Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Türk ve Yunan vatandaşlarına eşdeğer muamele” ile “federal yönetimde kararlara etkin katılım” konularının makul ölçüler içinde çözülebileceğini ancak Rum tarafının tutumu nedeniyle hala çözülemediğini kaydederek, “Bu çerçevede gidersek ne yazık ki bir sonuca ulaşmayı son derece zor görüyorum” dedi.
Karamsarlık aşılamak, olumsuzluk vurgusunda bulunmak istemediğini söyleyen Akıncı, “Herkes biliyor, kabul etmek istemseler de aleni şekilde görülebiliyor ki Temmuz sonrasında bu iş son derece zor olacak” şeklinde konuştu.
Rum liderle Mayıs ayında 3 kez daha görüşeceklerini belirten Akıncı, “Önümüzdeki bu üç toplantının büyük önemi var. BM’ye hakemlik rolü verilmden ancak onların bir nevi mekik diplomasisi ile resmin bütününü ya da en azından ilk 4 başlıktaki konuları bütünsel olarak görebileceğimiz bir çalışmada bize daha etkili katkıda bulunmaları iyi olacak” dedi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile bu akşam gerçekleştirdiği görüşme sonrasında Cumhurbaşkanlığı’nda açıklama yaptı.
Akıncı, Türkiye’nin ilan ettiği Navtex, KKTC’deki 23 Nisan kutlamalarına katılmak amacıyla Larnaka üzerinden adaya giriş yapan Sırp ekibinin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından geri gönderilmesi konularında değerlendirmelerde bulundu.
“RUM LİDER NAVTEX İLE İLGİLİ KAYGILARINI DİLE GETİRDİ”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum Liderin bu akşamki görüşmenin başında Türkiye’nin ilan ettiği Navtex konusuna değindiğini ve bununla ilgili kaygılarını dile getirdiğini söyledi.
Rum liderin bunun iyi niyetle bağdaşmadığını ve olumlu atmosferin oluşmasına katkı sağlamadığını söylediğini aktaran Akıncı, “Tabii ki buna karşılık bizim de kendisine söyleyeceklerimiz vardı” dedi.
Navtex’in gündeme gelmesinin sebeplerinin açık olduğunu kaydeden Akıncı, “Bu bizlerin de payı olan doğal gaz araştırmaları konusunda Rum tarafının inatla ve ısrarla tek taraflı olarak konuyu ileri götürmek istemesinden kaynaklanıyor” şeklinde konuştu.
“BU KONUYU MÜZAKERELER BAŞLAMADAN KONUŞMUŞTUK”
Rum liderle bu konuyu henüz müzakereler başlamadan, 11 Mayıs 2015’te görüştüklerini hatırlatan Akıncı, şöyle devam etti:
“Benim kendisine o buluşmada ilk açtığım konu buydu. Müzakereleri iyiye, sonuca götürebilmek için yapmaktan kaçınmamız gereken konulardan bir tanesi Doğu Akdeniz’deki bu doğal gaz araştırmalarıdır. Ya müzakerelerde bir uzlaşma sağlayacağız, bir komite oluşturacağız, ki bu benden önce Türk tarafınca masaya getirilmişti. Ya da bunları erteleyeceğiz, müzakerelere şans tanıyacağız demiştik. Bu anlayış beraberliği ne yazık ki son zamanlarda artık görülmüyor. Temmuzun başında yeni kazıların bile gündeme geleceğinin konuşulduğu bir ortamda tabii ki Türk tarafı Türkiye ile birlikte bu konudaki haklarını korumak için gereken adımları atacak.”
“DOĞAL GAZ ARAŞTIRMALARINI TEK YANLI SÜRDÜRME İNADI ELBETTE BU NAVTEX OLAYIYLA İLİŞKİSİZ DEĞİL”
Müzakerelerde sonuç kaydedilebilmesi için kısa bir zaman dilimi kaldığını söyleyen Akıncı, “Birleşmiş Milletler’den Avrupa Birliği’ne kadar herkes bunu farkındayken doğal gaz araştırmalarını tek yanlı sürdürme inadı elbette bu Navtex olayıyla ilişkisiz değil” dedi.
“GÜVEN ZEDELEYEN SON DAVRANIŞ ÇOCUKLARA KARŞI YAPILDI”
KKTC’deki 23 Nisan kutlamalarına katılmak amacıyla Larnaka üzerinden adaya giriş yapan Sırp ekibin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından geri gönderilmesi konusuna da değinen Akıncı, şunları söyledi:
“Asıl güven zedeleyen bu son davranışın altını çizmek istiyorum. 23 Nisan Çocuk Bayramı için dünyanın değişik yerlerinden çocuklar buraya geldi. Onların arasında Sırbistan’dan, Rusya’dan Litvanya’dan çocuklar vardı. Bunlar, şu an benim bilmediğim nedenlerle Larnaka Havaalanı’ndan gitmek zorunda kaldı. Litvanyalıların AB üyeliği nedeniyle bu tarafa geçişlerinde sorun olmadığı anlaşılıyor. Ancak Sırp ve Rus çocukların geçemedikleri biliniyor. Çocukların böylesi günde engellenmiş olmaları güven ilişkisi yaratmak açısından son derece mahsurlu. Bırakınız güven ortamı yaratmayı, bunun çocuklara karşı yapılmış haksızlık. Bunu kendilerine söyledik.”
