• BIST 9640.08
  • Altın 2937.802
  • Dolar 34.5954
  • Euro 36.5792
  • Lefkoşa 6 °C
  • Mağusa 4 °C
  • Girne 11 °C
  • Güzelyurt 6 °C
  • İskele 4 °C
  • İstanbul 8 °C
  • Ankara 2 °C

Diyabet Hastalarının Covid-19’a Yakalanma Riski

Diyabet Hastalarının Covid-19’a Yakalanma Riski
Diyabet Hastalarının Covid-19’a Yakalanma Riski

Günümüzde hızlı kentleşmenin, teknolojinin ve son bir buçuk yılda pandemi şartlarının getirdiği fiziksel hareketsizlik ile ruhsal stresin yanı sıra genetik yatkınlık göz önüne alındığında obezite, buna bağlı olarak da tip 2 diyabet ile tanışma yaşı erkene indi. Diyabeti olan ve obezite hastalarında Covid-19 hastalığına yakalanma oranlarının ve hastaneye yatış riskinin 6 kat, hastalığı daha şiddetli geçirme riskinin ise yüzde 12 artarak daha uzun süre yoğun bakım tedavisine ve entübasyona bağlanma ihtiyacı duyulmasına neden oldu

İnsan hayatını tehdit eden önemli sağlık sorunlarına neden olan, Covid-19 salgınında da yüksek riskli hastalıklar grubu içine alınan diyabetin cerrahi tedavisinin önemini ve yöntemini Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ali Solmaz anlattı…

Diyabet; kan şekeri düzeyinin dengesini sağlayan ve pankreastan salgılanan insülin hormonunun eksikliği veya yeterince salgılanmasına rağmen vücutta kullanılmasında sorun olması sonucu ortaya çıkan metabolik bir hastalıktır. Covid-19 salgınından en çok etkilenen ve hastalığın ağır seyrettiği hastalar diyabet hastaları oldu. Özellikle kan şekeri düzeyi kontrol altında olmayan ve beraberinde obez olanlarda zatürreye sebep olma, yoğun bakıma yatma ve hatta ölüm riskinin arttığı görüldü.

Diyabeti olan ve obezite hastalarında Covid-19 hastalığına yakalanma oranlarının ve hastaneye yatış riskinin 6 kat, hastalığı daha şiddetli geçirme riskinin ise yüzde 12 artarak daha uzun süre yoğun bakım tedavisine ve entübasyona bağlanma ihtiyacı duyulmasına neden oldu.

DÜNYADA DİYABETİN EN SIK TİP 1 VE TİP 2 FORMLARI GÖRÜLÜYOR

Tip 1 diyabet hastalığında; kan şeker düzeyini düşüren insülin hormonu eksikliği veya yokluğu söz konusudur. Sıklıkla çocuklarda görülür ve ülkemizde, çocuklardaki diyabetin %95-98'inden fazlasından sorumludur. Tip 1 diyabet hastalığının ameliyat ile tedavisi mümkün değildir, sadece insülin ve ilaç tedavisi uygulanır.

ÜLKEMİZDEKİ DİYABET HASTALARININ YÜZDE 90'I TİP 2 DİYABET HASTASI

Tip 2 diyabet hastalığında ise, kanda insülin bulunduğu halde, kısmen insülin salınımında ve insülinin vücuttaki kullanımında sorun vardır. İnsülinin organ ve dokularda oluşan direnç sebebi ile kullanılamaması sonucu kan şekeri düzeyleri artar.

Tip 2 diyabet, her yaşta görülmekle birlikte sıklıkla yetişkinlerde ortaya çıkar. Her ne kadar hastaların yaklaşık yarısında ailede şeker hastalığı öyküsü olsa da; sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam ve artan obezite de Tip 2 diyabet hastalığının artmasına sebep oluyor.

DİYABETİN VÜCUDUMUZA BAŞLICA ZARARLARI

Kan şekerinin yüksek seyretmesi vücudumuzda hemen hemen tüm organları olumsuz etkiliyor. Diyabetin görme sorunları ve zamanla görme kaybı, kronik böbrek yetmezliğine sebep olacak böbrek sorunları, kalp yetmezliği, ölümcül kalp krizi ve felç geçirme riski, diyabetik nöropati yani sinir hasarı gibi birçok zararı var.

DİYABETTEN KURTULMANIN TEK YOLU METABOLİK CERRAHİ İLE MÜMKÜN

Tip 2 diyabet için herhangi bir ilaç tedavisi bulunmuyor. Hastaların kullandığı ilaçlar, ağız yoluyla alınan antidiyabetik ilaçlar, insülin salgılatıcılar ve insülinden oluşuyor. Bu ilaçlar da diyabetin vücuda verdiği zararların oluşmasını geciktiriyor ama engellemiyor.

Metabolik cerrahi her ne kadar son yıllarda şeker ameliyatı olarak popüler hale gelmiş olsa da aslında 1978'den beri uygulanıyor, dünyada ve ülkemizde giderek yaygınlaşıyor. İdeal hasta seçimi ile metabolik cerrahi ameliyatı yapılan diyabetik hastaların yüzde 80-90'ı diyabet hastalığından kurtuluyor.

HORMONAL DÜZENLEME

Son yıllarda Tip 2 diyabet hastalığında uluslararası düzeyde kabul edilmiş bir tedavi yöntemi olan metabolik cerrahide çok farklı ameliyat çeşitleri uygulanıyor. Ameliyatların tamamında, düşünülenin aksine pankreas ile ilgili bir işlem yapılmıyor, sadece mide ve ince bağırsağa hormonal düzenleme amacı ile müdahale ediliyor.

Bu operasyonlarda ağız yolu ile aldığımız gıdaların, oniki parmak barsağına uğramadan doğrudan ince barsağın son kısmına gönderilmesi için ince barsakların bir kısmına bypass yapılıyor. Bunun sonucunda da ince barsaklardan insülin ile benzer etkiler gösteren hormonların salgılanması ve böylece hastaların kan şekerinin düşmesi sağlanıyor.

AMELİYAT İÇİN VÜCUTTA YETERİ KADAR İNSÜLİN ÜRETİLMESİ GEREKİYOR

Tip 2 diyabet hastalarında metabolik cerrahi uygulanma kararında obez olma şartı aranmıyor. Operasyonların başarılı olması için hastaların kilolarından bağımsız olarak insülin rezervine bakılıyor. Obezite, sadece uygulanacak ameliyat çeşidi için belirleyici oluyor.

HASTA SEÇİMİNDE ÖNEMLİ OLAN VE AMELİYAT BAŞARISINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

  1. Diyabet hastalığının süresi; yani hastanın kaç yıldır diyabet tanısı ile ilaç kullandığı. Bu süre ne kadar kısa ise başarı o kadar yüksek olur.
  2. Hastanın yaşı; daha genç hastalarda başarı daha yüksek görülür.
  3. C-peptid düzeyi; C-peptid, insülin ile birlikte pankreastan aynı anda ve yaklaşık olarak eşit miktarlarda salınır. Yani C-peptid testi ile vücudun ne kadar insülin üretebildiği anlaşılır. C-peptid ne kadar yüksek ise bypass ameliyatının başarısı o kadar yüksek olur.
  4. İnsülin kullanım ihtiyacı; İnsülin kullanma ihtiyacı olan hastalarda kullanmayanlara göre başarı daha düşüktür.
  5. Uyumlu hasta; hekim ile uyumlu olan ve ameliyat sonrası diyetine ve egzersizlerine dikkat eden hastalarda başarı her zaman daha yüksek olur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler