Adalet ve Kalkınma Partisi Kurucu Üyesidir. 22’nci, 23’ncü ve 24’üncü Dönem İstanbul Milletvekilliği ile TBMM Anayasa Komisyonu Başkanlığı yapmaktadır. Yani anlayacağınız AKP kurucusu ve kuruldu kurulalı milletvekili olmasına rağmen kamuoyunda yarattığı saçma sapan davranışlar nedeniyle yaratmış olduğu çok negatif ve olumsuz hava bir türlü onu bir baltaya sap yapamamıştır. Twiter köşelerinde parti başkanına çektiği vıcık vıcık yağlama hareketleriyle anılmaktadır. Asıl önemli özelliği, BAŞKANLIK Sistemi için yazdığı kitap ve makalelerini bile, PADİŞAHLIK uğruna es geçmesi, inkâr etmesi ve Kasım 2012 tarihinde bunların taban tabana zıttı bir yasa önerisini TBMM’ne sunması ile ünlüdür. LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, transgender) bireyler hakkında sarf ettiği çirkin sözlerle de tanınmaktadır. Benim ilgi alanıma giren, bu zat-ı muhteremin başkanlık sistemi ile ilgili yazdıkları ve bunların tümünün tersini yaptığı yasa önerisi ile ilgilidir. Bir bilim insanı olan Kuzu’nun kitabına şöyle bir göz gezdirelim: İşe parlamenter sistemi kötülemekle başlıyor. Bu sistemin kötü yanları olduğu elbet de savunulabilir. Başkanlık sisteminin de iyi yanları mutlaka gösterilebilir. Ama kendi içinizde çelişmemek ve kendinizi çürütmemek kaydıyla. Başkanlık Sistemini şu özellikleri ile ön plana çıkartıyor: 1) Bu sistemin en bariz özelliği GÜÇLER AYRILIĞI sisteminin tam ve KESİN olarak gerçekleşmiş olmasıdır. YASAMA organı YÜRÜTME organını DÜŞÜREMEDİĞİ gibi diğerinin de FESİH yetkisi YOKTUR. 2) Bu modelde DENETİM, yetkilerin kullanımında karşılıklı olarak MUHTAÇ KILMA esası üzerine kurulmuştur. Yasama yürütmeye, yürütme de yasamaya sürekli birbirlerinin eline bakar duruma getirilmiştir ki, İŞBİRLİĞİ sağlanmak zorunda kalınsın. Sistemin özünde ise DENGE ve DENETİM mekanizmaları yatmaktadır. İcra organını tek başına BAŞKAN temsil etmektedir. SİSTEMİN amacı; sorun çıkması yerine, ona engel olma yönündedir. 3) Disiplinli partiler yerine GEVŞEK yapılı partilerin oluşturulması sağlanmalı, vekillerin tek tek kendi özgür iradeleri ile hareket edebilir duruma getirilmeleri beklenmektedir. 4) Bu model Türkiye’de bilinmediğinden DİKTATÖRLÜK getirebileceği görüşü oldukça temelsiz bir fikirdir. Bunun olabilmesi için KANUN YAPMAK ve BÜTÇE gibi iki önemli silahın o kişinin elinde bulunması lazımdır. 5) Güney Amerika ile Kuzey Amerika başkanlık sistemleri birbirlerine hiç benzememektedir. Bu yüzden Latin Amerika’da yaşanan askeri darbeler halkı ürkütmemelidir. Orada başkanlık değil, BAŞKAN Sistemi mevcuttur. 6) Yasama ile yürütme, sahnede savaşan ama birbirini yenemeyen iki pehlivan konumundadır. Bu yüzden İŞBİRLİĞİ esas kılınmaktadır. Bütün bunları savunduktan sonra, tüm savunduklarını halkı aptal yerine koyarak ötelemeye, değiştirmeye, kendine yontmaya ve değiştirmeye başlıyor. Sunduğu 2012 Kasım ayındaki TASARI ile de bunları taçlandırıyor. 1) KUVVETLER AYRIMI bugün ayni önemi taşımamakta ve “tartışılmaz bir gerçek” olma özelliğini kaybetmiş durumda bulunmaktadır (sf. 55). 