Ankara Üniversitesi (AÜ) Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Yarsan, Türkiye’de kovan başına bal veriminin dünya ortalaması olan 20,06 kilogramın altında kaldığını belirterek, “Açıkçası bu durum, üzerinde çalışılması gereken bir sorun olarak kabul edilmektedir.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Yarsan, “Dünya Arı Günü” dolayısıyla yazılı açıklama yaptı.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunun Türkiye’nin de bulunduğu 115 ülkenin ortak müracaatıyla aldığı kararla 20 Mayıs’ı “Dünya Arı Günü” ilan ettiğini belirten Yarsan, arıcılığın bitkisel ve hayvansal üretime katkı sağladığını vurguladı.
Yarsan, arıcılığın, bal arılarının bitkisel kaynakları kullanarak, arı sütü, bal, polen gibi hayvansal kökenli besin maddelerini üretme faaliyetlerini içeren dünya çapında ve Türkiye’de uzun yıllardır yürütülen önemli sosyal ve ekonomik bir faaliyet olduğunu bildirdi.
Arıların dünya gıda üretimi için önemine değinen Yarsan, şöyle devam etti:
“Ülkemizde son yıllarda kovan sayısında bir artış olmasına rağmen, yetiştiricilerin teknik bilgilerdeki eksiklikleri, hastalıklarla mücadelede yetersizlik, ilaçların doğru ve etkin olarak kullanılmaması, kalitesiz ve yaşlanmış kraliçe arılarla kolonilerin devamının sağlanmaya çalışılması gibi uygulamadaki hata ve yetersizlikler sebebiyle, üretilen bal miktarı, kovan miktarındaki artışla doğru orantılı olmamıştır.”
Yarsan, Türkiye’nin çok geniş çiçekli bitki türlerine ev sahipliği yaptığını ve bal arısı bakımından çok zengin gen çeşitliliği bulunduğunu belirtti.
Bitki örtüsü ve coğrafik özellikler açısından arıcılık faaliyetleri için Türkiye’nin oldukça uygun bir ortam olduğunu kaydeden Yarsan, dünyadaki üretime ilişkin şunları kaydetti:
“Uluslararası ölçekte 2018 yılı FAO verilerine göre dünyada kovan sayısı 92 milyon 291 bin 583, bal üretimi 1 milyon 851 bin 541 ton, balmumu üretimi 69 bin 633 ton ve ortalama bal verimi ise kovan başına 20,06 kilogramdır. Ülkemizde ise kovan başına bal verimi 15-16 kg düzeyinde kalmaktadır. Açıkçası bu durum üzerinde çalışılması gereken bir sorun olarak kabul edilmektedir. Tabii bunun yanında arıdan elde edilen, başta bal gibi ürünlerin kalitesi, ilaç ve kimyasal madde kalıntıları yönüyle durumları, mevzuat konularındaki eksiklikler de ayrıca değerlendirilmesi gereken yaklaşımlardır.”
Fakülte bünyesinde “VetArı Laboratuvarı” kuruldu
Arıcılığın, veteriner hekimlik yönüyle de önemli olduğunu belirten Yarsan, arı hastalıklarının fakültelerinde zorunlu ders olduğunu, bunun yanında “VetArı Laboratuvarı” oluşturulduğunu kaydetti. Yarsan, yakın zamanda da fakülte çiftliğinde oluşturulacak arılık sayesinde öğrenciler için çalışma ortamı sağlanacağını bildirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.