• BIST 9949.8
  • Altın 2962.961
  • Dolar 35.2472
  • Euro 36.7735
  • Lefkoşa 16 °C
  • Mağusa 16 °C
  • Girne 17 °C
  • Güzelyurt 14 °C
  • İskele 16 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 9 °C

Çözüm Ne Zaman

Özcan ÖZCANHAN

BM Genel Sekreterinin, Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’nin, son açıklamaları, müteakiben verilen olumlu/olumsuz demeçler, adamızın hem güneyinde hem de kuzeyinde, baş gündemi oluşturdu. Aylardan beri durdurulmuş vaziyetteki Kıbrıs Müzakereleri Mayıs ortasında yeniden başlatılıp, kaldığı yerden sürdürülecekmiş. Haydi başlatılsın. Hayırlara vesile olur inşallah! Fakat akla gelen ilk soru her halde, masaya kimlerin oturacağıdır. KKTC de Cumhurbaşkanlığı seçimi var. 19 Nisanda hangi aday seçilecek, halkın/toplumun lideri olarak kimdir müzakerelere devam edecek olan? Güneydeki lider belli. Nikos Anastasiades. Karşısına, masaya Eroğlu mu, Akıncı mı, Özersay mı, yoksa Sibel hanım mı oturacak? Yanlarına hangi danışmanları alarak? Anastasiades’in danışmanını değiştirip değiştirmeyeceğini bilmeyiz. Ama bizim tarafta seçilecek olan yeni müzakereci yanına Ergün Olgunu mu, Osman Ertuğ'u mu, yoksa değişik başka bir ismi mi alacak merak konusudur? Eroğlu için, şu anda, bu iki isim muteber. Akıncı, Özersay veya Siber seçilirse, elbette, kendi arzuladıkları danışmanı alacak ve masaya oturacak... Değil mi? Kim kazanırsa kazansın.... Neyi görüşecek? Anastasiades’le Eroğlu’nun açıkladıkları ve imzaladıkları ortak metne sadık kalınacak mı? Yeni bir yol haritası mı çizilecek? Kıbrıs Türk halkına vaat edilen KKTC sonsuza dek yaşatılacak sözleri ve andı, müzakere masasında en küçük bir ilerlemeye fırsat verecek mi? Rum tarafının malum ve değişmeyen, “zaman sınırlaması, hakem (arbitrator), KKTC ile federasyon (iki kurucu devletli) asla kabul etmeyiz” tutumu değişmedikçe  nasıl bir gelişme, ilerleme kaydedilebilir ki, bizim ulemalar şimdiden, “yıl sonuna çözüm ve referandum” dan bahsediyor? 1968 ortalarında Beyrut’ta, BM gözetiminde başlatılan , “intercommunal Cyprus talks-negotiations” iki halkı çözüm ve anlaşmaya ne kadar yaklaştırmıştır? Görülen ve sırıtan ortada. Müzakereler hala başladığı noktadadır. Bir arpa boyu ilerleme yoktur. Varsa eğer, bunca yıldır sürdürülen-zaman zaman kesilen-tekrar başlatılan müzakereler, halkları hangi noktaya getirmiştir açıklasınlar. Anlaşmaya kaç adım,  metre kalmıştır? Aradan geçen zaman zarfında, 1977-79 doruk anlaşmaları (Makarios-Denktaş, Kiprianu-Denktaş), güven artırıcı önlemler paketleri, Butros Gali, Kofi Annan çözüm planları, karşılıklı teati edilen öneriler, haritalar ne oldu? Neden, hala daha, masada “iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı” bir çözüm formülü arandığı söyleniyor? Yıllar geçti, havanda su dövüldü.  Waldheim huzurunda imzalanan 1977-79 zirve anlaşmaları neden uygulanmadı? Uygulanmadı. Çünkü taraflar katı tutumlarını değişmedi. Ne biri ne de öteki, ciddi, elle tutulur tavizler vermeye yanaşmıyor. Kısacası, ne birisi ne de ötekisi gerçek, kalıcı, adil bir çözüm ve anlaşma peşindedir.  Mevcut durumdan iki taraf da memnundur. Kıbrıs Cumhuriyeti hüviyetine sahip, BM, AB üyesi olan taraf Kıbrıs Türklerine eşit statü tanır mı? Asla. Ya Kıbrıs Türkleri, KKTC den, ayrı devletten vazgeçer mi? Hayır, asla. Daha sı var. Garantörlük anlaşmasının lağvedilmesini, yerine AB garantisi getirilmesini kabul eder mi? hayır. Varsa da yoksa da Türkiye’nin garantisi... Türk ordusunun Kıbrıs’ta varlığının devamı... Pek ala! Hal bu iken, nedir halkımıza bu yılsonuna anlaşma ve referandum umutları pompalamanın amacı? Eroğlu’nu seçiniz de size yılsonuna çözüm mü sağlayacağı ima ediliyor. Bu ülkede, ne zaman çözüm, tam barış ve anlaşma olur, ben sizlere, naçizane açıklayım. AMERİKA,  İNGİLTERE, AB, RUSYA, İSRAİL... KENDİLERİ AÇISINDAN ORTAMIN UYGUN OLDUĞUNA KARAR VERDİĞİNDE Kıbrıs’ta anlaşma olur. Süper güçlerin çıkarları garanti altına alındığında, doğal gazdan kim azami yararlanacak anlaşılınca, Orta doğuda, Arap baharları ve yeni oluşum şekillenince, Türkiye ve Yunanistan’a, “alınız çözüm budur, anlaşma budur” denecek ve onların da Kıbrıs’taki halklara kabul ettirmeleri sağlanınca... İşte o zaman, tıpkı, 1959-60 da olduğu gibi, anlaşma, halklara empoze edilerek, çözülecek Kıbrıs sorunu. Zaten yaratanlar da emperyalist güçler ve NATO değil miydi 1963lerden sonraki durumları? Göstergelerden çıkarttığım sonuç budur. Bakınız, son günlerde, Küba ile ABD 50 yıllık, hatta füze savaşına bile neden olmaya ramak kalmış,  sorunu nasıl hallediyorlar. Almanya, Fransa, Britanya, Hollanda ve diğerleri ile , çıkar hesaplarına göre sorunlarını nasıl çözdüler, dökülen kanları, verilen canları, yıkım ve felaketleri bir kenara koymuş  ve dostça yan yana, birlikte .... Çıkar dünyasında, çıkarlar neyi, ne zaman gerektiriyorsa, gücü olanlar ayarlıyor siyasi, ekonomik, sosyal ve her türlü yaşamı.. Bu böyle biline...

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları