CTP ve POGO Kadın Örgütleri’nden ortak açıklama: Birlikte çalışma kararlılığımız devam edecek
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Kadın Örgütü ile Kıbrıs’ın güneyinde faaliyet gösteren kadın örgütlerinden POGO, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla ortak basın açıklaması yaptı. CTP Kadın Örgütü Başkanı Sıla Usar İncirli ile POGO Başkanı Skevi Koukouma’nın yaptığı ortak basın açıklamasında, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün, dünyadaki kadınların başarılarını herkese hatırlatmak için oldukça önemli bir gün olduğu vurgulandı. Ara bölgede bulunan Dayanışma Evi’nde yapılan basın açıklamasında, “CTP Kadın Örgütü ve POGO Kadın Örgütü olarak, amaçlarımıza ulaşmak adına, birlikte çalışma kararlılığımızı bir kez daha belirtmek isteriz” denildi. Basın açıklamasında, iki örgütten üyeler de hazır bulundu.
Ortak basın açıklaması şu şekilde:
“Ukrayna’da yaşanmakta olan savaş ve insanlık krizinden oldukça üzgün olduğumuzu, sorunun diplomasiyle daha fazla kayıp yaşanmadan son bulmasını diliyoruz. Savaşlar, barışın önemini bir kez daha bize hatırlatmıştır.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, dünyadaki kadınların başarılarını herkese hatırlatmak için oldukça önemli bir gün olması yanında, dünyada ve ülkemizde cinsiyet eşitliğine saygı, adalet ve barış için mücadelemizi sürdürme taahhüdümüzdür.
20. yüzyılın başında kadın işçi hareketlerinin anti-kapitalist grevlerine ve devrimci faaliyetlerine katılan ve 8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olarak ilan edilmesine yol açan coşkulu ve cesur kadınlar, Kıbrıs'ta özel ve kamu olmak üzere hayatın her alanında saygı ve eşitlik talep eden kadınlara örnek olmuş, yol göstermiştir. Bugün, gelecek nesil kadınlarımızın daha iyi bir dünyada yaşaması, haklarını güvence altına alması için omuzlarımızda taşıdığımız sorumluluğun yanı sıra; cinsiyetçilikten, cinsiyetçi şiddetten, işyerinde eşitsizlikten ve dünya nüfusunun yarısından fazlasını rehin alan ataerkil yapılardan arınmış bir gelecek talebimizi yineliyoruz.
COVID-19 pandemisinin ortaya çıkması ile birlikte toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin daha da arttığını üzülerek vurguluyoruz. Ne yazık ki, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin sayısı önemli oranda arttı. Pandemi sırasında çalışma koşullarında halihazırda var olan cinsiyet eşitsizliği ve kadın işsizliği, bu konuda tahmin edilebilir sonuçları önlemeyi amaçlayan ve hedefe yönelik politikaların eksikliğinden dolayı arttı. COVID-19 salgını, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin devam eden bir sorun olduğunu bir kez daha hatırlatırken, toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik eden sosyal politikaların eksikliğini ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin ana akımlaştırılamamasının yarattığı büyük boşlukları ortaya çıkardı. Biz Kıbrıslı kadınlar, insan haklarımızı bir bütün olarak savunmak, ortak mücadelenin örneğini oluşturmak, kadınların kurtuluşu, klişelerin ortadan kaldırılması için umut olmak adına birlikte çalışma kararlılığımızı ifade ediyor aynı zamanda her türlü bölünmeye karşı olduğumuzu ve adamızın, halklarımızın yeniden birleşmesi için mücadele etme isteğimizi bir kez daha vurguluyoruz.
Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik resmi müzakerelerin beş yıldır yeniden başlamamış olmasından dolayı üzüntü duyuyoruz. Kıbrıslılar için umutlu, eşit ve yaşanabilir bir geleceği kurmak için Kıbrıs sorunun kapsamlı, adil ve uygulanabilir şekilde çözülmesinin gerekliliğini yineler, mevcut statükonun her iki taraf için yarattığı uzun süreli çıkmazdan ve zararlı sonuçlarından derin endişe duyduğumuzu ifade ederiz.
Kıbrıs sorununa çözüm arayışının yeniden başlatılmasını ve müzakerelerin BM kararları ve parametrelerine bağlı olarak, Liderlerin 2014 tarihli ortak açıklamalarını dikkate alarak, BM Genel Sekreteri'nin 30 Haziran 2017 tarihli altı maddelik çerçevesi ve 2017 yılında Crans-Montana konferansının bitimine kadar ulaşılan tüm yakınlaşmaları kapsayacak şekilde olmasını talep ediyoruz.
Süregelen çıkmaz, müzakerelerin anlamlı bir şekilde ilerleyebilmesi için gerekli olan siyasi iradenin eksikliği ve son yıllarda artan gerilimler her iki toplumu da olumsuz etkilemiş, güvensizlik, insanların birbirinden uzaklaşmasına ve kapsamlı çözüme ulaşmaya dair inancın azalmasına sebep olmuştur.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, ortak geçmişimizin, zor dönemlerde bir arada yaşamak, iş birliği ve ortak mücadele örnekleri ile dolu olduğu gerçeğinden hareketle, kadınların refah içerisinde yaşayacağı ve barış sürecinde üstlendikleri sorumlulukla tüm dünyaya örnek olacakları ortak bir geleceğe olan inancımızı ilan ederiz.
Bizim ve ülkemiz adına izleyeceğimiz yol tartışılmazdır. Bu nedenle iki toplumun liderlerini ve ilgili tarafları yapıcı olmayan her türlü pozisyonu, karşılıklı suçlama oyununu ve kışkırtıcı eylemleri terk etmeye, BMGK kararlarında da belirtildiği gibi tek egemenlik, tek uluslararası kimlik ve vatandaşlık ilkelerini kapsayan iki toplumlu, iki bölgeli ve siyasi eşitliğe dayalı federasyon temelinde müzakerelere devam etmeye çağırıyoruz.
Ülkemizin geleceği için kritik olan bu noktada, çözüm umudunu rehin tutan statükonun kabul edilemez olduğunun altını çiziyoruz. Ayrıca iki tarafa da silahlanma ve militarizmden uzaklaşmayı kabul eden, Kıbrıslıların insan haklarını gözeten bir çözüme ulaşmaları konusunda çağrı yapıyoruz. Ülkemizin ve halklarımızın yeniden birleşmesine engel olacak ayrılıkçı eylem ve fikirleri teşvik eden taraflara karşı güçlü muhalefetimizin devam edeceğini hatırlatırız.
Kıbrıs’ta kadınların barış sürecine ve müzakerelere katılımı oldukça sınırlıdır. BM tarafından talep edilen “Kadınların Müzakerelere Katılımına İlişkin Eylem Planı” dışında toplumsal cinsiyet konularının bugüne kadar liderler tarafından ele alınmadığını ve bu kapsamda da paydaşlarla herhangi bir diyalog kurulmadığı, değerlendirme yapılmadığını biliyoruz. Talep edilmesi durumunda, birleşik bir Federal Kıbrıs için oluşturulacak ve cinsiyet eşitliğini sağlayacak politika ve çalışmalara destek vermeye hazır olduğumuzu yineleriz.
Biz, POGO Kadın Örgütü ve CTP Kadın Örgütü, amaçlarımıza ulaşmak adına bizi ayıran çizgilerin ötesinde daha ileri inisiyatifler alacak şekilde birlikte çalışma kararlılığımızı bir kez daha belirtmek isteriz. Kıbrıs konusunda bu uzun süreli çıkmazın tehlikeleri konusundaki derin endişemizin bir kez daha altını çiziyoruz.
Sürdürülebilir barış, adalet, refah ve cinsiyet eşitliğinin sağlanması başta olmak üzere ülkemizin geleceğine ilişkin genel vizyonumuzu gerçekleştirmenin tek yolunun federal çözüm olduğunu vurguluyoruz.
Son olarak, kendi örneğimizin tüm Kıbrıslıların ortak mücadelesinde bir paradigma oluşturacağını umut ediyoruz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.