Çağın vebası olarak adlandırılan diyabet, pek çok hastanın hayatını olumsuz etkiliyor. 14 Kasım Dünya Diyabet Günü'nde Türk Diyabet Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hasan İlkova, hastalık hakkında merak edilenleri ve coronavirüsle mücadeleyi SÖZCÜ HaftaSonu'na anlattı, vatandaşları uyardı.
Diyabet ve Covid-19 ilişkisi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Diyabetli bireylerin coronavirüse yakalanma riskleri diyabetli olmayanlardan yüksek değildir. Ancak diyabetli bireylerin Covid-19'u daha ağır geçirebildiği tespit edilmiştir. Veriler, diyabetlilerin yoğun bakım ihtiyaçlarının 3-5 kat, ölüm sıklığının ise 3 kat daha fazla olduğunu ortaya koymuştur. Bu riskleri belirleyen en önemli faktörler de diyabetli bireyin kan glikoz kontrolünün iyi olup olmadığı, hastanın yaşı, obez olup olunmadığı ve ikinci hastalıkların varlığıdır. Diyabetli bireylerin bu süreçte bağışıklık sistemlerini güçlendirmeleri ve mecbur olmadıkça dışarıya çıkmamaları gerekiyor.
– Diyabet nasıl bir hastalıktır?
Diyabet, insülin hormonunun eksikliği veya etkisizliği sonucu ortaya çıkan ve kan şekeri yüksekliği ile seyreden, kronik ve ilerleyici bir hastalıktır. Tip1 ve Tip2 olarak adlandırılan iki türü vardır. Tip1'de insülin salgısı hiç yoktur ve kişinin insülini dışarıdan alması gerekmektedir. Diyabetli bireylerin yüzde 90-95'inde görülen Tip2'de ise vücutta insülin salgısı olmakla beraber yetersizdir. Bu durum salgı bozukluğu veya insülin direnci olarak da bilinir.
– Diyabetin belirtileri nelerdir?
En sık belirtileri; ağız kuruluğu, çok su içme, sık idrara çıkma, idrar yolu ve genital mantar enfeksiyonları, bulanık görme, ayaklarda uyuşma, karıncalanma, yanma, ciltte kaşıntı ve kuruma, oluşan yaraların zor iyileşmesi ve yorgunluk hissidir. Ancak Tip2 diyabetli bireylerin yaklaşık yarısı diyabetli olmalarına rağmen diyabetlerinin farkında değildir. Tanı tesadüfen yapılan yüksek kan şekeri ölçümü ile konulabilir.
– Tanı konan kişilerin ilk etapta nelere dikkat etmesi gerekir?
Diyabetli bireylere, tıbbi beslenme tavsiyelerine uymak, fazla kilolardan kurtulmak, kalp ve damar hastalıkları yoksa düzenli olarak fiziksel aktivite yapmak gibi alışkanlıkların benimsenmesi tavsiye edilir. Tip2 diyabet, doğru beslenme ve hareketli bir yaşam tarzıyla %58 oranında önlenebilmekte veya geciktirilebilmektedir.Sağlıklı beslenme ve egzersiz diyabet tedavisindeki en önemli unsurlardan biridir.
– Diyabetin tedavisinde insülinin yeri nedir?
Yüzyıl önce Tip1 diyabet teşhisi almak adeta bir ölüm hükmüydü. Tıp tarihindeki en büyük başarılardan biri olan insülinin keşfi, diyabet tedavisinde devrim yarattı. İnsülin tedavisi, geç kalınmadığı takdirde çeşitli organ ve dokuların korunması açısından en iyi tedavidir. Diyabetteki yenilikçi tedaviler diğer alanlardaki tedavilere kıyasla daha geç ülkemize girmektedir ve tüm diyabetli bireyler bu yenilikçi tedavilere erişmemektedir.
– Diyabetin neden olduğu yan hastalık ve problemler nelerdir?
Diyabet körlük, kalp ve damar hastalıkları, böbrek yetmezliği ve alt ekstremite (ayak-bacak) kaybının en önemli nedenidir. Tip2 diyabette en önemli ölüm nedeni ise kalp ve damar hastalıklarıdır. Kan şekeri kontrolünün iyi bir şekilde sağlanması bu tür organ ve doku hasarının hem gelişimini önlemede hem de yavaşlatılmasında çok önemlidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.