Sn. Gülşah Saner Manavoğlu,
Öncelikle ,konuk olarak katıldığınız BRT’ deki Birinci Boyut programında “vatan hainliği” ile ilgili söylediğiniz sözlerinizden dolayı sizi kutluyorum.
Gerçekten de söylediğiniz gibi, “Vatan haini sadece ülkesinin istihbarat bilgilerini başka ülkelere vermek değildir. Vatanın yüksek menfaatlerinin doğrultusunda çalışmayan, zarar vermeye çalışan kişidir”
Egemenlik, barış, özgürlük ve insanca yaşam koşullarını isteyen herkesin kolaylıkla “hain” ilan edildiği bu ülkede “hainliğin” ve “ihanetin tam tanımını yapmışsınız.
Bu iki cümlenizle halkın tercümanı olmuşsunuz.
O nedenle izninizle ben de bu tanımlamanızdan yola çıkarak “hainlik” sıfatının altının dolması adına halk adına size birkaç soru sormak isterim.
Zira siz hem önceki 4 lü koalisyonda ,hem de şimdiki hükümette yer alan bir partinin millet vekilisiniz ve sizin de ifade ettiğiniz gibi, bu ülkeyi ve bu ülkede yaşayan halkı daha ileri noktalara taşıma sorumluluğunuz var.
O nedenle sormak isterim;
Bu ülkenin Meclisinde , Anayasa ve yasalara bağlı kalacağına yemin edip, bu devletin varlığından dolayı maaş alan vekil ya da vekillerin, bu devletin başı olan Cumhurbaşkanı’nı yok sayması bu vatana ve bu devlete ihanet midir deil midir?
Yine bu ülke halkının oyları ile seçilip, vesayet ile, alınan talimatlarla, biat kültürüyle , hükümet bozup, hükümet kurmak bu ülkeye ve halkına ihanet sayılır mı sizce?
Federal çözümden vaz geçip, dünyanın kabul etmeyeceği söylemleri çözümmüş gibi sunarak, bu ülkenin gençlerini dünyadan izole edip, bu adaya hapsetmek için ne denebilir?
Bu ülkenin evlatlarının dünya ile kucaklaşmasını engellemek vatan severlik midir, yoksa bir ihanet midir?
Peki ya “vatandaşlık yasasını” çıkarmayarak , vatandaş sayısını dahi bilmemek ve kaçak yaşayan insanların sayısı hakkında hiçbir fikrin olmaması, bunun için bir çaba harcanmaması hangi sınıfa girer?
Nüfus sayısını bilmemek ve nüfus yapısını düzeltmek için bir çaba harcanmaması vatan perverlik midir?
Bu konuda Partinizden olan İçişleri bakanı için hangi sıfatı uygun görürsünüz?
Bundan da öte kitapların, yazıların yasaklanmasını, herhangi bir kişinin beyanı ile herkesin fişlenebileceğini, tutuklanabileceğini içeren bir protokolü TC iç işleri bakanı ile imzalamak için ne demeli?
Bu halka ve bu ülkeye ihanet midir, yoksa halk sevgisi midir?
Peki ya hemen hemen her gün bir kişiyi kaybettiğimiz trafik ve yollarla ilgili hiçbir şey yapılmayıp, partili bakanınız döneminde selden yıkılan yol dolayısı ile 4 gencin ölümüne sebep olan Ciklos kazasında bir raporun dahi çıkarılmamış olması ,sizin tanımınıza göre “vatan hainliği” demek değil midir ?
Kazanın olduğu dönemde geçmiş yönetimleri suçlamıştınız. Şimdi ise O “eski yönetimlerle” ortaksınız. O zaman bu ihanetin ortağı olmuş olmuyor musunuz?
Sadece bilgi almak için soruyorum; bu ülkede kazandıkları paraları İsviçre bankalarında saklamak “vatan severlik mi mesela?
Ya da bu ülkede her gün tecavüz, taciz olayları ile onlarca kadın mağdur edilip, siz dahi tüm kadınlar sokağa çıkmaya korkarken, asayiş önlemleri almak yerine, ülkeyi güvenli hale getirerek yönetmek yerine ,kadınlara beyzbol sopası ya da kırbaç taşımasını önermek bu millete hizmet midir, yoksa sizin “vatan haini” tanınız kapsamında mıdır?
Aslında sözünüzün devamında ne de güzel ifade ediyorsunuz, “Bu ülkenin polisini, savcısını, askerini eleştirmek vatana ihanettir” diyorsunuz.
Diyorsunuz da, Ülke gençliğinin neden uyuşturucunun pençesinden kurtarılamayıp, her geçen gün daha da bataklığa itildiğini söylemiyorsunuz.
Bu ülkede kuyumcu soyanların, elini kolunu sallayarak Ercan Havaalanından, polis kontrolünden geçerek ülkeden çıktığını açıklamıyorsunuz.
Banka soyanlara, cinayet işleyenlere, uyuşturucu baronlara göz yumanlar mı vatan hainidir yoksa görev yapması gerekenleri göreve çağıranlar mı?
Çok doğru söylüyorsunuz, “Bu ülkeye hizmet etmek yerine zarar vermek vatana ihanettir”
O zaman be de bu tanımınıza dayanarak sormak istiyorum;
Ülkenin sorunlarını kullanarak, “Temiz siyaset” “şeffaf yönetim” diyerek gençlere umut olanların, yolsuzlukla suçladıkları ile iş birliği yapması, devletin başını yok sayarak gizli saklı Rum kesmi ile görüşmesi, bu ülkeye hizmet midir?
Gençlerin umudunu çalmak, bu vatana ve bu vatanın evlatlarına yapılan ihanet değil midir sizce?
Hal böyleyken sormak isterim; İnsanın sözü farklı, özü farklı ise, söylediklerinin tam tersini yapıyorsa, bu kendine ihanet değil midir?
Kendine ihanet eden vatanına dürüst olabilir mi?
Oysa ne güzel söylemiş Mevlana değil mi?
“Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol”
İşte vatana da insana da en büyük hizmet budur….
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.