Mağusa İnisiyatifi Aktivisti Dr. Okan Dağlı, Derinya Kapısı konusunda liderlerin anlaşmış gibi göründüğünü, ancak Kıbrıs Türk tarafının bu anlaşmayı hayata geçirmediğini belirtti.
Kıbrıs Rum tarafındaki siyasi otoritenin "Biz hazırız, üzerimize düşeni yaptık bekliyoruz" derken, bu konuda üzerine düşeni yapmayanın Kıbrıs Türk tarafı ve siyaseti olduğunu kaydetti
Dağlı, Maraş'ın sahiplerine iadesinin ise, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın dört boyutlu politikasından biri olduğunu hatırlattı.
Dağlı, "Maraş'ın bugünkü fiziki binalarının ve alt yapısının ne durumda olduğu konusunda çalışma yapılması gerekiyor. Bu konuda da bir adım atılmış değil. Maraş'ın yanından geçen yolu bile açamadık. Bu bizim için bir hayal kırıklığıdır" dedi.
"Maalesef bilinen ve bizi çözüme götürmeyen yöntemlerin aynısını Sayın Akıncı da denemeye devam ediyor. Muhtemelen aynı yöntemlerde Sayın Akıncı da ısrarcı olursa ve bunları denemey sürdürürse farklı bir sonuca ulaşılamayacak"
Deniz ABİDİN
Mağusa İnisiyatifi Aktivisti Dr. Okan Dağlı, siyasilerin Derinya Kapısı'nın açılması için verdikleri sözün dün yıl dönümü olduğunu anımsatarak, bir yıl boyunca sadece yalan ve mazeret üretildiğini söyledi. Dağlı, kapının açılması için maliyet dahi üretildiğini, fakat herhangi bir adım atılmadığını kaydetti. Dağlı, Mağusa Bölgesi'ni, Güney'de Ay Napa-Prodoras Bölgesi'ne bağlayacak yolun da önemli olduğunu anlattı. Dağlı, Güney'den gelen turistlerin özellikle zaman açısından en erken şekilde bölgeye ulaşabilecekleri bir yol olduğunu ifade ederek, Mağusa'ya hergün 8-10 otobüs turistin gelmekte olduğunu söyledi. "Gelen turistler zamanlarını daha çok yolda harcıyorlar"diyen Dağlı, "yol açıldığında Mağusa'ya ulaşma süreleri azalacak, Mağusa'da daha fazla kalacaklar hem de daha çok sayıda turistin gelmesine neden olacak. Yaklaşık 3 çeyrek olan yol süresi, 5 dakikaya inmiş olacak "diye konuştu.
"Esnafın beklentisi gelen turistten daha çok pay almak"
Dağlı şunları söyledi, "Bu nedenle Mağusa Bölgesi, Güney'e gelen ve 2 milyonu aşan turistten çok daha fazla pay alacak. Bölge esnafının beklentisi de bu yöndedir. Çünkü gelen turist geçmişteki söylemlere göre, yemiyor, içmiyor, birşey satın almıyor yönündeydi.
Bu doğru değildir. Son dönemde Mağusa'ya gelen turist, restorantlardan, pastahanelerden ve mağazalardan yararlanmaya başladı. Bunu son dönemde esnaf da hissediyor. Rumlar ayin günlerinde sıkça geldikleri Mağusa'da varlıklarını harcadıkları zamanla hissettiriyorlar"
Dağlı, ilişkilerin bu dönemde arttığını belirterek, bunun önem taşıdığını kaydetti.
"İlişkiler gelişiyor"
"Mağusa'da Kıbrıslı Rumlarla Türkler arasından yaşanan pozisyonun 10 yıl önceki hali yok"diyen Dağlı, hergün için ilişkilerin gelişmekte olduğunu söyledi. Dağlı, iki toplumun insani, arkadaşlık ve dostluk ilişkilerinin gelişmesinden dolayı, Mağusa'ya geldiklerinde daha güvenli olduklarını hissettiklerini anlattı. Dağlı, tüm bu olumlu gelişmelerin mağazalara, satıcılara yansıdığını ifade ederek, Derinya Kapısı'nın söz verilip de açılmaması konusunda ciddi bir hayal kırıklığı yaşadıklarını kaydetti.
"Kıbrıs Türk tarafı anlaşmayı hayata geçirmedi"
Dağlı, Derinya Kapısı konusunda liderlerin anlaşmış gibi göründüğünü, ancak Kıbrıs Türk tarafının bu anlaşmayı hayata geçirmediğini belirtti. Kıbrıs Rum tarafındaki siyasi otorite ile temasları olduğunu dile getiren Dağlı, Derinya Belediyesi dahil hepsinin "biz hazırız, üzerimize düşeni yaptık bekliyoruz" dediğini söyledi.
Dağlı, bu konuda üzerine düşeni yapmayanın ne yazık ki Kıbrıs Türk tarafı ve siyaseti olduğunu kaydetti. Dağlı, "Kıbrıs Türk tarafı, sürekli mazeret ve yalan üretme ve ötekini suçlama konusunda kendisine uzmanlık alanı yarattı. Ve bu uzmanlık alanını her geçen gün geliştiriyor" dedi.
"Çözüme götürmeyen aynı yöntemleri Akıncı da deniyor"
Dağlı, Maraş konusunda ise, Maraş'ın sahiplerine verilmesinin Cumhurbaşkanı Akıncı'nın dört boyutlu politikasından biri olduğunu hatırlattı. Dağlı, şunları kaydetti, "Maraş'ın bugünkü fiziki binalarının ve alt yapısının ne durumda olduğu konusunda çalışma yapılması gerekiyor.
Bu konuda da bir adım atılmış değil. Birine vermeden, verilecek olan kişinin gelip oturacağı yerlerin güvenli olup olmadığı konusunda bir ön çalışma gerekiyor. Biz bu ön çalışmayı da yapamadık. Maraş'ın yanından geçen yolu bile açamadık. Bu bizim için bir hayal kırıklığıdır. Maalesef bilinen ve bizi çözüme götürmeyen yöntemlerin aynısını Sayın Akıncı da denemeye devam ediyor. Muhtemelen aynı yöntemlerde Sayın Akıncı da ısrarcı olursa ve bunları denemey sürdürürse farklı bir sonuca ulaşılamayacak"
kaynak: yenibakışgazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.