Huzur arayışlarında geçmiş dönemlere dair yolsuzluk, huzursuzluk, tehdit ve daha bir çok olumsuzluk ile anılan Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde şimdilerde yeni dönem bugün başlıyor.
Dün Mağusa’da Doğu Akdeniz Üniversitesi’ndeydim.
Önce DAÜ İletişim Fakültesi’ndeki arkadaşlarla bir araya geldim. Ardından sendika temsilcileri ile görüştüm. Sonrasında ise rektör Prof.Dr. Necdet Osam hatta rektör yardımcıları ile sohbet etme şansı yakaladım.
Uzun zamandan sonra okulda yüzlerin güldüğüne tanık oldum. Artık yüksek sesle konuşan akademisyenler ve çalışanlar var DAÜ’de. Üniversite’de vekalet dönemi sona erdi ve vekil rektör, ezici bir seçim zaferi ile asalet kazandı. Osam “ben dün ne isem bugün de ayniyim. DAÜ’nün hak ettiği yere ulaşması için canla başla çalışmaya devam edeceğim” dedi.
Birilerini övmeye veya birilerini yermeye hiç gerek yok.
Ülkenin en köklü eğitim kuruluşunun geçmiş yıllarda kaybettiği prestiji, üniversitede yaşanan kaotik ortamı, adeta bir krallık gibi yönetilen, peşkeş çekilen, taşeronlaştırılan bu eğitim kurumunda geçmiş zamanlardaki huzursuzluğun yarattığı gerginlik yerini huzura bırakmaya başladı.
DAÜ’yü bilenler bu farkı seçim sonrasında net şekilde görebiliyor. Ben bunu yerinde deneyimledim.
Akademisyen arkadaşlarımla görüştüğümde huzurun önemine dikkat çektiler.
Artık akademik çalışmalarla gündeme gelmek istediklerini, bildiri hazırlamak, uluslar arası kongrelere katılmak ve bu çerçevede çalışma yapmak arzusunda olduklarını, öğrenci sayısı kavgalarının üniversiteler için ticarethane kaygısının göstergesi olduğunu, DAÜ’nün artan azalan üniversite sayıları ile değil, akademik başarılar ile gündeme gelmesinin zamanının geldiğini ve bunda inançlı olduklarını kaydettiler.
Sendikalar ile yaptığım sohbette ise “Necdet Osam’a ne kadar güvenebilirsiniz?” diye sorduğumda ise örgütlü sendikaların temsilcileri “sarpa saran ilişkilerde gerek akademik personelin, gerekse üniversitenin diğer çalışanlarının haklarında yaşanan budamalar ve buna ilave iç karışıkların bu noktadan sonra daha sağlıklı bir aşamaya taşınacağına” inanç belirttiler. Özellikle Osam’ın diyalog kanallarının bu vekalet süresinde ve hatta bir akademisyen olarak önceki dönemlerde de hep açık olduğu, bundan sonra da bu ilişkinin çalışanların sorunlarına çözüm bulunması adına oldukça umutlu olduklarını kaydettiler.
Şimdilerde üniversitede her alanda yeni bir dönem başladı. Dün Prof.Dr. Necdet Osam’ın seçimi kazanışının DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun da onaya sunulması sonucu Necdet Osam oybirliği ile üniversitenin yeni rektörü oldu.
Aslında bu önemli bir başlangıç anlamı taşıyor.
Kıbrıs üniversitelerinin çok ciddi tehditler altında olduğu, üstelik yeni tehditlerin de beklediği, imaj olarak erozyona uğrayan yapısında, DAÜ’nün hamiliğinde yeni bir dönemin başlayacağını düşünüyorum. Bugün ülkemizde sayısını resmi olarak bilmediğimiz, birçok üniversite var.
Önüne geçilmezse, kaliteye önem verilmezse ülkenin üniversite çöplüğüne dönüşebileceği önemli bir gerçeğimiz konumunda.
Üstelik bu üniversiteler arasında yeni kurulan, akademik olarak bir çok eksikliği olduğu bilinen hatta YÖK kitapçıklarına giremeyen, bu nedenle Kıbrıslı öğrencilere yönelen üniversiteler var bu topraklarda.
Uluslararası Final Üniversitesi, Kıbrıs Sosyal Bilimler Üniversitesi, Avrupa Liderlik Üniversitesi, Cihan Azad Üniversitesi, Akdeniz Araştırma ve Bilim Üniversitesi, Metropolitan Üniversitesi, Lefkoşa İngiliz Üniversitesi, Akdeniz Karpaz Üniversitesi gibi üniversitelerden ve bu üniversitelerin akıbetinden halkın neredeyse haberi bile yok. Önümüzdeki günlerde bu üniversitelere de mercek tutacak ve onların yapısına da değineceğim.
Kısaca artık eğitimin DAÜ’den başlayarak daha düzeyli, daha sistemli ve daha huzurlu bir şekle bürünmesinin, bu adanın sözde değil özde de eğitim adası olmasının zamanı geldi ve geçti bile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.