Kırım Kongo kanamalı ateşi, kenelerle bulaşan, ateş ve kanamayla seyreden ölümcül bir enfeksiyon hastalığıdır.
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ (KKKA) NEDİR?
Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA), Bunyaviridae familyasının kene kaynaklı bir virüsünün (Nairovirüs) neden olduğu, ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilen hayvanlardan insanlara bulaşan bir enfeksiyon hastalığıdır. KKKA, % 10-40'lık bir vaka ölüm oranıyla ciddi viral hemorajik ateş salgınlarına neden olur. Afrika, Balkanlar, Orta Doğu ve Asya'daki 50. paralelin kuzeyinde ve güneyindeki Asya ülkelerinde endemiktir.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virüsünün konakçıları sığır, koyun ve keçi gibi çok çeşitli evcil ve vahşi hayvanları içerir. Birçok kuş enfeksiyona dirençlidir. Hayvanlar, enfekte kenelerin ısırmasıyla enfekte olur ve virüs, enfeksiyondan yaklaşık bir hafta sonra kan akışında kalır, bu, kene-hayvan-kene döngüsünün, başka bir kene ısırdığında devam etmesini sağlar. Her ne kadar birkaç kene cinsi KKKA virüsü ile enfekte olabilse de, Hyalomma keneleri, insan enfeksiyonunun başlıca kaynağıdır. Türkiye'de hastalığın bulaştırıcısı olan asıl kene türü Hyalomma marginatum’dur.
Hastalık Türkiye'de ilk olarak 2002 yılında dikkatleri çekmiş ve 2003 yılında kesin tanısı konmuştur. KKKA vakaları, hastalığın başlıca bulaştırıcısı olan kenelerin aktifleştiği dönemden başlayarak bahar ve yaz aylarında görülmektedir. İlk kez Tokat ili ve civarında dikkatleri çeken Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakaları çoğunlukla İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yoğunlaşmaktadır.
KIRIM KONGO NASIL BULAŞIR?
KKKA virüsü, insanlara kene ısırmasıyla veya kesim sırasında ve hemen sonrasında enfekte hayvan kanı veya dokularıyla temas yoluyla bulaşır. Vakaların çoğu, tarım işçileri, mezbaha işçileri ve veterinerler gibi hayvancılık ile uğraşan kişilerde görüldü. İnsandan insana geçiş, enfekte olmuş kişilerin kanları, salgıları, organları veya diğer vücut sıvılarıyla yakın temastan kaynaklanabilir. Hastane kaynaklı enfeksiyonlar, tıbbi ekipmanın yanlış sterilizasyonu, iğnelerin tekrar kullanılması ve tıbbi malzemelerin kirlenmesi nedeniyle de ortaya çıkabilir.
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ BELİRTİLERİ
KKKA, baş ağrısı, yüksek ateş, sırt ağrısı, eklem ağrısı, mide ağrısı ve kusma gibi ilk belirti ve semptomlar ile aniden başlar. Gözlerde, yüzde ve boğazda kızarıklık, boğaz ve damaktaki peteşiler (kırmızı lekeler) yaygındır. Semptomlar sarılık ve ciddi vakalarda ruh hali ve duyusal algıdaki değişiklikleri de içerebilir.
Hastalık ilerledikçe, hastalığın dördüncü gününden başlayıp yaklaşık iki hafta süren şiddetli morarma, şiddetli burun kanaması ve enjeksiyon bölgelerinde kontrolsüz kanama alanları görülebilir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi görülen bölgelerdeki salgınlarda hastaneye yatırılan hastalarda ölüm oranları % 9 ile % 50 arasında değişmiştir.
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ TEDAVİSİ
İnkübasyon (kuluçka) süresi kene tutunmasından sonra genellikle 1-3 gün, en fazla 9 gün olabilmektedir. Enfekte kan, vücut sıvısı ve diğer dokularla temas sonrasında 5-6 gün; en fazla ise 13 gün olabilmektedir. Semptomların tedavisi ile yapılan genel destekleyici bakım, insanlarda KKKA'yı yönetmede temel yaklaşımdır. Her ne kadar Doğu Avrupa’da KKKA'ya karşı inaktive edilmiş, farelerde denenmiş bir aşı geliştirilmiş ve kullanılmış olsa da, şu anda insan kullanımı için yaygın olarak kullanılan güvenli ve etkili bir aşı yoktur. Ayrıca hayvanlarda kullanım için de herhangi bir aşı yoktur.
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİNDEN KORUNMAK İÇİN
TC Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Zoonotik ve Vektörel Hastalıklar Dairesi Başkanlığı'nın internet sitesinde KKKA'dan korunmak ve hastalığı önlemek için yapılması gerekenler şu şekilde anlatılmıştır:
1- Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir.
2- Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dâhil) kene olup olmadığını kontrol etmeli, kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır.
3- Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır.
3- Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir.
4- Hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske v.b.) almalıdır.
5- Kene tutunan kişiler, kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelidirler.
6- Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.