KKTC dediğimiz coğrafyada neyin niçin yapıldığını, neden yapıldığını ve yapıldıktan sonra niçin kaldırıldığını inanın anlamak zor. Düşünün UBP hükümeti gelir, bir emirname çıkartır. Döner bu emirname ile kat sınırlandırması getirir. Vatandaş emirname şartlarına uygun olarak yapacağı evi o kat sınırlandırmasına göre yapar. Sonra CTP-DP hükümeti gelir. Oda yeni bir emirname çıkartarak kat uygulamasını daha yukarılara taşır. Bir hükümetin çıkarttığı 3 kat sınırlamasından sonra diğer hükümetin çıkarttığı ve 8 kat ile sınırlandırdığı yapı vatandaş arasında eşitsizlik yaratır. Bir müteahhit gider bir arazi alır. Çıkan emirnameye göre bu arsaya 8 kat çıkma hakkı kazanır. Binasını yapar. Daireleri satar ve para kazanır. Aldığı arazi değer kazandığı için dairelerini de o değer üzerinden değerlendirir. Sonra bir başka müteahhit gider o arazinin yakınlarında bir arazi alır. Arazi değer kazandığı için 30 bin Stg.’lik araziyi 50 bin Stg.’ye alır. Biraz toparlanayım ve binamı yapayım derken bukez hükümet değişikliği olur. Yeni hükümet yeni emirname çıkartır. Bukez kat sınırlaması aşağılara çekildiği için arazinin değeri yarı yarıya düşer. Peki, bu adamın mağduriyetini kim ödeyecek dersiniz? Müteahhit tazmin edilmeye kalkışılsa tazminatlar yüksek olduğu için bukez devlet yan çizer. Kısacası bu işler yazboz tahtasına göre yapılmaz. Bu işin kesin çözümü İmar Planıdır. Çıkartırsın İmar Planını herkes ne yapacağını ona göre düzenler. Ayağını yorganına göre uzatır. Şehircilikte dün bir toplantı vardı. Konu Girne ile ilgili çıkartılması düşünülen emirnameydi. Bakın Girne’de bu yapboz tahtasına göre öyle ucube binalar ortaya çıktıki, gören eyvah eyvah der. Jasmine Court’un yanında yukarı doğru 7-8 kat çıkan bir binanın yanında cüce kalan iki katlı bina öyle dehşet bir görüntü veriyor ki adama ister istemez bu ne yahu dedirtiyor. Girne’de vatandaş şimdi iki gruba ayrıldı. Birisi Girne’nin görüntüsü bozuldu. Dikey yerine kat sınırlaması getirilerek yatay bir büyüme gereklidir iddiasında bulunuyor. Diğer bir grup ise yatay büyüme üretim alanlarının sonunu getiriyor. Dikey bir büyüme bu işin en iyisidir diyor. Bu iş at ile deve değil. Belli bir bölge seçersiziniz. O bölgedeki yapıların dikey olarak yapılmasına izin verirsiniz. Çıkaracağınız İmar Planı ile bölgeleri de belirlersiniz olur biter. Girne’nin bugünkü görüntüsü ağzında dişleri bozuk bir goca garının görüntüsüne benziyor. 8 katlı binanın yanında iki katlı bina onun yanında beş katlı bina derken bir hilkat garibası ortaya çıkıyor. Girne’de bugün öğrenci potansiyeli büyük boyutlara yükseldi. Bir artı bir apartman dairesi 380 Stg. İki artı bir apartman daireleri de 400 Stg’nin üzerinde kira bedeli ile alıcı buluyor. Dış yatırımcı sıraya girmiş durumda. Potansiyel büyük. Peki siz bu potansiyeli sınırlandırabilirmisiniz? Dediğim gibi çıkartın İmar planını ve gereğini yapın. Evet dün geniş kapsamlı bir toplantı yapıldı. Bu işin uzmanları bu işi çözemiyorsa bu işin kıyısından kucağından takip eden bizler mi bu işi çözecek? *****
British University of Nicosia’da neler oluyor?
KKTC’yi Eğitim Adası yapacağız diyerek yola çıkan siyasi erk, eğitim adasını ‘3 K’ adası yaparak Kumar, Kara Para ve Kadın Pazarlama adası yapma başarısına imza attı. Eğitim Adası sloganı ile çıkılan yolda gelişi güzel verilen Üniversite Kurma izinleri de sıkıntı yaratma ve Üniversitelerin üzerine gölge düşmesine neden oluyor. British University of Nicosia’ya kayıt yapan ve hazırlık sınıfında okuyan bazı öğrenciler, yanlış ve hatalı uygulama ile açıkta kaldıklarını öne sürerek üniversite yetkililerinin kendilerini zor durumda bıraktığını öne sürdü. British University of Nicosia’da öğrenim gören bir öğrenci yaptığı açıklamada, KKTC’de bize önerilen British University of Nicosia’ya üniversitesine kayıt yaptırdım. KKTC vatandaşlarının sınavsız üniversitelerine bildiğim için biz Türkiye Cumhuriyet vatandaşlarının da sınavsız olarak okula kaydımızın yapılmasını normal karşıladım. YÖK’ün KKTC vatandaşları dışında kalan öğrencilerin sınavsız üniversitelere giremeyecekleri şartını bilmediğimden okula kaydımı yaptırdım dedi. Ani kaynak açıklamasına devamla 2014 – 2015 ders yılını 25 kadar TC uyruklu arkadaşım ile hazırlık sınıfını okuyarak geçirdim. Hazırlık bitince bize sınava gireceksiniz dediler. Neden biz üniversitede okuyoruz deyince siz sınava girin 140 alın görelim dediler. Sınava girdik 140 aldık ama bize biz yanlış söyledik 180 almanız gerekirdi dediler. Araştırdığımız zaman üniversiteye kayıt için sınavın şart olduğunu öğrendik ifadesinde bulundu. Bu durumda bizim kaydımız olmadı. YÖK tanımayacağı için biz şu anda bir yılımızı boşuna dışarıda geçireceğiz diyen ayni kaynak, ailelerimiz de buraya geldi. Bu düpedüz insan kandırmadır. Burası nasıl bir üniversitedir ki, insanlara yalan söyleyerek kayıt yaptırıp ortada bırakıyorlar dedi. [caption id="attachment_77487" align="alignleft" width="640"] GÜNÜN RESMİ[/caption]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.