Soğuk Savaş döneminde büyük güçler arası rekabetin tetiklediği uzay yarışında başlarda varlığı hissedilmeyen Çin, bu yüzyılda hız verdiği çabalarıyla rekabeti yeni ufuklara taşıyarak lider olmayı hedefliyor.
Çin, son 20 yılda ürettiği uydu, roket, mekik, keşif araçları ve diğer donanımlar ile kendine yeterli uzay programı geliştirme konusunda ciddi mesafe kaydetti. İnsanlı uzay seferlerindeki atılımlarıyla, bu alanda ABD ve Rusya’nın yanında üçüncü güç olarak konumunu pekiştirdi.
Ülke, bu yıl Dünya yörüngesinde kurduğu uzay istasyonuna iki laboratuvar modülü ekleyerek ana iskeletin montajını tamamladı. Ayrıca istasyona iki kargo seferi ve bir insanlı sefer düzenledi. İkinci insanlı seferin ise gelecek ay gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Bu yıl neredeyse her hafta uydu fırlatan Çin, yörüngedeki altyapısını sürekli geliştiriyor. Uzaktan algılama özellikli yer ve okyanus gözlem uyduları, iletişim ve istihbarat amaçlı uydular dışında, ABD'nin Küresel Konumlama Sistemi’ne (GPS) rakip ve alternatif BeiDou konumlama sistemi için de uydu ağı kuruyor.
Ay ve Mars’ta halen aktif durumdaki keşif araçlarıyla uzay araştırmalarını sürdüren Çin, Venüs, Jüpiter ve Asteroid Kuşağı’na keşif görevleri planlıyor.
Optik ve X-ışını teleskoplarının yanında dünyanın en büyük radyo teleskobu FAST’i geliştiren ülke, yer ve uzay teleskopları ile uzay araştırmaları alanında kapasitesini arttırıyor.
Ağır taşıcıyı ve yeniden kullanılabilir özellikteki iki yeni nesil roket motorlarının ateşleme testlerini yapan Çin, fırlatma ve taşıma araçları geliştirme konusunda da ciddi ilerleme kaydetti.
Ay keşif görevi
2019’da “Çang’ı 4” robotik aracını Ay’ın karanlık yüzüne indiren Çin, bunu başarabilen ilk ülke oldu. Ay’ın yüzeyinden örnek toplaması planlanan “Çang’ı 5” aracını da 2021’de uzaya fırlattı.
Çin, Ay’daki keşif faaliyetini gelecek yıllarda yeni görevlerle sürdürecek. Bu kapsamda 2024’te kaya ve toprak örnekleri toplamak üzere Çang’ı 6, 2026’da Ay’ın güney kutbunda keşif yapmak üzere Çang’ı 7 ve 2027’de doğal kaynak kapasitesini ve kullanılabilirliğini doğrulamak ve Ay yüzeyindeki uzay üssü inşası için testler yapmak üzere Çang’ı 8 görevleri planlanıyor.
Çin mitolojisindeki Ay tanrıçasının adını taşıyan keşif görevleri, ülkenin uzay yarışındaki iddiasını ortaya koyuyor. Ülke, 2030’larda Ay’a insanlı seferler düzenleyerek ABD’nin Ay keşif görevi Artemis’e rakip olmayı hedefliyor.
ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), Yunan Ay tanrıçası “Artemis”in adı verilen keşif görevi kapsamında 2024’e kadar Ay’a insanlı seferler düzenlemeyi amaçlıyor. 2028’e kadar sürmesi planlanan seferlerin ardından Ay yörüngesinde uzay istasyonu kurulması ve burayı basamak yaparak Mars’a insanlı seferler düzenlenmesi hedefleniyor.
Mars keşif görevi
Öte yandan Çin, uydu ve gezginci robottan oluşan Mars keşif görevi “Tienvın-1″i Kızıl Gezegen’e yolladı.
Çin’in tek başına yürüttüğü ilk Mars keşif görevinde kullanılacak araçlar, 23 Temmuz 2020’de fırlatıldı. Keşif araçları, 202 gün süren yolculuğun ardından 10 Şubat 2021’de gezegenin yörüngesine ulaşırken, Mars uydusu faaliyete başladı.
14 Mayıs 2021’de robotik gezgin araç Curong, Kızıl Gezegen’in yüzeyine indi. Böylece Çin, ABD’nin ardından Mars yüzeyinde keşif faaliyeti yürütmeyi başaran ikinci ülke oldu.
Çince “göklerdeki hakikati aramak” anlamına gelen “Tienvın” misyonu, adını milattan önce (MÖ) 4. yüzyılda yaşayan Çinli şair Qu Yuan’ın dizelerinden alıyor. Gezgin robot ise Çin mitolojisinde ateş ve savaş tanrısının adını taşıyor.
Çin, 2011’de Rusya işbirliğinde Mars’a uydu yollamaya teşebbüs etmiş ancak uydu, Dünya yörüngesine ulaşamadan atmosferde yanarak tahrip olmuştu.
İnsanlı uzay seferleri
Çin, ilk kez 1967’de, Devlet Başkanı Mao Zıdong ve Başbakan Cou Enlay döneminde insanlı uzay yolculuğu yapma kararı aldı.
ABD’nin “Gemini” mekiğinden kopya edilerek 1970’lerde yapılan Şuguang uzay aracı başarısız oldu. Ülke ardından Rusya’nın Soyuz mekiğini örnek alan Şıncou mekiğini geliştirerek yıllar sonra hedefine ulaşabildi.
