• BIST 10025.47
  • Altın 2976.723
  • Dolar 35.1352
  • Euro 36.6264
  • Lefkoşa 12 °C
  • Mağusa 12 °C
  • Girne 12 °C
  • Güzelyurt 11 °C
  • İskele 12 °C
  • İstanbul 6 °C
  • Ankara 5 °C

Çirkin hayvanları neden seviyoruz?

Isabelle GerretsenUnvan,BBC Futures
Çirkin hayvanları neden seviyoruz?

California'da Dünya'nın En Çirkin Köpeği yarışması düzenleniyor.

Jüri, kazananı belirlemek için ezilmiş burunlu, çarpık dişli ve şişkin gözlü çok sayıda köpeği değerlendirecek.

Dünyanın birçok yerinde yarışmaya takip edenler ise 'çirkin' evcil hayvanlarının fotoğraflarını sosyal medya platformlarında paylaşmaya başladı.

Peki neden çirkin hayvanları bu kadar seviyoruz? Hayvanların tuhaf özelliklerini neden sevimli buluyoruz?

Avusturyalı zoolog Konrad Lorenz, insanların iri göz, büyük kafa ve yumuşak beden gibi çocuksu özelliklere ilgi duymasının sebebinin, yetişkinlerin çocuklarıyla ilgilenmesini sağlamaya yardımcı olan ve türlerinin hayatta kalmasını garanti eden evrimsel bir özellik olduğunu söylüyor.

Lorenz 1943 yılında bu çocuksu özellikleri "bebek şeması" diye adlandırmıştı.

Damla balığı, pug ve bulldog cinsi köpekler ve ay-ay (Madagaskar Maymunu) gibi tuhaf görünümlü hayvanların tümü, insanlarda koruma içgüdüsünü tetikleyen bu çocuksu özellikleri paylaşıyor.

Bebek şemasının insan-hayvan ilişkisinde nasıl bir rol oynadığını araştıran Roma Yüksek Sağlık Enstitüsü'nde araştırmacı olan Marta Borgi, bu çocuksu özelliklerin insanlarda "korumacı davranışları, dikkati ve ilgi gösterme isteğini" artırdığını, "çocuğa yönelik şiddet olasılığını" ise azalttığını söylüyor.

Borgi, yavruları "bakım ve koruma için tamamen ebeveynlerine bağlı olan insanlarda, bu özelliğin yavruların hayatta kalma şansını artırmaya katkıda bulunduğu için değerli olduğunu" söylüyor.

Borgi'nin de katkıda bulunduğu, 2014 yılında yapılan bir araştırmada, "sevimlilik" kavramının yerleşik olduğu ve çok genç yaşta geliştiği, üç yaşındaki çocukların bile iri gözlü, düğme burunlu ve yuvarlak yüzlü hayvanları ve insanları tercih ettiği tespit ediliyor.

Hayvan ve insan görüntülerine bakan 3-6 yaş arasındaki çocukların göz hareketlerini inceleyen araştırma ekibi, yüz hatları daha çocuksu görünsün diye dijital olarak değiştirilmiş köpek, kedi ve insan görüntülerine daha fazla ilgi olduğunu saptadı.

 

Öte yandan uzmanlar, damla balığı veya çıplak köstebek faresi gibi birçok çirkin hayvanın, yaşadıkları aşırı ortamlaraa uyum sağlamak için geliştirdiği çeşitli farklı özellikleri olduğunu söylüyor.

Bilim insanları, bu hayvanları kanser, kalp hastalığı ve nörodejeneratif hastalıklar gibi insan sağlığı sorunlarına yönelik tedavilere yön verebilecek yeni bilgiler sağlayıp sağlayamayacağını anlamak için incelemek istiyor.

Pek çok çirkin hayvan, yaşam alanlarına mükemmel bir şekilde uyarlanmış ve içinde yaşadıkları ekosistemlere muazzam faydalar sağlayabilse de, genellikle daha geleneksel olarak sevimli hayvanlar kadar ilgi görmüyor ve araştırma konusu olmuyor.

Kültürel nedenler

Çirkin-sevimli hayvanlara olan ilgimizi yönlendiren bazı kültürel faktörler de var.

Royal Veterinary College'da öğretim görevlisi olan Rowena Packer, "Çirkin-sevimli hayvanlar çok moda oldu. Bu kısmen sosyal medyadan kaynaklanıyor. Örneğin ünlüler ve influencerlar Instagram'da pug veya bulldog cinsi köpeklerinin fotoğraflarını sık sık paylaşıyor" diyor.

Ancak veterinerler, ciddi sağlık sorunları yaşadıkları için bu tür düz yüzlü köpek ırklarını seçmemeleri konusunda insanları uyarıyor.

Örneğin seçici olarak yetiştirilen pug ve Fransız bulldog cinsi köpekler yoğun bir şekilde nefes almada zorluklar, cilt sorunları ve göz hastalıkları yaşıyor.

Basık burunlu olan pug cinsi köpekler ayrıca yaz aylarında vücut sıcaklıklarını düzenlemekte de zorlanıyor.

Packer, "Kurtlar uzun burunları sayesinde vücut sıcaklarıklarını düzenliyor ve bizim gibi terlemiyorlar. Ancak pugların burun delikleri çok ufak olduğu için nefes almaları ve serinlemeleri zorlaşıyor" diyor.

Packer, bu tip basık yüzlü köpekleri diğer cinslerle melezlemek gerektiğini söylüyor.

Uzmanlar hayvanlarda genetik çeşitliliğin önemine dikkat çekiyor, çeşitliliğin olmadığı durumlarda hastalıkların hızla yayılabileceğini ve türün yok olmasına bile yol açabileceğini söylüyor.

2016 yılında 102 İngiliz bulldogu üzerinde yapılan analizde, anne ve baba soylarında çok az genetik çeşitliliğe sahip oldukları tespit edilmişti.

Packer, bulldogların, "Orijinal hallerinin karikatürü haline geldiğini" söylüyor, "İnsanlarda derisi katlanan, küçücük vücuda sahip köpeklere doğru büyük bir eğilim var. Ama aslında bu özellikler omurgalarındaki malformasyonları yansıtıyor. Omurları artık bozuk, bu da bir dizi nörolojik hastalığa yol açabiliyor" diyor.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler