Salgınla birlikte hayatımıza giren sosyal mesafe kavramı, doğası gereği yakınlık içeren cinsellik deneyimini de zorlaştırdı. Bu duruma alternatif bir çözüm üreterek ‘corona‘ sonrası dünyada siber seks deneyimini tasarlayan Angelina Aleksandrovich anlattı.
Aleksandrovich, aynı yerde bulunmayan insanların birlikte yakınlaşarak siber seks deneyimini yaşayabileceği imkanlar sunan Raspberry Dream Labs isimli kolektifin kurucusu.
Sanal gerçekliğin sadece oyun oynarken kullanılan bir şey olmaktan çıkıp yakınlaşmak ve ilişki yaşamak için de kullanılan bir yöneteme dönüştüğünü anlatan Aleksandrovich, “Covid-19 nedeniyle insanlar teknolojiyi ve sanal gerçekliği heyecan verici şekillerde kullanabileceklerini anladılar” diyor.
Londra’nın kuzeyinde iki gönüllü sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik ve boyna takılan bir yakadan elde edilen kokuyu birleştirdiği, kafaya takılan sanal gerçeklik gözlüğü ve el sensörlerinden oluşan prototiple tanıtım gösterisi yapıyor.
Gönüllülüler birbirlerini ana hatlarıyla insan formu olarak görüyor ve birbirlerine dokunmadan okşayabiliyor.
Deneyime erojen bölgelere yerleştirilen dokunsal uyarıcılar da dahil.
Aleksandrovich, bu uyarıcıların ileride yumuşak, giyilebilir, iç çamaşırı benzeri robotik bir ürüne dönüşebileceğini söylüyor.
Teknolojiyi sağlık, finans gibi günlük hayatımızın birçok alanına dahil etmekten mutlu olduğumuza göre, yatak odasına da sokabileceğimiz görüşünü savunuyor.
Denemenin sonunda gönüllülerden Victoria Gillett, siber seks deneyimin nasıl olduğu sorulunca “Bayıldım” yanıtı verdi.
Diğer gönüllü Aaron Vandeyar ise deneyimini şu sözlerle anlattı: “Çok fazla şey oluyordu. Hepsini kavramak zaman aldı. Bittiğinde hazır değildim.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.