“Ercan konusunda aklama ya da konuyu kapatma diye birşey yok.Ercan ile ilgili çok konu var.En baştan yanlışlar yapıldı, bunlara dair çok belge var.Ortada çelişkili konular var, ihale gibi fiyat gibi, bu ülkede savcılık var polis var onlar da bu konuya müdahil olmalıydı.
Sayın Bakana sorduk (Tahsin Ertuğruloğlu) Ercan için kontrol şirketini nasıl buldunuz diye, verdiği cevap şu oldu; dostlarım vasıtasıyle buldum.
Ombudsmana da sorduk neden polise gidilmedi diye, onun da verdiği cevap şu oldu; suç vardır demiyoruz.
Her hukuk ihlali suç teşkil etmeyebilir”
Bu sözler önceki gün Erçin Şahmaran’ın hazırlayıp sunduğu programa konuk olan CTP Milletvekili Fazilet Özdefene’ye ait.
Malum Fazilet Hanım Ercan’a 11 milyon 250 bin dolarlık hizmet alımının araştırılması için mecliste oluşturulan komitenin başkanı idi.
Ve bu araştırmanın soruşturmaya dönüşmesine gerek olmadığını söylemişti komite başkanı olarak.
Bakalım gerçekten öyle mi?
Ne diyor Fazilet Hanım; Ercan konusunda aklama veyahut konuyu kapatma diye birşey yok.
Peki ne var?
Soruşturmaya gerek duymadığınızı siz açıkladınız komitenin aldığı karar olarak.
E soruşturulma gereği duyulmayan bir konuyu kapatma ya da aklama diye birşey yok diyerek açıklamak absürt değil mi?
Absürt tabi.
Hem soruşturma gereği duymayacaksınız, hemde konuyu kapatmak ya da aklamak gibi bir niyet yok diyeceksiniz.
Bal gibi de var işte.
Başka ne diyor Fazilet Hanım; Ercan ile ilgili çok konu var, en baştan itibaren yanlışlar yapıldı, bunlara dair çok belge var.Ortada çelişkili konular var, ihale gibi fiyat gibi, bu ülkede savcılık var,polis var onlar da bu konuya müdahil olmalıydılar.
Demek ki neymiş, ortada yapılan birçok yanlışlar varmış.
Araştırılması gereken belgeler varmış.
Çelişkili icraatlar varmış.
Neden bu sürece savcılık ve polis müdahil olmadı diyor Milletvekili Fazilet Özdefene.
Evet bizde aynı şeyi söylüyoruz.
Bu sürece neden savcılık ve polis müdahil olmadı?
Acaba diyorum siyaset müsade etmediği için müdahil olmamış olabilirler mi?
Evet sanırım tam da öyle..
Savcılık ve polis siyasi vesayetin altında kaldığı sürece de olmayacaklar bu ve benzeri birçok konuya.
Devam edelim, başka ne diyor Sayın Özdefene; Sayın Bakana sorduk, (Tahsin Ertuğruloğlu) Ercan’a 11 milyon 250 bin dolarlık hizmet alımını yaptığınız şirketi nasıl buldunuz?
Bakan’ın cevabı dostlarımın vasıtasıyle buldum olmuş.
Yani çok da seçici davranılmamış.
Tahsin Bey’in dostları tavsiye etmiş, 11 milyon 250 bin dolarlık hizmet alımı da bu tavsiye üzerine ilgili şirkete verilmiş.
Tam bir devlet ciddiyeti.
Oysa hatırlayacaksınız Sayın Bakan hizmet alımı yapılan şirketi tanımam etmem demişti.
Halbuki dostları vasıtası ile tanıyormuş.
Onu anladık bir kez daha.
Ve/ fakat mecliste konu soruşturulmaya bile değer bulunmadı.
Peki başka ne diyor Sayın Özdefene; Ombudsmana sorduk, neden bu konuyu polise intikal ettirmediniz? Bize verdiği cevap şu oldu; biz suç var demiyoruz.
Peki o zaman ne vardı Sayın Dizdarlı?
Rapor düzenlediniz.
Usüle uygun olmayan yanlışlar var dediniz.
Nedir yani bu yanlışlar?
Virgül nokta hataları değildi herhalde.
Uygulanan yönteme alakalıydı.
Eğer izlenen bu yöntem de suç teşkil etmiyorsa, neden ortalığı velveleye verdiniz Sayın Ombudsman?
Olur mu öyle şey?
Var birşeyler ki sitem ettiniz, kamuoyunun bilgisine getirdiniz, rapor yazdınız Cumhurbaşkan’lığına, Sayıştay Başkanlığı’na bu uygulamada ki yanlışları gösteren raporu sundunuz.
Peki aynı raporu savcılık ve polise niye vermediniz?
Sayın Fazilet Özdefene’nin anlatımından yola çıkarak anladığımız bu.
Esas konuya müdahil edilmesi gerekenler Ombudsman tarafından edilmedi diyor.
Velhasıl değerli dostlar, çelişkilerle dolu bir konu, devletin uğratıldığı zarar zaten ortada, bunlara sebep olanlar da belli. Ama maalesef yasalar onlara işlemiyor. Her zaman olduğu gibi bir kez daha anlıyoruz ki bu devletin kanunları nizamları karşısında yurttaşlar olarak eşit değiliz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.