Burada mükemmel güzellik hüküm sürüyor. Yüksek topuklu, kırmızı rujlu, beyaz önlüklü kadınlar görev yapıyor bu güzellik ve cilt bakımı kliniğinde.
Raflardaki ürünlerin etiketi 3000 sterlinden başlıyor. Peki müşteriler neden bu kadar para ödüyor? Geneu her müşterinin DNA’sına göre onlara özel ürünler yaptığı için.
Firma, genetik bilgiye dayalı gençlik iksiri arayışının Londra, New York, Los Angeles ve Singapur’un yanı sıra Orta Doğu ve Rusya’da da zenginler arasında popüler hale geldiğini söylüyor.
Müşterilerden tükürük örnekleri alınarak basit bir DNA testine tabi tutuluyor. Ek bir ücret karşılığında bu testin sonucu 30 dakikada alınabiliyor. Normal süre ise 48 saat.
Tek tek herkesin anti-oksidan dökümü çıkarılıp inceleniyor. Klinik, bu sayede cildin doğal yollardan kendisini yaşlanma etkilerine karşı nasıl koruyabileceğinin belirlendiğini iddia ediyor.
Kişiye özel güzellik?
Haziran 2014’te 2000 İngiliz tüketici ile yapılan bir araştırmada kişiye özgü cilt bakımı konusundaki görüşleri soruldu. Yüzde 45’i böyle bir ürün için özel laboratuvarlara gidebileceğini, yüzde 54’ü de özel ürün üretilmesi amacıyla kendi kan, deri, saç örneklerini verebileceklerini söyledi.
Fakat genetik uzmanları bu fikre şüpheyle yaklaşıyor. Londra’daki UCL Üniversitesi’nde genetikçi profesör Nicholas Luscombe güzellik kliniklerinde cilt ürünleri için iki genin varyantlarına bakıldığını, ancak bu genleri tespit etmenin zor olduğunu söylüyor. Yaşlanmada genetik faktörden ziyade çevresel etkenlerin önemli olduğunu, ayrıca iddialara rağmen anti-oksidanların cilt üzerindeki etkisinin kanıtlanmadığını belirtiyor.
Fakat bu sözler müşterilerin bu tür tedavi isteklerini ve sonrasında övgü düzmelerini engellemiyor.
Örneğin Martine Peremans cildi kuru olduğu ve piyasadaki ürünler işe yaramadığı için son iki yıldır özel ürünler kullandığını, bırakır bırakmaz cildinin kötüleştiğini, cilt bakım ürünlerinde geleceğin burada yattığını söylüyor.
AncestryDNA gibi bazı firmalar da zengin müşterileri için DNA testleri yaparak hangi kökenlerden geldiklerini tespit ediyor.
Belli genlerdeki kalıtsal farklılıkların insanların günlük yaşamda karşılaştıkları şeylere farklı tepki göstermesini ve diyabet, kalp krizi gibi hastalıklara karşı farklı yatkınlıklar geliştirdiği söyleniyor.
DNA testi şirketleri
23andMe ise 2007’den beri 200 dolar karşılığında DNA testi yaparak sınırlı bir genom haritası çıkarıyor. İngiltere’den 56 yaşındaki Donna Abrahart bazı akrabalarının 1950-60’larda bazı kalıtsal hastalıklardan öldüğünü bildiği için kendisine test yaptırarak risk altında olup olmadığını öğrenmek istemiş. Test sonucunda sadece taşıyıcı olduğunun ortaya çıkması rahatlatmış onu.
Londra’nın zengin semtlerinden biri olan Mayfair’de bir otelin spor salonunu işleten Matt Roberts da müşterilerine 360 dolara DNA testi yaparak hangi egzersizlerin hangi sıklıkta yapılması ve ne tür diyet uygulanması gerektiğini belirlediğini söylüyor.
“DNA testi birçok konuda tahmine dayalı kararı ortadan kaldırıyor. Bu test dayanıklılık, güç, oksijen alımı, sakatlanma riski, iyileşme hızı gibi konularda bilgi veriyor” diyor. Ayrıca kafein, şeker, alkol, yağ gibi besinlere karşı hassasiyeti tespit ederek izlenecek diyet programının belirlenmesini kolaylaştırdığını söylüyor.
Bazıları da belli bir genetik hastalığa yatkınlığının olup olmadığını öğrenmek için DNA testlerine başvuruyor.
Gene Watch adlı araştırma grubundan Dr Helen Wallace ise birçok yaygın hastalıkta genetiğin rolünün az olduğunu belirterek bu iddialara şüpheyle bakıyor. Müşteriye sunulan hizmet şeklindeki DNA testlerinden uzak durup bu işi tıp uzmanlarına yaptırmak gerektiğini söylüyor.
Ayrıca elde edilen bilginin nasıl yorumlanacağını bilmek, her şeyden önce onu sağlık amacıyla kullanmak da önemli.
Fakat belli bir hastalığı olan kişiler için DNA ya da genetik haritası gibi testlerin, hastalığı daha iyi anlamalarına yardımcı olabileceği belritiliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.