Şıncou-1 mekiği ile 1999’da ilk insansız test uçuşu yapıldı. Çinli taykonot Yang Livey, 15 Ekim 2003’te “Şıncou-5” mekiğiyle uzayda 21 saat uçarak ülkesinin ilk insanlı uzay seferini gerçekleştirdi.
2008’de “Şıncou-7” seferinde ilk uzay yürüyüşü yapıldı, 2012’de “Şıncou-9” seferinde taykonotlar, Çin’in o dönemdeki uzay istasyonu prototipi Tiengong-1’e kenetlenmeyi başardı.
Yeni kurulan uzay istasyonuna ise 2021’de iki, bu yıl ise bir insanlı sefer düzenlendi, gelecek ay yeni bir seferin yapılması planlanıyor.
Çin, bugün ABD ve Rusya dışında insanlı uzay yolculuğu yapabilme kapasitesine ve tecrübesine sahip tek ülke konumunda bulunuyor.
Uzay istasyonu
Çin, ABD’nin uzay araştırmaları alanında işbirliğini yasaklaması ve Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) programına katılımını engellemesi nedeniyle kendi uzay istasyonunu kurmak için çalışmalar yürütüyor.
Bir çekirdek modül, iki laboratuvar modülü ve bir uzay teleskobundan oluşması planlanan Tiengong (gök sarayı) istasyonu tamamlandığında, Rusya’nın artık faal olmayan Mir Uzay İstasyonu ile yaklaşık aynı boyutlarda olacak.
İstasyonun ana parçası “Tienhı” (göksel uyum) adı verilen çekirdek modül 29 Nisan 2021’de, ilk laboratuvar modülü “Vıntien” (gökleri aramak) 24 Temmuz’da, ikinci laboratuvar modülü Mıngtien (gökleri düşlemek) ise 31 Ekim’de fırlatıldı.
Çekirdek modüle laboratuvar modüllerinin eklenmesiyle istasyonun “T” biçimli ana iskeleti tamamlandı. Ana iskelet kurulduktan sonra “Şüntien” (gökleri dolaşmak) adı verilen uzay teleskobunun, ayrı bir modül olarak istasyona eklenmesi planlanıyor.
Montajının 2022 sonunda tamamlanması hedeflenen istasyonda halen üç kişilik taykonot ekibi dönüşümlü görev yapıyor.
Uydu altyapısı
Çin, son yirmi yılda uydu teknolojisi alanındaki atılımlarına da hız verdi. Ülke, ChinSat ve Congşing iletişim uyduları, Gaofın, Yaogan ve Şiyan yer gözlem ve Hay Yang okyanus gözlem uyduları, Kuafu Güneş gözlem uydusu, BeiDou küresel konumlama uyduları ve Şingyün internet uyduları gibi çok sayıda uydudan oluşan ağlarla altyapısını güçlendirdi.
Statista’nın verilerine göre, 1 Ocak 2022 tarihi itibarıyla Dünya yörüngesinde 4 bin 852 aktif uydu yer alıyor. Çin, 499 uyduyla, 2 bin 944 uyduya sahip ABD’nin ardından en fazla uydusu olan ikinci ülke konumunda bulunuyor.
Çin hükümeti, askeri alanda ABD’nin küresel konumlama sistemi GPS’e bağımlılığını azaltmak üzere BeiDou Uydu Konumlama Sistemi’ni (BDS) geliştirmeye başladı.
BeiDou uydu ağı için ilk uydu 2000’de fırlatıldı. Dört uydudan oluşan “BDS-1” ağının ardından 20 uydudan oluşan “BDS-2” ve 35 uyduluk “BDS-3” ağlarıyla geliştirilen ve desteklenen sistemde aktif halde 42 uydu bulunuyor. Gelecek yıl BDS-3 ağını desteklemek için 3 ila 5 uydunun daha fırlatılması, 2035’de kadar ise “BDS-4” adı verilen yeni nesil uydu ağının sisteme eklenmesi hedefliyor.
Çin, BDS’nin küresel ölçekte GPS’e alternatif olarak kullanımını teşvik ediyor. Bu yılın ilk yarısında Çin’de üretilen akıllı telefonların yüzde 98’inde, BDS sistemini kullanan harita ve konum hizmetleri bulunuyordu. Ulaştırmadan, e-ticarete ve paket servis hizmetlerine kadar birçok ticari uygulama alanına sahip teknoloji yaklaşık 470 milyar yuanlık (64,5 milyar dolar) bir pazar oluşturuyor.
Uzay araçları, fırlatma sistemleri
Çin, tüm bu projeler için fırlatma ve taşıma araç ve donanımlarını yıllar içinde aşamalı şekilde geliştirdi.
Ana fırlatıcı işlevi gören Long March (Uzun Yürüyüş) roketleri hem ağır yükleri hem de daha hafif unsurları uzaya taşımakta kullanılıyor.
İlk kez ülkenin ilk yerli uydusu Donfanghong 1’i 1970’de uzaya fırlatan Long March 1 roketinden bugüne dek 18 nesil üretildi. Halen Long March 2C’den Long March 11’e kadar aşamalı roketler, farklı fırlatış görevlerini yerine getiriyor.
Öte yandan personel mekiği Şıncou (kutsal gemi) ve kargo mekiği Tiencou (gök gemisi) da Çin uzay programının ana taşıyıcı unsurlarını oluşturuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.