Bu dalgalanmayı hükümet politikalarının bir sonucu olarak görenlerin oranı da yüzde 30'lardan yüzde 50'ye yükseldi.
Sözcü'de "Tüketicinin yüzde 82'si ‘kriz var' diyor" başlığıyla yayımlanan habere göre, geçen ay ilki gerçekleştirilen ve ‘Metropol Tüketicileri Ekonomik Değerlendirmeler Araştırması'nın ikincisi yayınlandı. Marketing Türkiye için Sia Insight'ın gerçekleştirdiği araştırma büyük kentlerde yaşayan tüketicinin Türkiye ekonomisine bakış açısını gözler önüne serdi.
Araştırmaya göre tüketiciler yaşanan sürece ağustos ayında "kriz" adını vermekte tereddütlü davranırken, eylül ayında tüketicilerin büyük bir kesimi ülkede bir ekonomik kriz yaşandığını düşünmeye başladı. Üstelik, tüketicilerin yüzde 40'ı yaşanan bu krizin geçmiş krizlere göre daha şiddetli geçeceğine inanıyor. Eylül ayında tüketicilerin yüzde 54'ü bu krizin en az bir yıl, yüzde 30'u da en az üç yıl süreceğine inanıyor. Azımsanmayacak bir tüketici ise krizin üç yıldan bile uzun sürebileceğini düşünüyor. Tüketicilerin yaklaşık yüzde 43'ü Türkiye ekonomisine güvendiğini beyan etmesine karşın ağustos ayında bu oran yüzde 57 düzeyinde bulunuyordu.
Yaşanan sürecin günlük hayata yansıması da oldukça keskin oldu. Günlük harcamalarında kısıntıya gittiğini ya da gideceğini söyleyen tüketicilerin oranı gittikçe artıyor. Bu kısıtlamalardan en çok etkilenen kalemler dışarıda yeme-içme, teknolojik cihaz alımı ve giyim harcamaları. Bunu elektrik-su harcamaları, kozmetik ve iletişim harcamaları izliyor. Mutfak alışverişi ise tüm diğer krizlerde olduğu gibi en az kısıtlamaya gidilen alan olarak dikkat çekiyor.
Araştırmaya göre, döviz kurlarında yaşanan dalgalanmayı uluslararası bir komplonun sonucu olarak gören tüketicilerin oranı bir ay içinde yüzde 70'lerden yüzde 50'ye düştü. Bu dalgalanmayı hükümet politikalarının bir sonucu olarak görenlerin oranı da yüzde 30'lardan yüzde 50'ye yükseldi.
Araştırmaya göre haneler bu süreçte gelirlerinin de azalmasından kaygı duyuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.