Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Serdar Denktaş, ülkede iç barışın sağlanarak birbirine saygı duymayı yeniden hatırladığımız taktirde dışarıdan da yeniden saygı bekleyebilecek durumda olacağımızı söyledi.
Denktaş, Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği’ni ziyaret ederek Yönetim Kurulu üyeleri ile görüştü.
Vatan bilinen topraklara yıllardır emek veren çiftçiler ile bir araya gelmekten dolayı duyduğu mutluluğu ifade eden Denktaş, özellikle Maliye Bakanlığı yaptığı dönemde çiftçiler için elinden gelen katkıyı ortaya koymaya çalıştığını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı’nın önemli bir mevkii olduğunu dile getiren Denktaş, yürütmede yetkisi olmasa da ülkeyi bir araya getirme, birbirlerine düşen kesimleri toparlama açısından büyük bir etkisi olabileceğini söyledi.
Denktaş, 1960’da kurulan Devletin haklarının bir köşeye bırakmadan, yaşadığımız ülkeyi daha ileriye götürmenin yollarını bulmamız gerektiğini vurguladı.
Kıbrıs adası üzerinde bir çözüm olacaksa devlette var olan ve geçmişte verilen hakların merkezi çok zayıf bir hükümette çatışma alanlarının çok daraltıldığı devam ettirilmesinin sağlanmak zorunda olduğunu ifade eden Denktaş, bunun için de önce içimizin birleştirilmesi ve Türkiye ile ortak bir hedefin belirlenmesi gerektiğini kaydetti.
Hedef olmadan günü birlik ve tepkisel politikalarla yola devam edildiğini bunun son derece yanlış olduğunu dile getiren Denktaş, ülkede iç barışın sağlanarak birbirine saygı duymayı yeniden hatırladığımız taktirde dışarıdan da saygı bekleyebilecek durumda olacağımızı söyledi.
O zaman hem üretim, hem tüketim hem de dış ülkeler ile irtibatın çok daha farklı bir noktaya gelebileceğine değinen Denktaş, kendisinin bunu başarabileceğine inandığı için bu yola çıktığını ifade etti.
Denktaş bu seçimin parti seçimi olmadığını dile getirerek herkesin bir partisinin olmasının doğal olduğunu ancak seçmenin bu görevi en iyi yerine getirebileceğine inandığı adayı seçmesi gerektiğini kaydetti.
Denktaş şunları kaydetti:
“Türkiye ile ne kavga edecek, ne de her söylediğine boyun eğecek bir yaklaşım bizi bir yere taşımaz. Bu kendi içimizde bizi birbirine düşürür.Böyle bir durumda da hiçbir geleceğimiz olmaz. Konuştuğumuz ‘Türkiye’siz olmayacak’ bir gelecektir. Ama bu söylem Türkiye’nin bürokratlarının her söylediğine ‘evet’ diyeceğiz anlamına gelmez. Türkiye’ye bağlıyız. Ancak bürokratlarına bağımlı durumda olamayız. Bu seçimler esnasında çokça yaşadığımız bazı şeyler var. Hiç birisine katılmıyorum.Ama bu beni Türkiye karşıtı haline de getirmez. Zaman zaman yaptıkları yanlışın ne olduğunu söylüyorum, gösteriyorum. Bu yanlışlardan vazgeçmelerini bir an önce ümit ediyorum.Aksi taktirde Rum’un yapmakta olduğu propaganda galip çıkacak. Biz de giderek daha fazla baskı altında kalacağız bütün dünyada.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.