Rum basını Kıbrıs Müzakereleri ile ilgili önemli bir iddia ortaya koydu. "2016'da adada referandum yapılacak"
Yabancı diplomatların “Kıbrıs sorununun kısa zamanda çözüm kararlılığı olgunlaşıyor, aksi halde uluslararası toplum, Kıbrıslı Türklerin izolasyonunun kaldırılmasını da içeren başka çözümlere yönelecek” ve “Sayın Anastasiadis yılsonuna kadar, jeopolitik gelişmelerde şoför mü, yolcu mu olacağına karar vermeli” sözleriyle, Rum tarafını uyardığı bildirildi.
Alithia haberi “Kıbrıs Soruna İlişkin Projeler... Müzakerelerin Yeniden Başlamasına Dair Bütün Perde Gerisi... Mayıs-Haziran’da Masaya Dönüş, 2016 Baharında Referandum” başlığıyla manşete çekti.
Gazete yeniden başladıktan sonra müzakerelerin, yılsonuna kadar anlaşma elde edilmesi ve 2016 baharında yeni bir çözüm planının, düzenlenecek ayrı referandumlarla iki toplumun onayına sunulması hedefiyle yoğunlaştırılacağını yazdı.
Gazete Ankara yeni Navtex’i ENI-KoGas’ın 9’uncu parseldeki Onasagora yatağında başarısız olunmasından sonra aynı parsel içerisindeki ikinci yatakta çalışmaya başladığı için ilan ettiğini hatırlatarak, düğümü çözecek olanın, ENI-KoGas konsorsiyumunun şu anda “Amathusa” yatağındaki çalışmalarını bitirmesinin ardından sondaj programına devam edip etmeme kararı olacağını savundu.
Haberde Rum yönetiminin, masadan kalkan taraf olarak, müzakerelerin başlamasına fırsat vermek üzere sondaj çalışmalarına ara vermesi için konsorsiyum ile temas halinde bulunduğu ve bunun olacak gibi göründüğü belirtilerek özetle şunlar kaydedildi:
MÜZAKERELER MAYIS SONU-HAZİRAN BAŞI
“Şu anda yabancıların -ABD, İngiltere, BM, AB, müsamahası ile Rusya- projeleri, ENI-KoGas’ın Kıbrıs MEB’indeki sondajlarını ertelemesi, Türkiye’nin Navtex’ini yenilememesi ve müzakerelerin Kıbrıs Türk seçimlerinden hemen sonra değil de Mayıs sonu-Haziran başında yeniden başlamasıdır.
Çünkü Rum tarafı müzakerelere dönmeden önce, Ankara’nın Navtex’ini yenilemeyeceğinden emin olmak ve Türk tarafının Kıbrıslı Rumları küçük düşürme yoluna gitmeyeceğinden –olabildiği kadar-emin olmak için Barbaros’un Kıbrıs bölgesinden gittiğini görmek maksadıyla kısa bir süre istiyor.
YILSONUNA KADAR ANLAŞMA, 2016 BAŞINDA REFERANDUM
Müzakereler başladıktan sonra, yılsonuna kadar bir anlaşma olması ve 2016 başlarında yeni çözüm planının, geleceklerine dair karar vermeleri için ayrı referandumlarda iki toplumun onayına sunulması hedefiyle yoğunlaştırılacak.
Yabancı bir diplomatik kaynak gazetemize Kıbrıs meselesinin çözümüne ilişkin kararlılığın olgunlaştığını, aksi halde uluslararası toplumun, Kıbrıslı Türklerin sözde izolasyonunun kaldırılmasını da içerecek başka çözümlere yöneleceğini söyledi.
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin eylül ayında, müzakereler üçüncü aşamasına geçtiğinde masaya koyacağı hazır köprü kurucu fikirler bulunduğuna dikkat çekiliyor.
“ANASTASİADİS, RUM TARAFI OLSUN OLMASIN GELECEK JEOPOLİTİK GELİŞMELERDE ŞOFÖR MÜ YOLCU MU OLACAĞINA KARAR VERMELİ”
Yabancı diplomat gazetemize şu karakteristik açıklamayı yaptı: ‘Yılsonuna kadar Sayın Nikos Anastasiadis’in, Kıbrıs Rum tarafı olsun veya olmasın gelecek olan jeopolitik gelişmelerde nasıl bir rol oynamak istediğine, yolcu mu şoför mü olacağına karar vermesi gerekiyor.’”
Fileleftheros “Kıbrıs Sorunu Navtex’in İnsafında” başlıklı haberinde Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlamasında “oyunu belirleyecek olanın” Türkiye’nin Navtex’ini 6 Nisan’da yenileyip yenilemeyeceği olduğunu savundu.
Gazete potansiyel arabulucuların, doğal gazın da gündemde olacağı müzakerelerin yeniden başlaması senaryosunu, mümkün ve önümüzdeki aylarda gerçekleşebilecek bir senaryo olarak gördüklerini yazdı.