2) Üst düzey kamu görevlileri, YÖK üyelerinin yarısı, üniversite rektörlerinin seçilmesi, yabancı devletlere temsilci göndermek, olağanüstü hal ve sıkıyönetim ilan etmek, TBMM onayına tabi olmadan başkan tarafından yapılabilecektir. 3) SAF Başkanlık Sisteminde parlamento ile başkan seçimi ayrı ayrı zamanlarda yapılmasına rağmen, yasa teklifinde bunun ayni gün yapılması önerilmiştir. 4) Başkana kararname çıkarma yetkisi tanınmıştır!!! Yasaları geri gönderme ve yeniden meclis tarafından onaylanması için 3/5 gibi ulaşılması çok zor bir çoğunluk getirmektedir. 5) Başkan ile meclis arasında bir kriz çıktığında erken seçim kararı almak ve başkanlık makamının da yenilenmesine karar verilebiliyor!!! 6) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 22 üyesinden 7 üyesini, Anayasa Mahkemesi’nin 17 üyesinden 8 üyesini atayarak yargıda da söz sahibi olması, 7) Anayasa Mahkemesi’nde dava açma yetkisi sadece başkana ve 110 milletvekiline tanınması teklifte yer almıştır. 8) Eleştiriler çığ gibi büyüyünce öve öve bitiremediği ABD Başkanlık Sisteminden vazgeçerek bu absürt yapıyı TÜRK TİPİ BAŞKANLIK SİSTEMİ olarak adlandırmıştır. Kısa ve öz olarak, bu muhterem yaptığı, savunduğu her şeyi sonuçta yüzüne gözüne bulaştırmıştır. Başkanlık derken, PADİŞAHLIK/TEK ADAMLIK/DİKTATÖRLÜK önermektedir. Türkiye kamuoyunda dikkate alınmamakta, değer bulmamaktadır. Söyledikleri ve yaptıkları çelişmektedir. Tüm bunlara rağmen yağdanlık görevini çok iyi ve sadık bir şekilde yerine getirmektedir. Önce lafa bakılmalı LAF mı diye… Sonra da adama… İşte o adam yukarıda. Dikkate almaya değer mi? ASLA!
Burhan Kuzu Kimdir?
- 21:00 - Alzheimer hastası İsmet Kim halen kayıp ve bulunamadı
- 19:53 - Josep Borrell: Netanyahu hakkındaki tutuklama emrine saygı duyulmalı ve uygulanmalı
- 15:01 - UCM: Netanyahu İçin Yakalama Kararı
- 15:01 - Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
- 14:19 - Rus Savunma Bakanlığı: İngiliz yapımı iki uzun menzilli füze düşürüldü
- 14:17 - Kiev, Rusya'nın ilk kez Ukrayna'ya kıtalararası balistik füze fırlattığını iddia etti
- 14:03 - YDÜ'de düzenlenen “II. Sporda Vizyon Semineri”nde ülkemizdeki su sporları, voleybol ve tenis ele alındı
- 13:55 - "Athienu" (Kiracıköy) sakinleri sınır kapısı açılması taleplerini yinelediler
- 13:54 - Sanal bahis sitesine canlı destek hizmeti veren 3 kişi tutuklandı
- 13:52 - Erhürman’dan iddialara yanıt: Gerçek dışı
- 10:06 - Belgrad'dan ve Akhisar'dan İskele'ye Basketbol sezonu öncesi başarı mesajı var
- 09:30 - Döviz güne nasıl başladı?
- 09:24 - Girne'de bazı bölgelerde elektrikler kesilecek!
- 09:14 - Tokel: Hedefimiz kadro sorununu çözmek
- 09:13 - Sıcaklık 7 derece düşecek: Yağışlar devam edecek
- Atatürk'ün ilk kez yayınlanan fotoğrafları
- Atatürk’ün az bilinen fotoğrafları
- Beş bin yıllık problem: İyi karpuz nasıl seçilir
- Karpuz kilo yapar mı?
12345678
Tüm Hakları Saklıdır © 2014 Detay Kıbrıs | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 392 444 79 79 - +90 533 851 38 51 Faks : haber@detaykibris.com
Tel : +90 392 444 79 79 - +90 533 851 38 51 Faks : haber@detaykibris.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.