahip çıkarak bu kez ABD’ye hayır dedi. ABD bu işe nokta koyar mı? Bence koymaz ve tetikte uygun anı kollar. Kısacası Türkiye çok şeye gebedir.
******
Sağlık Bakanlığında ‘Bilirkişi’ krizi !....
KKTC’nin insan sağlığı denince ilk akla gelen bakanlıklardan bir tanesi konumunda olan Sağlık Bakanlığında ‘Bilirkişi’ krizi yaşanıyor.
Türkiye’nin yanısıra birçok Avrupa ülkesinden ithal edilen ve boya ile benzeri maddelerde kullanılan sentetik – uyuşturucu türü ilaç ve maddelerin kontrolünü yapan bilirkişi eksikliği işlerin aksamasına neden oluyor.
Bu tür maddelerin denetimini ve kontrolünü yapan bölümde bir kişinin kalması ve onun da emekliliğinin yaklaşması bakanlık yetkililerinin kara kara düşünmesine neden oldu.
YA ÇÖZÜN YADA İLAÇSIZ KALIRSINIZ
Sağlık Bakanlığına giden Ataoğlu Company şirketine ait yetkililer, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Kemal Deniz Dana’ya işlerin uzman eksikliğinden dolayı durma noktasına geldiği şikâyetinde bulundu. Ataoğlu Com. Yetkilileri, Sağlık Bakanlığının bilirkişi konusunda gerekli önlemleri almaması durumunda, hastanenin de kullandığı bazı maddeleri artık getirmeyeceklerini belirttiler.
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Kemal Deniz Dana konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, tüzükte tadilata gittik. Gerekli düzenlemeleri yaptık. Tüzük geçtikten sonra sanırım iyileştirilmeler yapılacak. Ancak iş adamlarımız ve şirket yetkililerimiz bu konuda haklıdır dedi.
BAKANLIKTA SADECE BİR DENETİMCİ VAR
Kemal Deniz Dana açıklamasına devamla, bu tür denetim ve kontrolleri yapan sadece bir elemanımız var. Kemal bey de emekliye çıkma yaşına geldi. Bir kişi kaldığı için yoğun bir iş temposu altında yoruluyor. Bu bölümde bu denetim ve kontrolleri yapacak elemanlara ihtiyacımız var. Bu elemanlar alınmazsa Kemal beyin emekliye çıkmasından sonra sanırım bakanlık olarak büyük sorunlar yaşayabiliriz ifadesinde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.