“İKİ TEMEL KONU... HER İKİSİ DE MAKUL ÖLÇÜLER İÇİNDE ÇÖZÜMLENEBİLİR”
Akıncı, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile 2 temel konu üzerinde yoğunlaştıklarını da belirterek, bunların “federal yönetimde kararlara etkin katılım” ve “Türk ve Yunan vatandaşlarına eşdeğer muamele” olduğunu söyledi.
Akıncı, görüşmede müzakerecilerin dün ve bir önceki günkü çalışmalardan derlediği görüşleri de dinlediklerini kaydedederek, ilk olarak Türk ve Yunan vatandaşlarına eşdeğer muamele konusuna değindi.
Cumhurbaşkanı Akıncı şunu söyledi:
“Şu kadarını söylemem lazım, aslında her iki konu da makul ölçüler içinde çözümlenebilir konulardır.
Bu gece yapılan izahatlardan bir kere daha kesinlikle ikna oldum ki bu halledilmeyecek bir mesele değil, yeter ki niyet ve isteklilik olsun.
Hiç söylendiği, iddia edildiği gibi ‘80 milyon Türk vatandaşını arka kapıdan Avrupa Birliği’ne sokma gayreti’ veyahut ‘milyonlarca insanın istila etme girişimidir’ değildir bu. Böyle bir şey söz konusu değil. Kıbrıs Türk tarafı olarak ortaya koyduğumuz makul anlayışlar hem BM hem de AB tarafından ne yazık ki Rumlardan çok daha anlayışla karşılanıyor. Bunu Brüksel’de de tespit ettik, onun dışında yaptığımız temaslarda da tespit ettik. Ama bu noktada ne yazık ki henüz Rum muhataplarımızı ikna edebilmiş değiliz.”
“KARAMSARLIK AŞILAMAK İSTEMEM AMA BU İŞ TEMMUZ SONRASINDA ZOR”
Kararlara etkin katılım konusunda da anlamakta zorlandıkları bir dirençle karşı karşıya olduklarını söyleyen Akıncı, şunları kaydetti:
“Geriye 3 toplantı kaldı, 2, 11 ve 17 Mayıs. Bu çerçevede gidersek ne yazık ki bir sonuca ulaşmayı son derece zor görüyorum. Bir karamsarlık aşılamak istemem. Olumsuzluk vurgusu yapmak istemem ama herkes de biliyor, kabul etmek istemeseler de aleni bir şekilde görülebiliyor ki Temmuz sonrasında bu iş son derece zor olacak.”
“EĞER BÜTÜNLÜKLÜ RESMİ ORTAYA ÇIKARACAK DAVRANIŞLAR SERGİLENMEZSE...”
Müzakerecilerin yarından itibaren yapacakları görüşmelerin büyük önemi olacağını kaydeden Akıncı, şunu ekledi:
“Önümüzdeki bu üç toplantının büyük önemi var. BM’ye hakemlik rolü verilmeden ancak onların bir nevi mekik diplomasisi ile resmin bütününü ya da en azından ilk 4 başlıktaki konuları bütünsel olarak görebileceğimiz bir çalışmada bize daha etkili katkıda bulunmaları iyi olacak. Bu tabii ki iki taraf benimserse olabilir. Eğer bütünlüklü resmi ortaya çıkaracak davranışlar sergilenmezse bu akşamki gibi bir konunun etrafında veya ikinci bir konunun etrafında tartışmaya devam ederiz. Sonuçta taraflar pozisyonlarını yeniden teyit ettiler, korudular ve evlerine gittiler noktasına geliriz. Bu da bizi bir yere götürmez.”
EŞİNİN SAĞLIK DURUMU...CERRAHİ MÜDAHALEYE GEREK KALMADI
Akıncı, eşinin sağlık durumun sorulması üzerine Meral Akıncı’nın düşme nedeniyle çıkan omuzunun yerine konulduğunu, cerrahi müdahaleye gerek kalmadığını söyledi.
Kırık şüphesinin son tomografiden sonra giderildiğini aktaran Akıncı, başta Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Başhekimi olmak üzere ortopedi servisindeki hekimlere ve hemşirelere ilgileri için teşekkür etti.
Akıncı, açıklamadan sonra eşi Meral Akıncı’yı görmek üzere hastaneye gitti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.