Bu Memleket Bizim Platformu (BMBP), yaşanan son siyasi ve ekonomik gelişmeleri protesto etmek amacıyla Lefkoşa’da eylem yaptı. Eylemde, halka, 13 Kasım’da İnönü Meydanı’nda toplanma çağrısı yapıldı.
Kuğulu Park’ta toplanan eylemciler, Sarayönü Meydanı’ndaki Dikilitaş Anıtı’na yürüdü.
“Bu Memleket Bizim Biz Yönetelim”, “Ne Ayrılık Ne İlhak, Bağımsız Federal Kıbrıs”, “İrade Halktadır, Sarayda Değil”, “Çözüm, Birleşik Federal Kıbrıs”, “Hayaller Las Vegas, Gerçekler Dikilitaş”, “Asimilasyona Hayır”, “Kukla Yönetim İstemiyoruz”, “Başkentimiz Lefkoşa’dır, Ankara Değil”, “Sayın Tatar Gelecek Buysa Yürümüyoruz” yazılı pankartların taşındığı eylemde, sloganlar da atıldı. Eylem boyunca polis güvenlik önlemi aldı.
Bu Memleket Bizim Platformu çatısı altındaki sendika, sivil toplum örgütü ve siyasi parti başkan ve temsilcilerinin katıldığı eyleme, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman ile Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Cemal Özyiğit ve bazı milletvekilleri de katıldı.
AŞAM
Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (Dev-İş) Başkanı Koral Aşam, Dikilitaş önünde yaptığı açıklamada, şikayetlerini ve amaçlarını duyurmak için toplandıklarını belirterek, “Bu yalnızca burada kalmayacak. Bu kavga büyüyecek” dedi.
Bunun bir başlangıç olduğunu dile getiren Aşam, mücadelenin, 13 Kasım’da İnönü Meydanı’na taşınacağını ve halkla birlikte taleplerin haykırılacağını söyledi.
HALKA 13 KASIM’DA İNÖNÜ MEYDANI’NDA TOPLANMA ÇAĞRISI
Halka çağrı yapan Aşam, “13 Kasım günü İnönü Meydanı’nda tüm taleplerimizi hep birlikte haykırmak için herkes davetlidir” ifadelerini kullandı.
BASIN AÇIKLAMASI
Ardından Bu Memleket Bizim Platformu adına hazırlanan basın açıklamasını Belediye Emekçileri Sendikası (BES) Yönetim Kurulu üyesi Fatoş Anter okudu.
Eşi, benzeri görülmemiş bir süreçten geçildiği belirtilen açıklamada, Kıbrıslı Türklerin yok sayıldığı, iradesinin ayaklar altına alındığı öne sürüldü.
Anayasa, yasa, tüzük ve kuralların ihlal edildiği savunulan açıklamada, Meclis’in çalıştırılmadığı, yaşamın tüm alanlarında Kıbrıslı Türklerin geriye götürüldüğü, antidemokratik uygulamaların tavan yaptığı iddia edildi.
“EKONOMİ DARMADAĞIN… HALK SON BİR YILDA YÜZDE 21 ORANINDA FAKİRLEŞTİ”
Ekonominin darmadağın olduğu ifade edilen açıklamada, şöyle devam edildi:
“İstatistik Kurumu verilerine göre son bir yılda ekonomi yüzde 16,2 oranında daraldı, fert başına düşen milli gelir 12 bin 649 dolardan, 10 bin 55 dolara inerek, 2005 seviyesine geriledi. Halkımız son bir yılda yüzde 21 oranında fakirleşti. Bankalara olan toplam borç yüzde 42 oranında arttı.”
Asgari ücretle çalışanların açlık sınırının altında maaş aldığı dile getirilen açıklamada, temel tüketim maddelerinin tümüne zam yapıldığı kaydedildi.
TL’nin astronomik bir hızla gerilediği, alım gücünün düştüğü belirtilen açıklamada, yokluk ve yoksulluğun giderek derinleştiği ifade edilerek, “Kasaptan 10 TL’lik kıyma, petrol istasyonlarından 15-20 TL’lik benzin alanların sayısı gittikçe artmaktadır” denildi.
Küçük esnaf ve işletmelerin mükellefiyetlerini yerine getiremez, borç taksitlerini ödeyemez durumda, iflasla karşı karşıya kaldığı ifade edilen açıklamada, hükümetin vatandaşlık uygulamaları eleştirildi.
“ÇAĞDAŞ BİR YURTTAŞLIK YASASINA İHTİYAÇ VAR”
Çağdaş bir yurttaşlık yasasına ihtiyaç olduğu dile getirilen açıklamada, kurum ve kuruluşlara istihdamların devam ettiği savunuldu.
Eğitim alanında telafisi mümkün olmayan yaralar açıldığı öne sürülen açıklamada, fırsat eşitsizliğinin giderek derinleştiği, kalabalık sınıflara çözüm bulunmadığı savunularak, “Uyduruk bir sistemle çocukların eğitim hakkı ve gelecekleri katledilmiştir” ifadelerine yer verildi.
Sosyo-kültürel yapının değiştirilmeye çalışıldığı ileri sürülen açıklamada, “Sağlık ise tam fiyasko” iddiasında bulunuldu.
Türkiye’den ve güneyden 600 binin üzerinde aşı gelmesine rağmen “plansızlık, programsızlık, iş bilmezlik ve partizanlık” nedeniyle aşılama oranının gerilerde kaldığı öne sürülen açıklamada, “Hastanelerde normal sağlık hizmetleri yerine getirilemez, ilaç ihtiyaçları karşılanamaz bir duruma gelmiştir” ifadeleri kullanıldı.
“ÖLÜ GÖZÜNDEN YAŞ BEKLEMEK…”
Ulusal Birlik Partisi’nin hükümette olduğu 10 ay boyunca kurultaya odaklandığı iddia edilen açıklamada, “Kendi üyelerinin iradesine sahip çıkamayan bir anlayıştan Kıbrıslı Türklerin iradesine ve egemenliğine sahip çıkmasını beklemek, ölü gözünden yaş beklemekle eşdeğerdir” denildi.
“Bu anlayışın hak ettiği karşılığı halk tarafından alacağı” savunulan açıklamada, eşit egemen iki devlet çözüm modeli ile Kıbrıslı Türklerin bilinmezliğe ve yalnızlığa sürüklendiği öne sürüldü.
“Gerçekleşmesi mümkün olan ve Kıbrıslı Türkleri geleceğe taşıyacak olan tek çözüm şekli federasyondur” denilen açıklamada, platform olarak, Kıbrıs’ta iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitlik temelinde “Birleşik Federal Kıbrıs’ı” gerçekleştirene kadar mücadelenin süreceği kaydedildi.
Açıklamada son olarak, “BMBP olarak ülkemizde demokrasinin, insan haklarının, özgürlüklerin tesis edilmesine kadar ve Kıbrıslı Türkleri özne konumuna getirinceye, karanlıklardan aydınlıklara ulaştırıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz” ifadelerine yer verildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.