Malum DAÜ'de Rektörlük seçimleri yapıldı.
Kazanan ve kaybeden oldu.
Öncelikle ortaya çıkan irade tüm DAÜ'lülere hayırlı olsun.
Fakat bugün sizlerle paylaşmak istediğim konu bu değil.
Kim kazanmış? Neden kazanmış? Ya da kim kaybetmiş? Neden kaybetmiş?
Derdinde de değilim.
Benim asıl dikkat çekmek istediğim şu!
Malum süreçte her 2 Rektör adayının cephesinden de basına sızdırılan birtakım iddialar oldu.
Bu iddiaların her ikisinin içeriğinde de DAÜ'nün mali kayıpları olduğu ve hatta buna vesile olan insanların bulunduğu yönünde bilgiler verildi.
Aynı gün 2 farklı gazetede yayınlanan bu iddiların birinde DAÜ Sağlık Bilimleri'nde yaşanan bir hadiseden söz edildi.
Ve bu hadisenin iç murakıplar tarafından araştırılmasından ve ortaya çıkartılmasından sonra tespit edilenlerin polise intikal ettirildiği duyuruldu.
İkinci iddia da ise DAÜ'de iktidara yakın bir müteahitin aldığı ihale sonrası yükümlülüğü yerine getirmemesine karşın etkili bir siyasinin araya girmesi ve/veyahut baskısı sonucu söz konusu müteahite yüklü miktarda bir ödemenin yapıldığı belirtiliyordu.
Burada ilginç olan ise her 2 iddianın da uzun bir süreden beri konuşulduğu halde tam da Rektörlük seçimlerinin arifesinde basına sızdırılması olmuştur.
Anlaşılan o ki,taraflar birbirlerine karşı üstünlük sağlayabilmek için karşılıklı yumuşak karınlarından bahsederek bunları kamuoyunun önüne dökmeye çalıştılar.
Ve/fakat her 2 iddia da çok ciddi iddialardır.
Bu iddiaları araştıracak mercilerin bu soruşturmaları hangi aşamaya kadar taşıyabileceklerini açıkçası bilemiyorum.
Hoş araştırılıp bir sonuca vardırılacak olmasından bile kuşkuluyum.
Lakin umalım ki bu mevzu seçimlere yönelik karşılıklı iddialardan ibaret kalmasın.
Şimdi gelelim esas meseleye.
Malum her 2 aday da uzun yıllardır DAÜ'ye çeşitli kademelerde hizmet veren insanlar.
Değerlerinden de kuşku yok.
Her 2'si de daha iyi ben yönetirim iddiasındaydı.
Öyle ya 2'si de aday oldu.
DAÜ çalışanları takdirini yaptı.
Şimdi bu adaylardan bir tanesi kazandı.
DAÜ’ye Rektör oldu.
Şimdi diyeceğim o ki, seçim öncesi ortaya atılan bu iddiaların akibeti ne olacak?
Yani eğer 2014 yılında DAÜ Sağlık Bilimlerinde ki ihalelere fesat karıştırılmışsa menfaat ve gerçekten bu yönde tespitler yapılmıştır, ya da konferans sponsorları vs gibi elde edilen birtakım maddi kazançlar ortadan yok olmuşsa ve bunlar da ispatlanabiliyor, o zaman bu süreç nasıl devam edecek?
Ya da aldığı ihale sonrası yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmeyen müteahite siyasi bir kimlik tarafından yapılan baskılar sonucu ödenen milyonlarca liranın açıklamasını kim yapacak?
Madem kılıçlar seçim öncesi çekildi.
Madem kirli çamaşırlar kamuoyunun önüne serildi.
Şimdi kazanan Rektör'ün bir yükümlülüğü ortaya çıktı kamuoyu nezdinde.
Nedir o?
Hesap verebilirlik.
Kamu vicdanını rahatlatmak.
Ortaya atılan bu iddiaların akibetini şeffaf olarak kamuoyu ile paylaşmak gerekir.
Neden?
Çünkü sürece artık kamuoyu da müdahil edilmiştir.
Tartışmalar, karşılıklı iddialar kamuoyu önünde ceryan etmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.