RUM TARAFINDAN HİDROKARBONLARIN MÜZAKERELERİN BAŞINDA ELE ALINMASI VE KIBRISLI TÜRKLERLE ORTAK KOMİTE KURULMASI YÖNÜNDE ADIMLAR ATMASI İSTENECEK
Haftalık Kathimerini New York-Washington-Londra üçgeninde müzakerelerin yeniden başlaması için perde gerisi faaliyetler bulunduğu ve iki tarafın masaya dönmesine zemin hazırlamak hedefiyle kendi aralarında istişarelere başladıklarını haber verdi.
Gazete müzakerelerin yeniden başlaması için Rum tarafından, hidrokarbon konusunun –önerdiği gibi sürecin sonunda değil- müzakerelerin başlamasıyla birlikte ele alınması ve doğal gazın çözümden önce yönetilmesi için Kıbrıslı Türklerle Rumlar arasında ortak bir komite kurulması yönünde adımlar atmasının isteneceğini yazdı.
RUM YÖNETİMİ ATACAĞI ADIMLARI, DOĞRUDAN TİCARET TÜZÜĞÜ’NÜN KENDİSİNE BASKI UNSURU OLARAK KULLANILACAĞI BİLİNCİYLE BELİRLEDİ
Edindiği bilgilere dayanarak Rum yönetiminin, Ada dışında devam etmekte olan diplomatik perde gerisinden ve Brüksel’de harekete geçirilen, AB ile KKTC arasında doğrudan ticaret konusunun kendi aleyhine ek bir baskı unsuru olarak kullanılacağından haberdar olduğunu ve bundan sonra atacağı adımları buna göre belirlediğini yazan gazete, özetle şöyle devam etti:
“BM Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılmasıyla ilgili BM merkezinde cereyan edenlerden sonra Lefkoşa faaliyetlerini AB’de yoğunlaştırmayı tercih ediyor. 11 ve 12 Şubat’ta Brüksel’de düzenlenecek Avrupa Konseyi çalışmaları çerçevesinde Anastasiadis Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Fransua Hollande ve İtalya Başbakanı Matteo Renzi ile görüşecek.
Lefkoşa bunun paralelinde Anastasiadis’in Moskova ziyaretine ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile siyasi, ekonomik, hukuki ve askeri içerikli anlaşma paketine imza atmaya hazırlanıyor.”
YUNANİSTAN BAŞBAKANI ÇİPRAS’IN KIBRIS SORUNUYLA İLGİLİ DIŞ POLİTİKASI
Gazete devamla Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın Kıbrıs sorunuyla ilgili Yunan dış politikasının ve Rum tarafıyla işbirliği çerçevesinin ana eksenlerini Güney Kıbrıs ziyareti sırasında açıklamayı tercih ettiğini hatırlattı.
Habere göre Atina, hareketlerin inisiyatifini Lefkoşa’ya bırakarak, Kıbrıs sorununda adil ve sürdürülebilir çözümün ana ilkelerine, yani “iki bölgeli iki toplumlu, tek egemenliği, tek uluslararası temsiliyeti, tek vatandaşlığı ve siyasi eşitliği olacak federasyon çözümüne” bağlılığını netleştirdi.
Gazete Çipras’ın “Kıbrıs sorununu, uluslararası istila ve işgal sorunu düzlemine yeniden oturttuğunu” savundu ve bu şekilde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin (federasyona) dönüşmesini gündeme getirecek çözüme, AB ilke ve değerler çerçevesine uyacağı, garantör güçler sisteminin devamının ve Kıbrıs’ta yabancı asker varlığının dışarıda bırakılacağı şartlarını” koydu.
Devamla Çipras’ın, Türkiye ve Yunanistan’ın sorumluluklarının eşitlenmeye çalışılmasına müsamaha gösterilmeyeceğini, bu nedenle de Kıbrıs sorununda herhangi bir 4’lü konferansı reddettiğini ancak Türkiye ile iletişim kanalları açık kalacak olsa da Türk-Yunan ilişkilerinin de Kıbrıs sorunundan geçtiğini ortaya koyduğunu yazan gazete, şu tespitini ekledi:
“Atina’nın Ankara ile diyalog ve uzlaşı çabaları, Çipras’ın Yunanistan ile Kıbrıs arasında MEB sınırlarının belirlenmesi yönünde acele adımlar atmak niyetinde olmadığı izahından da anlaşılıyor. Yunan Dışişleri Bakanlığı’nın Kıbrıs tarafını desteklemek için Kıbrıs sorununun çeşitli yönlerine ilişkin tezler üzerinde çalışacak uzman gruplar kurma kararı da Yunan hükümetinin Lefkoşa ile uyumlu işbirliği geliştirme niyetinin göstergesidir.”
Fileleftheros da “Lefkoşa’nın Doğrudan Ticareti Önleme Hareketleri” başlıklı haberinde Rum yönetiminin, Londra ve Brüksel’de AB ile KKTC arasında doğrudan ticaret yapılmasını düzenleyecek tüzüğün ileri götürülmesi planlarını bozmaya çalıştığını, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in 11-12 Şubat’ta Avrupa Konseyi çalışmaları çerçevesinde yapacağı temasların da bu çerçevede olacağını yazdı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.