• BIST 9724.5
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • Lefkoşa 18 °C
  • Mağusa 18 °C
  • Girne 19 °C
  • Güzelyurt 17 °C
  • İskele 18 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara 7 °C

DEVLETİN AYIBI ve SİYASETİN İHANETİ !!!

Ayşegül Garabli

Geçenlerde yolum Lefkoşa Dr. Burhan Nalbanoğlu  DEVLET  hastanesine düştü.

Kardiyoloji bölümünde eşimin anjiyo olmasını bekliyorum.

Sadece biz değiliz bekleyen, koridor anjiyo olacak kişilerle dolu.

Benim görebildiğim en az 15 kişi anjiyo olmayı bekliyor.

Bir taraftan eko çekiliyor, diğer yandan damar yolu açılıyor.

Kısacası o zor koşullarda hemşireler koridorda da olsa dört dörtlük işini yapıyor.

Tabi ki koridorda !!!!!

Nedeni 4 kat aşağıda para yani zorunlu bağış yatırılıp dosya açılma kuyruğu.

Sonuçta varsa yakınları, yoksa da hastaların kendileri 4. Kat ile zemin kat arasında mekik dokuyor.

Birilerine telefon açıp “Para yatırılması gerekiyormuş” diyerek yakınlarından yardım isteyenlere bile tanık oluyorsunuz.

Elbette ki öyle bir durumda hiç kimse bu yasa dışı haracı sorgulamıyor ve bir an önce anjiyonun olup bitmesini istiyor ancak yaşatılan tüm zorluklar da bu para yüzünden yaşatılıyor.

Parayı yatıran servisteki odalara yatırılıyor ve seri bir şekilde sedyeler gidip geliyor.

Biri çıkmadan diğeri alınıyor anjiyoya.

Başka şans yok , çünkü doktor sayısı belli.

Onca anjiyo ile bir günde 1 hadi bilemedin 2 doktor baş etmeye çalışıyor.

Kimi zaman gece nöbet tuttuğu halde sabah anjiyoya giriyorlar, kimi zamanda gece yarısı gelen acil bir hastayla geçen gecenin yorgunluğuyla.

Bu durum tam anlamıyla devletin ,bir ayıbı.

 Ancak doktorlar da hemşireler de, canla başla yapıyorlar işlerini.

Ekonomi ne kadar zor durumda olsa da insan sağlığına yapılan bu ihanet hiçbir şeyle açıklanamaz.

Hele ki yapılan onca sorumsuz harcamalardan ve onca sorumsuz davranıştan sonra sağlığa ekonomik sorunların gerekçe gösterilmesi asla affedilir bir durum değil.

İnsanların bu durumda isyan etmesi de çıldırmaması da elde değil.

Nasıl isyan etmesinler.

O gün hastası için koşturan bir genç vardı.

Çalışma dairesinde müfettişmiş.

Haklı bir öfkeyle isyan ediyordu ve şahit olduğu bir olayı anlatıyordu.

Birisi vatandaşlık işlemleri için hastaneye gelmiş ve sağlık raporu almış.

Sonrasında da işlemlerini tamamlayıp vatandaş olmuş.

Gerçi “hak” kime ve neye göre hak o da sorgulanır ama diyelim ki hak etmiş ve vatandaşlık almış.

Buraya kadar kimsenin itiraz ettiği yok zaten.

Bunu kabullenmiş bir halk olarak normal görüyoruz.

“Hak” sorgulamasına kimsenin girdiği ve gerçekten hak edip etmediği sorgulanmıyor artık.

Kaldı ki uluslararası hukuk çerçevesinde ve kriterler ölçüsünde yapılan vatandaşlıklara da karşı değilim.

Bu işin başka boyutu.

Asıl ilginç ve gerçekten utanç verici kısmı ise, vatandaşlık alan bu şahsın,  vatandaş olduktan bir ay sonra aynı hastaneden “iş göremez” yani sağlıksız raporu alarak malulen emekli olması.

Düşünün bir ay önce sağlıklı bulunup vatandaşlık verilen kişi, 1 ay sonra “sağlıksız” bulunarak emekli ediliyor.

Resmen komedi !!!

Nasreddin Hoca’nın fıkrası gibi.

Kedi buysa ciğer nerde?

Ciğer buysa kedi nerde?

Bu şahıs vatandaşlık alacak kadar sağlıklı ancak erken emekli olacak kadar da sağlıksız?

Sağlıksızdıysa neden vatandaş yaptınız?

Vatandaşlık için sağlıklı olmasına gerek yoktuysa neden böyle bir kriter var ve sağlık raporu istiyorsunuz?

Eğer vatandaş olabilmesi için sağlıklı olması şart ise neden “sağlıksızdır” diyerek emekli edip hem vatandaşlık kriterlerini hiçe sayıp hem de devleti zarara uğratıyorsunuz?

Şimdi bu kişi sağlıklı mı yoksa sağlıksız mı?

Böyle kaç kişi var?

Ve bu paralarla  kaç doktor alınabilir ve kaç hayat kurtulur?

Sağlığımızdan, eğitimizden ne kadar çalındı?

Bunun hesabını bilen de yok veren de yok.

Çünkü bunun hesabını bilmek için nüfusu bilmek gerek.

Bunları sorgulamak ne bir ırkçılıktır ne de bir emek düşmanlığıdır.

Tam aksine insan sevgisidir.

Zira bu gibi örneklerle yaratılan adaletsizlikten tüm toplum payını alıyor.

Sağlıkta yaratılan sorunlardan da, eğitimsizlikten de, hatta işsizlikten de herkes nasibini alıyor.

Açlık da, sağlıksız yaşam da, hatta ve hatta sorumsuzluklardan gelen ölüm de milliyet sormuyor.

Ne yazık ki, insanca yaşamdan nasiplenemeyenler ve hak etmedikleri acıları yaşayanlar tüm halk ,

Ve bu acılara sebep olanlar da insanlıktan nasibini almayanlar.

 

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları