DAÜ-SEN Başkanı Hoşkara: DAÜ'de çalışanlar fedakarlığa hazır, yöneticiler görevlerini yapmıyor, uzlaşı yok! Eylemler başlıyor...
DETAY KIBRIS ÖZEL HABER
DAÜ’de son dönemde yaşananları DAÜ-SEN Başkanı Doç. Dr. Ercan Hoşkara ile konuştuk.
DAÜ’de çalışanların maaşları yüksek midir?
DAÜ-SEN Başkanı Doç. Dr. Ercan Hoşkara: DAÜ’de 1993 yılından buraya maaşlarda yapılan tek değişiklik maaş kesintisi oldu. Bugüne kadar iki kez %10 kesinti yapıldı. En son yapılan kesintiden sonra ise herhangi bir artış yapılmadı. Mali sorun ise en son 3 yıl önce 2019 bütçesinde oluştu. O günden bugüne bir mali sorun ortada duruyor.
VYK başkanı müdahale etmedi
VYK başkanı da 2019’dan beri görevdedir ve konuyu biliyor ama hiçbir müdahalede bulunmadı bugüne kadar. Bugün ise tek günah keçisi uzun yıllardır devam eden bir maaş düzenini hedef alınarak buna saldırılarak akademisyenler gösteriliyor. Akademisyenler gösterilirken de en üst baremde en üst noktada maaş alan bir Profösörün maaşı hedef yapılıyor. Bu maaşlar brüttür %40’în üzerinde vergileri de vardır. Temelde hedef nedir bütün emek kesimlerinin olduğu gibi akademisyenlerin de diğer çalışanların da emeğinin değersizleştirilmesi üzerine kurulmuş bir anlayış devam ediyor.
Başarısızlık Var
Başarısızlık öğrenci sayısında azalama, gelir getirecek alanda faaliyet gösterilememesi, yap işlet yatırımlarının karşılık bulamaması ve buralardan yeterli gelir elde edilememesi ve Üniversitenin bütün imkanlarının özel sektöre devredilmesi ve gelirsiz bırakılmasıdır.
Sosyal Sigortalar Yatırılmıyor
DAÜ büyük bir beceriksizlik sonucu nakit akışını öngöremeyen bir rektörlük, ve bu yapıyı halen görevde tutmayı tercih eden bir VYK yönetimi sonucunda 2023 yılı için yaptıkları bütçeyi 3 ayda tamamen geçersiz hale getirdiler. 2023’te 410 Milyon açık ile bütçe yapılırken aslında maaş ödemelerini, ihtiyat sandığı ödemelerinde herhangi bir sıkıntı olmayacağı varsayımı yapıldı ama Mart ayında sigorta yatıramaz hale geldiler. Bu öngörüsüzlüktür. Rektörlük ve VYK 3 ay sonra sigorta yatıramaz hale geldiler.
Bu bir batak durumudur. Ciddi anlamda yönetim beceriksizliğidir.
Sendika Yasal Süreci Çalıştıracak
Sendika bu noktada yasal süreçleri çalıştıracak her bir çalışanın hakkını savunacak. Yatırımlar mevzuata uygun olarak yapılmalıdır. Bu yatırımların yapılmaması sonucunda pratik hayatta da sıkıntılar baş göstermeye başladı. Özellikle sağlık hizmeti alınması konusunda. Part-Time hocalar ise muhtemelen yazın işsizlik ödeneği alamayacaklar. Hastalık raporu getirenlerin sosyal sigorta primleri yatırılmayacak. Bütün bunların çözümü kapsamlı bir planla mümkün. Bu da Rektörlüğün önerdiği gibi 18 ayda denk bütçeye ulaşmanın mümkün olmadığını görüyoruz.
Rektörlüğün önerdiği plan kabul gördü mü?
Rektörlüğün ön gördüğü plan ve hedef olarak söylediği şey de planın içindeki rakamlar tutmuyor zaten. Bu planın hedeflerine ulaşılması mümkün görünmüyor. Rektörlüğün önerdiği tel şey 18 aylık dönemde %40 maaş kesintisi yapmaktır. Sonrasında ise hiçbir enstürman önermiyor. Rektörlük hale daha hangi biriminde ne kadar mali açık olduğunu bilmiyor. Bunu bilmek de istemiyor. Bunu gizlemek istiyor. Sorunu çözmelerini beklemek mümkün değil zaten çözebilecek olsa 3 yıllık dönemde bu adımları atardı.
Ortada bir kurtarma planı var mı?
Ortadaki plan bir kurtuluş planı değil. Rektörün iki yılım daha var dediği dönemi atlatma planıdır.
DAÜ-SEN ne yapacak bu durumda?
DAÜ-SEN yasal süreçleri takip edecek gerekirse eylemlere başlayacak.
DAÜ-SEN’in planı var. Bakanla yaptığımız görüşmelerde personel maaşları bütçenin %70’ni geçmemelidir önerisi oldu. Biz bu öneriyi belli koşullarda kabul edebileceğimiz söyledik. DAÜ’nün mali özerkliğini savunuyoruz bununla birlikte buna ulaşmak için bir zamana ihtiyaç var. Buna 4 yılda ulaşılabileceğini öngörüyoruz. Bu yönde bir takvimi kabul edilebileceğini söyledik, devletin ise DAÜ’ye rekabet edilebilir koşulları sunması gerektiğini belirttik.
Devlet Üniversitesi olan DAÜ’nün kalite standardını koruyarak rekabetçi ortama hazırlanması gerektiğini belirttik. Şöyle bir tutum var maaş kesintisi konusunda sorun çözümü için süreç tıkanıyor. Hem VYK hem de Bakanlık bütün sorunu sadece maaş kesintisi yaparak çözebileceklerini düşünüyor.
DAÜ-SEN mali açıdan özerk noktaya gelmeyi benimsiyoruz. Bu konuda kararlıyız ama devletin de kendi üzerine düşeni yapması koşulu ile.
Bu sürecinin sonunda DAÜ kendi gelir giderini denkleştireceği bir döneme girebilir.
Yakın dönemde ortaya bir plan çıkabilecek mi?
Şu an Üniversite yönetilmiyor. Tamamen başı boş noktada Eylül ayındaki öğrenci hedefleri için çalışma yoktur. Tanıtımdan sorumlu Rektör yardımcısını halen üç yıldır atamadı. Benzer şekilde Mali işleri devredecek birilerini arıyor ama hiç kimse bu çok kötü mali tablonun sorumluluğuna ortak olmak istemiyor. Aynı şekilde tanıtım Ofisinin sorumluluğu da üstlenmek istiyor. Büyük bir yönetim krizi var ve VYK’da bu süreci seyrediyor.
Ne olur? Bu tıkanan süreç nasıl aşılacak? Bu plan ne zaman devreye girebilecek?
Sendika olarak biz önerilerimiz sunduk. Bu sorunu aşmak istiyoruz. Görevde olan bir yönetim var. Rektörlük 3 yıldır görevde. VYK ise 4 yıldır görevde. Çalışandan fedakarlık isteniyorsa biz Sendika olarak pozisyonumuzu söyledik. Çalışan parasını emanet edeceksek bir yönetime iç borçlanma olarak bunun geri ödenme koşullarını da sendika olarak güvence altına almamız gerekiyor. Hükümetin üzerine düşen yapması gerekiyor eş zamanlı olarak, çalışanlar olarak biz borçlanmanın bir kısmını karşılayabiliriz bununda geri ödenebilmesi için de ciddi bir mali disipline geçilmesi gerekiyor.
