Depresyon, artık günümüzün en önemli “hastalıklarından” birisi olarak görülüyor. Türkiye gibi ülkelerde her dört kişiden biri hayatı boyuna en az bir kez depresyon geçiriyor. Her 10 kişiden birisi ise hayatı boyunca tekrarlayan depresyon dönemleri yaşıyor. Gündelik yaşamda herkes zaman zaman kendini moralsiz, üzgün, mutsuz hatta karamsar hissedebilir. Ama depresyon bu tür duyguların daha uzun sürdüğü, daha şiddetli olduğu ve bedensel ya da bilişsel bazı belirtilerin de eşlik ettiği bir durum. Yani her üzüntü depresyon değil.
Depresyonun günümüz toplumlarında daha fazla gündeme gelmesi ve yaygınlaşması tedavi tartışmalarını beraberinde getirdi. Antidepresan ilaçlar oldukça etkili ama yine de ilaç dışı tedaviler de en az antidepresanlar kadar etkili olabiliyor. Psikoterapiler, ışık tedavisi, transkranyal beyin uyarımı, uyku yoksunluğu gibi çeşitli yöntemler de depresyon tedavisinde uygulanıyor. Depresyonda belirtileri azalttığı bilinen yöntemlerden bir tanesi de fiziksel aktivite. Yani egzersiz ya da spor.
Depresyonun etkilerini yönetmek zordur. Çoğu kişi bu zorluğu bile fark etmeksizin depresyonu yaşar. Farkında olanlar da deneme yanılma yoluyla doğru yöntemi bulana kadar ilaçlardan terapilere birçok uygulamayı dener, fayda görür ya da görmez. Tam iyileşme depresyon hastalarının yarısında elde edilir ve geriye kalanlar ise ya eşikaltı ya da klinik belirtileri yaşamaya devam eder. Bu nedenle kişiyi depresyon için güçlendirecek, dirençli kılacak yöntemler üzerine çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Egzersiz de bunlardan bir tanesi.
Ancak depresyon ile fiziksel aktivite arasındaki ilişki biraz karışık. Depresyon çoğu kişide fiziksel aktivitede azalmaya yol açıyor ya da depresyondan çıkış fiziksel aktiviteyi de arttırıyor. Öte yandan düzenli egzersizin genel sağlığa ve metabolizmaya etkileri artık daha iyi biliniyor. Ancak depresyon için nasıl bir fiziksel aktivite gerektiği çok net değil.
ÇOK BOYUTU VERİLERDE SPORUN ROLÜ
Geçtiğimiz günlerde JAMA Psychiatry dergisinde yayımlanan bir araştırma depresyon ve fiziksel aktivite arasındaki karmaşık ilişkiyi için biraz farklı bir yöntem uygulamış: Mendel randomizasyonu. Yani nedensel ilişkileri incelemek için bireylerin genetik çeşitliliğini temel alan bir araştırma yöntemi. Hem depresyon için klinik verisi olan çok geniş bir örneklemde çalışmışlar hem bu örneklemlerin genetik verisini incelemişler hem de örneklemde yer alan bireylerin fiziksel aktivite düzeylerini karşılaştırabilmişler.
Araştırmanın ana hattı dört temel soru üzerinden belirlenmiş. İlk soru, fiziksel aktivitenin depresyon gelişimi üzerinde nedensel etkisi var mı? İkinci soru, araştırmadaki olası yan değişkenleri ve etkilerini tam olarak belirleyebilir miyiz? Yani yan değişkenlerin, örneğin bireylerin vücut indeksleri veya eğitim düzeyleri, esas araştırmak istediğimiz nedenin dışında depresyon veya egzersizle ilişkisi nedir? Üçüncü soru, peki ya ilişki tam tersi yöndeyse? Yani bireylerin depresyonda olmaları fiziksel aktivitelerini de düşürüyorsa? Son olarak, egzersizin etkileri bireylerin öznel değerlendirmeleriyle ölçülmekte. Bunun yerine objektif bir ölçüm yöntemi kullanılamaz mı? Örneğin bu ivmelenmeyi ölçen bir kol saati olabilir.
Bu sorulara yanıt bulmak için araştırmacılar iki farklı örneklem kullanmış. Yaklaşık 380 bin kişinin yer aldığı ilk örneklemde araştırmaya katılanlar bir günde ortalama ne kadar düzenli fiziksel aktivite yaptıklarını bildirmişler. Yaklaşık 90 bin kişinin yer aldığı ikinci örneklemde ise katılımcıların günlük aktiviteleri üç gün boyunca bileklerine taktıkları dijital bir cihaz ile ölçülmüş. Ve katılımcıların fiziksel aktivite ile ilgili olabilecek genetik yapılarını da analizde hesaba katmışlar. Tüm bu yöntemler araştırmacıların çok geniş bir örneklemde fiziksel aktivite ve depresyon arasındaki ilişkiye dair tüm sorulara yanıt verebilmesini sağlamış.
Sonuç ise çarpıcı: Günlük aktivitesindeki hareketsizliği 15 dakikalık sıkı (örn. koşmak) ya da 1 saatlik hafif (örn. tempolu yürüyüş) egzersiz ile değiştiren kişiler yüzde 25 daha az depresyona giriyor. Ve araştırmanın genetik bilgiyi de içeren çok boyutlu verileri, depresyon ile fiziksel aktivite arasındaki diğer yan ilişkilerin (örneğin hem depresyona hem de daha düşük fiziksel aktiviteye yol açan ortak genler gibi) dışlanmasını da sağlıyor. Bu sayede fiziksel aktivitenin depresyondan koruduğunu da açık ve net biçimde ortaya koyuyor.
Depresyon için her gün en az 15 dakika koşmak ya da bir saat kadar tempolu yürümek gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.