Uzun zamandır izlediğim en güzel maç desem, yalan söylemiş olmam.
Güzel olan her şey bu karşılaşmada vardı. Saha güzel, zemin enfes, tribünleri dolduran taraftarlar müthiş coşkulu, goller desen, o da vardı. Kısaca bir futbol maçı için olması gereken her şey bu karşılaşmada vardı. Hatta olmaması gerekenler de vardı; Örneğin karşılıklı küfür vardı, özellikle hatalı kaldırılan ofsayt bayrağı nedeniyle yardımcı hakem Zekai Töre'ye DTB tribünlerinden gönderilen pet su şişeleri vardı. Ama nedense futbol maçlarının tuzu-biberi sayılan bu olumsuzluklar artık olağan karşılanıyor.
Rakiplerinin bir gün önce yenilmesi Çetinkaya için bulunmaz bir nimetti. Haklarını yemeyelim, "Biz şampiyonluğu hak ediyoruz" dercesine oynadılar. İlk yarıda savunmada hata yapmadan oynadılar, orta sahada çoğaldılar, ileride özellikle Eko'nun müthiş futbolu ile pozisyonlar da buldular. Eko'da bir futbolcu için gereken her şey var. Hızlı, kolayca adam geçebiliyor, top tekniği çok yüksek, topu kaybettiklerinde geriye gelip arkadaşları ile yardımlaşması ve top çalması harika. İlk yarıda sayısız pozisyon buldular ama DTB savunmasında sakatlanıp çıkana kadar Ahmet Sönmez'in çabası Çetinkaya'nın gol bulmasını engelledi.
Enteresan bir ikinci yarı izledik...
Erdinç'in ikinci yarının hemen başında rahatsızlanarak çıkması, orta saha dengesini bozmuş olsa da, Eko'nun golü ile mağlup duruma düşen Doğan T.B. "Kaybedecek neyimiz var" dercesine maça asıldı. Ahmet Sönmez'in ilk yarının son dakikasında sakatlanması ile Selim oyuna alındı, en ileride oynayan Kenan stopere, Selim ise onun yerine en ileriye geçti. Selim ileride hareketli futbolu ile Çetinkaya savunmasını dağıttı ama en geriye geçen Kenan savunmadan çıkarken topu ayağında fazla tutması, çalım denemeleri nedeniyle topu kaybetmesi, Çetinkaya'nın gol pozisyonlarının tehlikeli olmasını getirdi.
Golden sonra roller yine değişti. Kenan yine ileriye geldi, Emin en geride oynamaya başladı. Aslında Caner Oshan'a hak vermek gerekiyor. Elindeki kadro bu. Ne yapsın? Genç isimlerle oynamak zorunda kalıyor. Onlar da ellerinden geleni yapıyorlar ama Alpay, Eko gibi kaliteli bir ismi durduramıyor. Buna rağmen rakiplerinin isminden korkmadan oynadılar. 87 de eşitliği sağladılar, 88 de Sabri farkı tekrar bire çıkardı, 90+ da Lamine kafa ile skoru eşitledi. Oyuna ikinci yarıda giren Lamine uzatmada golü attı ama bırakın Eko kalitesinde olmayı, yarısı kadar bile değil. Çalımlarla rakibi geçmeyi deniyor, beceremiyor. Pas vermek istiyor, rakibe atıyor.Yabancı oyuncu yerlilerden daha kaliteli olmak zorunda. Caner Hoca dün T.C.li Özenç hariç tamamı yerli futbolculardan kurulu bir takımla başladı oyuna. Son 20 dakika kala da onu çıkarıp Lamine'i oyuna aldı.
Uzatmada yedikleri karambol golü olmasa, Çetinkaya için "neredeyse şampiyon oldular" diyebilirdik ama savunma telaşı çok değerli iki puan kaybetmelerine neden oldu.
Çetinkaya futbolcuları kaliteli isimlerden kurulu. Şampiyonluğa inanmışlar. Taraftar inanmış ki, Girne'ye kalabalık bir seyirci ile gelmişler. Asım İdris'in başkanlığı sayesinde Türkiyeli, az sayıda ama coşkulu üniversiteli gençler kazanmışlar. Binatlı ve G. Birliği de harakiri yapınca, şampiyonluk yolları tam olmasa da açılmış.
Yani, daha ne olsun?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.