Örneğin VYK ve Rektörlük keyfi istihdam yapmamalıdır. 2-3 ay önce münhalin de üzerinde istihdam da yapıldı. Başarısız rektörü orada tutuyorsunuz ve istidam ile ilgili taleplerinizi ona yaptırıyorsunuz işte asıl Üniversite’yi batağa sürükleyen noktadır bu. Biz tüm münhallerin durdurulmasını söyledik 2 yıl önce. Oysa bunu dinelemediler.
Olmaz ise Olmaz
Biz eğer çalışanın parasını emanet edeceksek bir yönetime çalışanın bu parayı kime emanet edeceğini belirleme hakkı olduğunu söylüyoruz. Bunun için Üniversite’de demokratik süreçler çalıştırılmalıdır. Tüm çalışanların ortak bir irade oluşturması gerekiyor. Bunun oluşabilmesinin yegane yolu (iç borçlanma anlamında katkı koyacak) çalışanın bu açılımı hangi yönetimle yapacağına kendinin karar vermesi gerekiyor.
Seçilirken mevcut rektör böyle bir talepte bulunmadı, mali durumu düzelteceğim vaadinde bulundu gelirleri artıracağım dedi, idari sorunları çözeceğim dedi.
Geldiğimiz noktada 5 Milyon dolar olan bütçe açığını 30 milyon dolara çıkardı. Kasada 15 milyon dolar nakit para vardı o para da bitti. Şu anda ihtiyat sandığı sosyal sigorta yatırımları yapılmıyor. Şimdi ise bizden 20 milyon dolar daha borçlanmak istiyor.
Bu yönetim anlayışı ile bu paranın geri döneceğini beklemek ve denk bütçeye ulaşılacağını beklemek ölü gözünden yaş beklemekle denktir. Bu yönetim başarısızdır bunu uzatarak mali istikrara ulaşmak mümkün değildir. Çalışanın büyük kesiminin bu rektöre güveni kalmadı.
Hiç kimseden de Rektörlük planına destek yoktur. VYK, ÜYK, Senato’nun Bakanın destek açıklaması yoktur bu plana….
Uzlaşı Yok
Gerçekçi olan ortak bir plan konusunda işveren ve sendikaların uzlaşmasıdır, hükümetin de yasal olarak bu sürece katkı koyup mali özerkliğe ulaşabilmenin koşullarını yapmasıdır. Bu olmadığı sürece maalesef DAÜ’nün istikrara kavuşması mümkün değildir.
Biz sendika olarak hazırız. Maalesef hükümet ve VYK konusunda sıkıntılar var. Sorunu maaş kesintisi olarak görüyorlar.
Eylemler Olabilir, Cübbe Giyer Sokağa İneriz
Akademisyenler daha önce de cübbe giyip sokağa çıktı. Gönül ister ki bu konuyu sokakta değil masada çözelim. Masada sorun çözülemiyorsa herkesin yaptığı gibi mücadele edeceğiz.
“Maaşımızı Kesmeyin” Mücadelesi Değil
Biz çalışanlar olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız ancak hükümetin ve VYK’nın da üzerine düşenleri yapması gerekiyor. Demokratik sürecin çalıştırılması ve yasal düzenlemeler yapılmasını talep ediyoruz. Mali disiplin de denetlenmelidir. Başarılı bir yönetime ihtiyacımız var.
Biz sendika olarak artık seyretmeyeceğiz. Hükümetin de VYK’nın bunu seyretmemesi gerekiyor.
DAÜ’de zaman kalmadı
DAÜ zamanını tüketti. Bu planın 3 yıl önce devreye girmesi gerekiyordu. Rektörlüğün ve VYK’nın kaybettirdiği zamanı kazanmak için bu iç borçlanma ve dış borçlanma gündeme gelmiştir. Ne kadar zaman geçerse bu mali tablonun olumsuzluğu daha da artmaktadır. Öğrenci sayıları açısından da sıkıntı daha da büyümektedir. Son süre doldu aslında. Gerekirse eylem gerekirse yasal süreçleri kullanarak öyle görünüyor ki gereken noktaya geldik.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.