Dayanışma aktivistleri güzel bir araştırma yaparak, toplumun önüne bir koymuşlar.
Bende ilgi ile okudum.
Şaşırdım dersem yalan olur.
Bu araştırmayı okumayanlar için bugün bir kez daha hatırlatma babında şöyle bir üzerinden geçelim istedim.
Sonra da yorumumuzu yapalım.
Malum konu, yine ihalesiz bir hizmet alımı iddiası.
Bu iddia araştırmalara dayandırılıyor tabi.
Şöyle ki; 1 Temmuz tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 372-2016 sayılı Bakanlar Kurulu kararı var.
Bu karara göre Başbakanlık, Avrupa Birliği ilişkileri konusunda danışmanlık hizmeti almak üzere Artopus Ajans isimli bir şirket ile anlaştı.
Kararda 2016 yılının 2’nci yarısında AB konusunda danışmanlık hizmeti karşılığında Artopus Ajans LTD’e 39 bin 731 TL ödeneceği belirtilmekte.
Oysa Başbakanlık AB Koordinasyon Merkezi diye bir çalışma ofisi var Başbakanlığın bünyesinde faaliyet yürütüyor.
Bu merkezin varlığına rağmen dışarıdan eğer hizmet alınıyorsa mutlaka bu hizmetin niteliği, hizmet alınan şirketin bu konuda ki ihtisas tecrübesi, hizmet alınan şirkete yapılması öngörülen 39 bin 731 TL’nin hangi kriterlere göre belirlendiği ve en önemlisi ihaleye çıkılmadan neden böyle bir hizmet alımına gidildiği konuları yine kafaları karıştırdı.
Haliyle bütün bunlar elini vicdanına koyabilen her yurttaş için şüpheli bir durum var olasılığını güçlendiriyor.
Dayanışma da bundan yola çıkarak bir araştırma yapıyor.
Bu araştırmada devletin hizmet alımı yaptığı Artopus Ajans’a ait internette hiçbir bilgiye ulaşılamıyor.
Tabi bu durumda kuşkular daha da artıyor.
Bunun üzerine Dayanışma daha kapsamlı bir araştırma yapma gereği duyuyor hizmet alımı yapılan bu şirket hakkında.
Bakın ortaya neler çıkıyor.
Yapılan araştırmada Artopus Ajans LTD’in şirketler mukkayitliğinde kayıtlı olduğu adresin Girne, Alsancak bölgesinde faaliyet gösteren The Temple isimli bir bar ve AB ilişkileri konusunda hizmet alınacak olan Artopus Ajans direktörünün ise konservatuvar mezunu bir müzisyen olduğu bilgisine ulaşılıyor.
Hoppala!
Ne alakası var diye sizler de kendi kendinize benim gibi sormuşsunuzdur.
Konservatuar mezunu bir şirket direktörünün olduğu, bu şirkete adres olarak Girne’de bir bar gösterildiği yapılan araştırmada ortaya çıkartılıyor.
Şimdi gelin ve bu hizmet alımının altında birşey aramayın.
Kuşku duymayın.
Mümkün mü?
Değil.
Merak konusu ise şu.
Bu şirketten nasıl bir hizmet alımı yapıldı?
Ve bu hangi gerekçe ile yapıldı?
Konuyu Bakanlar Kurulu’na kim getirdi?
Ya da böyle bir hizmet alımına gerekçe olarak Bakanlar Kurulu’na ne sunuldu?
Kimin tarafından sunuldu?
Bunlar hükümetin cevaplaması gereken sorular.
Ha cevaplarlar mı?
Orasını da bilemiyorum tabi.
Ama bunlar rutin oldu hükümetlerin geleneğinde.
Hatırlayacaksınız bir ihalesiz hizmet alımı da CTP/UBP koalisyon hükümeti döneminde olmuştu.
Ve ihalesiz yanılmıyorsam 11 milyon 250 bin dolara bir hizmet alımı gerçekleşmişti Ercan için.
Hatta konu Yüksek Yönetim Denetçisi tarafından gündeme getirilmişti.
Raporlar falan da yazılmıştı Yüksek Yönetim Denetçisi tarafından bu ihalenin usülüne uygun olarak yapılmadığına dair.
Sahi ne olmuştu iş?
Kapatılmıştı.
Nerede kapatılmıştı?
Mecliste.
Meclis Yüksek Yönetim Denetçisi raporlarına da yansıyan ve usülsüz olduğu kanaatini güçlendiren konuya meşruluk kazandırmıştı.
Yani anlayacağınız, ihalesiz işler yaparak, kuşku uyandıran icraatlara imza atarak kamu vicdanında rahatsızlık yaratan ne varsa bizim yüce meclisimizin nezdinde hepsine meşruluk kazandırılıyor.
Ha bunda ne olur?
Açıkçası hiçbir şey olmaz.
Peki bu iddialar doğruysa ne yapılmalı?
İşte şimdi kahkahayı patlattım.
Hem de bu memlekette?
Yapmayın Allah aşkına!
Ne soruşturması?
Ne hesap vermesi?
Ne istifası?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.