Bülbüller Çetesi..(2)

Bülbüllerin Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi onlara göre üç  ciddi argümanları vardı.Bu argümanlarının arkasına saklanıp görüşme masasında onlarıntemsil ettiği statükoya karşı  görevini yerine getiren eski Cumhurbaşkanı Sn.Eroğlu’nu yeniden saraya yollamak.Argümanları eğer Sn.Eroğlu’nu seçmeseniz : -       Dağdaki  KKTC bayrağı indirilecek -       TC’den gelenler gemilere doldurulup geri ülkelerine gönderilecek -       Başkası seçilirse bizi satacak Sonuçta seçimi kaybettiler ve Görüşme masası geçmişten güçlü bir şekilde çözüme odaklı görüşmeler ile başladı. Argümanlarından ikisi tabi ki gerçekleşmedi.Zaten safsataydı.Ne Bayrak nede gelen nufus hiç konu edilmemişti.Olsun onlar yine de söylerlerdi. Nufus konusunda Annan Planında oy kullananlar zaten kırıslı nufus olarak oy kullanmıştı.Son Avrupa birliği istatistik kurumu (EUROSTAT)’a göre kuzeyde yaşayan 410 bin kişiden 275 bini kıbrıs doğumlu.Yani gemiye doldurup gönderme de fos. Ancak burada benim merakıma giden bir sonuç var.Bu dağdaki bayrak için olmadık şeyler söyleyen bu bülbüller takımı olası bir çözümden sonra bu Bayrağı ne yapacaklar? Geriye ellerinde ‘’Bizi satacak’’ argümanları kaldı.Şimdiki saldırıları da bu.Amaçları çözümü baltalamak. Bu arada mal üzerinden yürüttükleri kampanya önemli.İnsanımızı korkutmaya yönelik.Bakın Kıbrıs Türk emlakcılar birliği başkanı ne buyuruyor.’’ “Hangi 41 yıllık kullanıcıdan bahsediliyor? Bizim ülkemizde elimizde olan kullanma belgesi değil, tapudur. KKTC’nin Anayasası ve yasaları altında verilmiş bir tapudan bahsediliyor ve bir politikacı çıkıp tapuya, kullanım belgesi veya kullanıcı demesi beni oldukça üzer.”diyerek en son kazanımımız olan 41 yıllık kullanım hakkımızı küçümsüyor.Hemde. Rum Kuzey’e gelip malının birinci sahibi olduğu için malını alabilecek ve içinde oturanın da tazmin edileceği konuşulduğu gibi doğruysa, Güney’deki bütün Türk malları item yasası nedeni ile çok hisseli hale geldiğinden dolayı otomatik olarak hepsi ya beleş satılacak.” Vay be bu ne büyük yalanlar manzumesi.Tabi ki bu etiketli kesim temsilcileri olduğu statükonun çıkarlarını korumak için halkı kandırarak korkutmak. Bunların temek amacı ‘GLOBAL MAL DEĞİŞİMİ’için mücadele etmek. Peki bu ne anlama gelir hiç çıkıp halka anlattılat mı?hayır anlatmazlar işlerine gelmez ama ben anlatayım. Doruk andlaşmalarına göre olası bir iki bölgeli çözümde Türkler kendi bölgelerinde  %29 toprağa sahip olacaklar (şimdi yaklaşık %36 olarak biliniyor.).İşte bu %29 toprak içinde kalacak Rum mallarının değeri hesaplansın.Güneyde kalan Türk mallarının değeri hesaplansın ve aradaki fark tazmin edilsin..Olay gayet güzel ve eziyetsiz. Peki bu olunca ne olacak herkesin elindeki koçan geçerli olacak.E bu da güzel. Şimdi biz yıllardır bu hükümetlerin haksız yere ne kadar mal dağttığını biliyoruz,Komisyonlarda Güneyde bırakılan malların değerlendirilmesindeki adaletsizliği biliyoruz.Koçan yerine muhtar belgeleri ile komisyonlarla nasıl mal dağıttığını da biliyoruz.Bir gecede Bakanlar kurulu kararı ile icardan hak sahipliliği da olur kararı alıp malları nasıl icar ettiklerini da biliyoruz.İskan komisyonlarındaki andek döndek değerlendirmeleri da biliyoruz.İddiaya göre Güneydeki malını satıp burada karşılığında satmamış gibi büyük mal aldıkları da dillerde dolaşmakta. İşte Gobal Mal değişiminden amaçlanan bunlar sorgusuz sualsiz mallarını aklamak.(Devam edecek)