Dişler Yalnızca Ağızda Oluşmuyor!
Embriyogenezden itibaren kök hücreler başta özelleşmemiş, her hücreye dönüşebilme potansiyelinde olan hücrelerdir. Kök hücreler, dokuya özel hücreler haline gelir ve böylece vücutta her bir hücre, ait olduğu dokuda çoğalır yada çoğalması gerekmiyorsa görevini bu şekilde yerine getirir. Basit bir örnekle şu şekilde açıklayabiliriz: Kan kök hücresi, kemik iliğinde bir eritrosit oluşturmak için önce proeritoblasta farklılaşır, proeritroblast ise olgunlaşınca bazofilik eritroblasta, daha sonra polikromatik eritroblasta, ortokromatik eritroblasta, retikülosite ve son olarak eritrosite farklılaşır. Vücutta her hücre buna benzer aşamalardan geçerek son “olgun” halini alır.
İşte bu aşamalarda oluşacak bir hata çeşitli karmaşıklıklara yol açar. Totipotent kök hücre dediğimiz, her hücreye farklılaşabilme potansiyeline sahip hücre, aslında sperm ile yumurtanın birleşmesinin akabinde oluşan zigottur. Döllenmeyi takiben ilk 4 gün içinde oluşan her hücre totipotent kök hücredir. Beşinci günden itibaren oluşan hücreler pluripotent hücrelerdir. Pluripotent kök hücreler olgunlaşıp biraz daha özel görevler edinerek farklılaştıklarında multipotent kök hücreler adını alır.
Olgunlaştıkça, dönüşebildikleri hücre çeşidi azalan bu kök hücreler, eğer embriyonolojik yaşam veya postnatal yaşam boyunca bir yerlerde varlıklarını muhafaza ederlerse, işte o zaman hiç beklemediğimiz dokularda alakasız yapılar oluşabilir. “Teratom” dediğimiz tümör çeşidinde, totipotent kök hücrelerin başkalaşmasından oluşan karmaşık hücresel yapıları izleyebilmekteyiz. Çoğunlukla testis ve overlerde artık olarak kalan totipotent hücreler, rahimde oluşan bir dişin sırrını açıklamaya yetmektedir!