[caption id="attachment_24477" align="alignleft" width="100"] TANER ULUTAŞ[/caption] KKTC’de Mecliste temsiliyet hakkı kazanan ve yürütmede de söz hakkı olup, faaliyet gösteren partilere bir haller oluyor. UBP’de İrsen Küçük döneminde yaşanan tartışmaların yankıları devam ederken bukez CTP’de ‘Cadı Kazanı’ fokurdamaya başladı. Gerçekleşen MYK toplantılarında yumrukların sıkıldığı ve sinirlerin yay gibi gerildiği haberlerinin bini bir paraya alıcı bulurken istifa edenlerin istifa kâğıtlarının ceplerde dolaştığını öğrendik. CTP’de sular duruldu mu? Yok. Hatta bırakın durulmayı fırtına daha da şiddetlenmeye başladı. Ferdi Sabit Soyer’in UBP zamanında işten atılanları işe almak bir namus borcudur. ‘Namusumuzu temizleyip’ bu çocuklarımızı tekrar işe alacağız açıklamalarının üzerinden hatırı sayılır bir zaman dilimi geçti. Bu çocuklar ha bugün ha yarın işe başlıyoruz beklentisi içerisinde birilerinin gönlünün olmasını ve işe başlamalarını bekledi. Ama partinin büyük efendilerinden bu yönde çıt çıkmayınca homurdanmalar başladı. Partide birileri Babamın adı hıdır, elinden gelen budur diyebilir. Ama to late. Siz o lüksü çoktan kaçırdınız desek sanırım en doğrusu bu olur. Neyse CTP’de El Nino ve La Nina denilen atmosferik olaylar ortalığı kasıp kavururken şimdi de TDP’deki kriz oraları sallıyor. Cemal Varoğlu’nun Genel Sekreter adayı olduğu toplantıya, 50 kişiden oluşan parti meclisi üyelerinin üçte biri katılmadı. Toplantıya katılan üyelerden 15′i ise boş oy kullandı. Sanırım buradaki ayrıntı genç TDP’lilerin bir arkadaşlarının aday çıkmasını istemelerinden kaynaklanıyordu. Bu olmayınca ‘Yeniçeri’ gibi kazan kaldırmayı tercih ettiler. TDP’nin tek Genel Sekreter adayı olarak toplantıya katılan Cemal Varoğlu, 12 oy alarak, genel sekreterlik için onay alamadı. 50 üyeden üçte biri toplantıya katılmayınca ve katılanların da sadece 12’si Cemal Varoğlu’na güveniriz deyince krizin üstüne kriz doğdu. Fatma Ramadan’ın istifası bu yaşananlara sanırım biber ekti. Erkut Yılmabaşar ile Cemal Varoğlu’nun yanı sıra Güzelyurt’ta da istifaların olabileceği söylentileri de TDP’lilerin midelerini bulandırdı. Kısacası 7 şiddetindeki deprem TDP’yi alabildiğince sallıyor. İnşallah bu sallamadan dolayı köküne bir zarar gelmez. Ve Cemal gardaş siyasette böyle şeyler olur. Üzülme, ama Dervişe git demediklerini ancak lokmasını kestiklerini de sakın unutma. Bilmem anlatabildim mi?
Sahibine Mesajlar Sayın Cenk Diner, arzu edersen artık sana Cenk Diner değil Cenk Nostadramus diyeyim. Be gumandan, fol yok yumurta yokken sen kalkıp Harem Gece Kulübünün fotoğrafını koyuyorsun. Gece Kulüpleri ile ilgili yorum yapıyorsun. Tak ertesi sabah sanki sen olacakları bilirmişsin gibi 1 ölü 1 yaralı. Ünlü düşünür İmam-ı Azam bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım başım göğe ererdi demişti.. Gumandan bakıyorum sen bildiklerini ayağının altına aldığın zaman başın göğe ermiş durumda. Sayın Cemal Varoğlu, TDP Genel Sekreterliği adaylığında, Napolyon’un İngiliz-Prusya ordusunun komutanı Welington karşısında Brüksel yakınlarındaki Woterloo’da uğradığı bozguna benzer bir bozgun yaşamışsın. Napolyon Elbe adasına sürgüne giderken sende tekaütler sokağında bir belipterocuk kiralamışsın. İstifa müessesini çalıştırmakda bir erdemdir Cemal’ım. Hayırlı olsun. Sayın Erkut Yılmabaşar, TDP Genel Sekreterliğine soyundun, soyunacaksın derken birde baktık geri tornistan ettin. Haaa birde bizim minik kuşlar cebinde istifa kağıdı ile dolaşıyormuşsun dediler. Hayrola ayran içip parti ile ayrımı düştün. Bak Erkut’um, Mevlana bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, onu aramamak demektir demişti. TDP’de ne istediğini neyin nerde olduğunu bilen yokki. Neyse sana hayırlı istifalar diyeyim. Sayın Kutlay Erk, geçtiğimiz gün gerçekeleşen CTP MYK toplantısı çok gergin geçmiş. Sinirler yay gibi gerilmiş, yumruklar kirişlerinden fırlayacak ok gibi hazır vaziyette bekletilmiş. Sayın Erk, fasulyenin yahnisi gitti geldi aynisi diyenlere kızıyorsunuz ama fasulyenin dibi tutmadı gara gavurma oldu. Dışı yeşil işi gabaktan bozma olduğu için sarımtrak olan karpuz artık tat vermiyor. Yeni ekim yapsanız diyorum. Sayın Sami Özuslu, dünkü köşe yazınızda Eroğlu Güzelyurt’u verecek mi diye soruyorsunuz. Bence Vatan, Millet, Nurlu Ufuklar kitabı yazarı Cumhurbaşkanımız Güzelyurt’u gözünü kırpmadan verir. Hele KKTC devletini tanıyacağız, Eroğlu da ölene kadar Cumhurbaşkanı kalacak desinler vallahi de billahi de KKTC’nin birkaç yer hariç yarısını da verir. Vermeyeceği yerler arasında Mağusa, Lefkoşa, Kantara, Çatalköy ve Girne’nin alt kısmını kesinlikle vermez. Hele hele KTHY’nin yanından Ortaköy’e doğru olan kısmı öldürsen vermez. Niçin dersen eh onun cevabını da sen bul. Sayın Sonuç Kunna, bir iddia ortaya attın El Nino ile La Nina atmosferik olaylara benzer olaylar KKTC’yi alt üst etti. İddia ettiğin kafatası ortada yok. Bakanlar Kurulu ismini bilmediği bir şahıs ile ilgili karar üreterek mezar açtırttı. Aile bu bizim babamızın mezarı değil diyor. O bölgede birçok kazı yapıldı ve kayıp şahısların kemikleri oralara gömüldü. Belki de o mezar kayıp şahısların mezarlarından birisidir ve kemikler eksikti diyor. Vallahi ortaya attığın çok bilinmeyenli denklemi çözene aşk olsun. Alkol tedavisi gördüğün söyleniyor. Sevgili Kunna doğru söyleyip söylemediğin bilinmiyor ancak Hz Ali sakladığın sır senin esirindir. Açığa vurursan sen onun esiri olursun demişti. Bugüne kadar esirin olan sırrın şimdi sen esiri oldun. Hadde buyur bakalım.
GÜNÜN FOTOĞRAFI
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.