Terlemenin sağlıklı bir şey olduğu bilinen bir gerçektir. Vücut kendini sıcaklığını ortam sıcaklığına göre bu şekilde ayarlar ve Melbourne, Avustralya’daki Rosecae Tedavi Kliniğinden dermatolog Diane de Fiori’nin ifade ettiğine göre “ter; bakterilere, virüslere ve mantarlara karşı etkili bir mücadele yürüten antimikrobiyal peptitler barındırır. Bu peptitler pozitif yüklüdür ve negatif yüklü bakterileri kendilerine çekerek onların hücre zarlarının içine nüfuz eder ve işlerini bitirir.”
2013 yılında yayımlanan bir araştırmaya göreyse insanlarda ekrin ter bezleri tarafından deri üzerine salgılanan bir antimikrobiyal peptit olan Dermsidin, verem bakterisi de dahil birçok bakteriyel ve viral hastalığa karşı çok ciddi bir savunma silahı olarak niteleniyor. O kadar ki, araştırmacılar doğal yolla üretilen bu maddelerin geleneksel antibiyotiklerden daha etkili olduğunu, çünkü bakterilerin ve virüslerin doğal maddelere karşı çabuk direnç geliştiremediğini belirtiyor.
Öte yandan terleme kimi insanlarda “sağlıklı olma” boyutunu kat kat aşarak bir işkenceye dönüşüyor. Yaz aylarının gelmesi bazı insanlar için “boğucu sıcakların yaklaşması” olarak algılanırken, çok terleyen insanlar için bu dönem “daha da fazla terleme” olarak bir kabus halini alabiliyor. Öyle ki (benim de dahil olduğum) bu grup kar yağışlı bir gecede bile oturduğu yerde terleyebiliyor.
Peki bu kadar fazla terlemenin sebebi ne? Hormonlar tarafından düzenlenen bu işlemi bünyenin bu kadar abartması neden? Bu bir hastalık belirtisi mi? Kökeni genlerimize mi dayanıyor? Nymag.com sitesi yazarlarından Jesse Singal bu tip sorularını Michigan Üniversitesinden araştırmacı dermatolog Dr. Laurie Rittie’ye sormuş. Aşağıda Singal’ın sorularının ve Dr. Rittie’nin cevaplarının bir derlemesini bulacaksınız.
NEDEN VE NASIL TERLİYORUZ?
1. Evet, insan, hava çok sıcak olmadan öncesinde terlemeye başlıyor. Terlemenin evrimsel amacı elbette ki vücut sıcaklığını düzenlemek. Vücut, hava sıcaklığındaki en ufak değişimlere bile çabucak karşılık veriyor. Rittie’nin açıkladığı gibi, “birdenbire ve hızlı bir şekilde değil, sıcaklığı rahatsız edici derece hissetmeden önce, daha düşük oranlarda terlemeye başlıyoruz.” Yani fark edilebilir düzeyde sıcak hissetmeden önce hissettiğiniz o yapış yapış his ne kadar sinir bozucu olsa da normal ve vücudun yapısı böyle.
2. Konu terleme olunca birçok nokta sizin kontrolünüz dışındaki şeylere dayanıyor ve kısmen de bunlar siz çocukken “ayarlanmış”. Bazı insanların neden diğerlerinden daha fazla terlediğini açıklayan Rittie şöyle devam etti: “Bunun sebebinin ilginç bir olguya dayandığını düşünüyoruz. Herkes aşağı yukarı aynı sayıda ter beziyle doğar, ama ter bezleri doğumdan sonraki iki yıl içerisinde olgunlaşır. Tüm ter bezleri ter üretir hale gelmez (bu durum, o zamanlardaki ihtiyaca göre değişir). Yani sıcak bir iklimde büyüyen insanlar, klimalı ortamda ya da soğuk bir iklimde büyüyen insanlarınkinden daha fazla sayıda aktif ter bezine sahip oluyor. Biz yetişkinler bütün ter bezlerimizi vücudumuzda taşıyoruz, ancak bunların yalnızca bir kısmı ter üretebiliyor. Bunun yüzdesi de bireyden bireye değişiyor.”
Rittie, fazla terlemenin sebepleri arasında genetik herhangi bir etkenin bulunup bulunmadığı sorusunuysa olumsuz yanıtlıyor. Dolayısıyla yetişkin bir bireyin terleme yoğunluğu büyük oranda çocukluğunda belirleniyor.
3. Ter bezlerimiz aynı zamanda yaralarımızın iyileşmesine de katkıda bulunuyor. Rittie’nin kendi yürüttüğü bir araştırma, ter bezlerinin, yaralanma sonucu kaybedilen hücrelerin yerine geçecek yeni hücreleri üretme sürecine de yardımcı olduğunu gösteriyor. Yani çocukluk döneminde aktive edilmeyen ter bezleri işlevsiz bir şekilde öylece durmuyor. Ancak yine aynı araştırmada gösterildiği gibi, bu yaraların iyileşmesine yardımcı olma işlevi birey yaşlandıkça yavaşlıyor. “Genç yetişkinlerde,” diyor Rittie, “vücuttaki ter bezlerinin %100’ü yaraların iyileşmesine yardımcı oluyor. Fakat yaşlandıkça bu oran da azalıyor.”
4. Sürekli klimalı bir ortamda bulunmazsanız daha az terlemeniz mümkün. “Eğer –örneğin– 30oC’ye sürekli maruz kalırsanız vücudunuz 27oC’de karşılık vermeye başlayacaktır. Ancak şunu unutmamak gerekir ki terleme işlemi, vücudun iç sıcaklığına karşı verilen bir tepkidir, dış sıcaklığına değil.”
Yani eğer ter bezlerimizi bir şekilde “eğitmek” istiyorsak onların sıcak havalara uyum sağlamasına da fırsat tanımamız gerekiyor. Bütün gün klima karşısında oturmak ter bezlerini serin havalara adapte edeceğinden bunun pek bir faydası olmuyor. Çoğu insan bütün yazı klima karşısında geçirdiğinden belirli bir olguyla da sık karşılaşılıyor: İlkbaharda 20oC bize sıcak gelirken, sonbaharda aynı sıcaklığı daha serin hissederiz.
5. Daha az terlemek istiyorsanız soğuk su içmek en etkili yöntem. Yukarıda da ifade edildiği gibi terleme, vücudun iç sıcaklığına verilen bir tepki. Dolayısıyla alnınıza veya enseniz koyduğunuz soğuk bir cisim (buz poşeti/kaseti, soğuk su şişesi vb.) fazla işe yaramayacaktır. Öte yandan buz gibi bir bardak suyu mideye indirdiğinizde vücudunuzun iç kısmı da soğuyacağından daha az terlemeniz mümkündür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.