Kanadalı yönetmen Mostafa Keshvari, dünyayı saran corona virüsüyle ilgili film çekti. ‘Corona: Fear is a Virus’ adlı film bir asansörde geçiyor. Yedi kişi bir asansörde mahsur kalıyor. Aralarındaki Çinli kadın öksürünce asansörün içi ‘karışıyor’.
Asansördeki diğerleri, Çin, virüsün çıkış noktası olduğu için kadının corona virüsü taşıdığını düşünerek ırkçı bir tutum sergiliyor. Bir kadın, Çinli kadına sesini yükselterek, “Bu binada bir virüs dolaştığının farkında mısınız” diyor.
BBC’ye konuşan Keshvari, virüsle ilgili film çekme düşücesinin ocak sonunda aklına geldiğini söylerek şöyle devam etti: “O zaman virüs daha çok Çin virüsü veya Wuhan virüsü diye nitelendiriliyordu. İşlerin bu kadar büyüyeceğini, virüsün bu kadar yayılacağını düşünmedim filme başlarken. Çekimlerini Sevgililer Günü’nde, 14 Şubat’ta tamamladık.”
Filmin ay sonunda online platformlarda yayınlanacağını ümit eden Keshvari, “Virüsten çok yabancı düşmanlığını anlatıyor. Umarım birlik olmamızı, önyargılarımızdan arınmamızı sağlar” dedi.
Bu kadar gündemdeyken ve dünya zorlu bir süreçten geçerken böyle bir film çekilmesini etik açıdan doğru bulmayanlar da var.
Film eleştirmeni Noah Gittell, salgınla ilgili film çekmenin etiğe aykırı olmadığını düşündüğünü ancak böyle bir süreçte, dünya ağır bir travma yaşarken insanların olup biteni sindirmeye ihtiyacı olduğunu söyleyerek, “Şu anda sindirebildiğimizi sanmıyorum” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.