Lübnan ve Katarlı bilim insanları solunum yolu viral enfeksiyonlarının mevsimselliği hakkında Covid-19 özelinde bir makale kaleme aldı. Yakın tarihte görülen solunum yolları enfeksiyonlarının incelendiği ve Covid-19’la karşılaştırıldığı araştırmada, virüsün mevsimsel hale gelip gelmeyeceği veya yıl boyunca dolaşıma devam edip etmeyeceği sorusuna cevap arandı.
DİĞER CORONA VİRÜSLER İNCELENDİ
Araştırmada Covid-19’dan önce dünyada görülen ve insanlara bulaşan corona virüsü türlerinin mevsimsel kalıpları incelendi. Birçok solunum yolları enfeksiyonlarının kışın ılıman bölgelerde ve tropikal bölgelerde yağışlı mevsimde yüksek insidansla mevsimsel kalıplar izlediği vurgulandı.
İlk olarak 2004 yılında Hollanda’da tespit edilen insan corona virüsünü (NL63) için yapılan epidemiyolojik çalışmalara bakıldığında, mevsimsel bir model sergilediği, ılıman bir iklimde öncelikle kış ve ilkbaharda tespit edildiği, yıl boyunca düşük seviyeli dolaşım gösterdiği anlatıldı.
İnsan corona virüsü OC43 (HCoV-OC43) ve insan corona virüsü 229E’nin (HCoV-229E) ağırlıklı olarak ılıman iklim ülkelerinde kış mevsiminde dolaştığı belirtildi.
ABD’deki genç yetişkinler arasında sekiz yıllık bir HCoV-OC43 ve çalışmasına dikkat çekilerek, araştırmada kış (Aralık’tan Şubat’a) ve ilkbahar mevsiminde (Mart’tan Mayıs’a) bu iki türle eşit sayıda enfeksiyon bildirildiği anlatıldı.
Amerika Birleşik Devletleri, Belçika, Fransa, Kanada, Japonya, Ürdün, İtalya ve Almanya’dan birkaç başka çalışmada diğer iki HCoV (NL63 ve HKU1) için sürekli olarak kış dolaşımı bildirildiği anlatıldı.
Çin’de 2008-2009 döneminde yapılan bir çalışmada, akut solunum yolu enfeksiyonu olan hastanede yatan çocuklarda HCoV-NL63 ve HCoV-HKU1 enfeksiyonlarının yaz, sonbahar ve kış aylarında artan aktivite gösterdiğine dikkat çekildi.
Çin’de 2009 ve 2016 yılları arasında yapılan başka bir 7 yıllık epidemiyolojik çalışmada, HCoV’lerin yıl boyunca dolaştığı, ancak en yüksek vakaya ilkbahar ve sonbaharda ulaştığı anlatıldı.
SON SALGINLARDA NE OLMUŞTU?
Dünyanın Covid-19’dan önceki bir başka büyük salgını SARS-CoV-1’in 30 ülkeye hızla yayıldığı ancak hızla kontrol altına alındığı hatırlatıldı. Dolayısıyla mevsimselliğini değerlendirmenin mümkün olmadığı ifade edildi.
COVID-19’dan önce dünyayı korkutan bir başka salgına yol açan, 2012’de Suudi Arabistan’da ortaya çıkan MERS-CoV’a bakıldığında, ortaya çıkışından bu yana yedi yıl geçtiği ve hala belirgin mevsimsellik olmaksızın aralıklı ve sporadik enfeksiyonlara neden olduğu belirtildi. Bunun, MERS-CoV’un insanlar arasında bulaşma yeteneğinin düşük olması ve salgınların çoğunun esas olarak hastane ortamlarında görülmesinden dolayı olduğu düşünülüyor.
2012 ve 2017 yılları arasında yürütülen 5 yıllık bir epidemiyolojik çalışma, MERS-CoV’nin Haziran ayında en yüksek küresel mevsimsel oluşuma sahip olduğunu ve bazı mevsimsel değişikliklerin gözlemlendiğini gösterdiği iletildi.
MEVSİMSEL MODEL İZLİYORLAR
Özetle, çoğu solunum yolu virüsünün mevsimsel bir model izlediği düşünülüyor. Viral solunum yolu enfeksiyonlarının mevsimselliği, birincil olarak iki ana faktöre bağlanıyor: Virüs ve virüs taşıyıcı üzerindeki çevresel ve hava etkileri, ayrıca virüs taşıyıcısının davranışı ve fizyolojisi.
İnfluenza virüsleri de dahil olmak üzere solunum virüsleri üzerine yapılan araştırmalar, soğuk hava ve düşük bağıl nemin ılıman bölgelerde solunum yolu enfeksiyonlarının başlangıcı ile yüksek oranda ilişkili olduğunu gösteriyor.
Güney ve Kuzey yarımküreler arasındaki mevsimsel farklılıkların Covid-19’un yayılmasında rol oynamış olabileceği düşünülüyor. Pandeminin erken dönemlerinde, soğuk iklime sahip Kuzey yarımküre ülkeleri, COVID-19 bulaşmasına karşı en savunmasız, tropikal bölgeler ve Güney yarımkürede olanlar ise en az etkilenenler gibi görünüyordu. Mevsimlerin değişmesinin Hindistan’ın vaka sayısında dünyada 2. sıraya yerleşmesinde, Brezilya, Kolombiya, Peru, Arjantin, Meksika ve Güney Afrika gibi ülkelerin ise ilk 10’da yer almasında etkisi olduğu düşünülüyor.
VİRÜSÜN YAYILMASINDA ETKİLİ OLAN SICAKLIK DEĞERİ
Bilim insanları dünyada hava sıcaklığı-virüsün yayılım etkisini araştıran yayınları da derledi. Yapılan bir araştırmada ortalama 5–11 ° C sıcaklık ve 4–7 g / m3 mutlak nem oranına sahip bölgelerde daha fazla virüs yayıldığının tespit edildiği belirtildi. Başka bir çalışmada vakaların yaklaşık yüzde 90’ının maksimum 17 ° C’nin altında sıcaklık ve 3–9 g / m3 mutlak nem oranına sahip ülkelerde rapor edildiği, bir başka araştırmada ise virüsün yayılması için optimal sıcaklığın 8 ° C ve nem oranının yüzde 60 ile yüzde 90 arasında rapor edildiği belirtildi. Ancak hava sıcaklığının virüsün etkisini azaltıp azaltmadığı konusunda belirgin bulgular olmadığı da ifade edildi.
SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI SAĞLANINCA YAYILIM DURACAK
Bir virüsün mevsimsel bir kalıbı takip etmesi ve dolayısıyla yazın azalması için, temel üreme sayısının (R0) değerinin 1’in altına düşmesi gerektiği belirtiliyor. Covid-19 için, temel üreme sayısının 2 ile 3 arasında olduğu tahmin ediliyor. Bazı tahminlerde ise 5,7’ye kadar çıktığı belirtiliyor. Mevsimsel grip için ise bu oranın 1,27 olduğu tahmin ediliyor. Yazın çeşitli faktörler, sıcak havalar ve nemin virüsün kalıcılığı ve virüs taşıyıcısının duyarlılığı üzerindeki etkisi ve ayrıca iç mekanda kalabalık gibi popülasyonun davranışının temel üreme sayısına etki ettiği düşünülüyor.
Bilim insanları, virüsün sürü bağışıklığı sağlanıncaya kadar yayılmaya devam edeceğini ve eski corona virüsler HKU1 ve NL63 gibi mevsimsel hale gelmesini bekliyor. Bu durumun zamanla virüsün üreme sayısını azaltması da bekleniyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.