Anayasa Mahkemesi, MİT tırlarına ilişkin haber nedeniyle 26 Kasım'dan bu yana tutuklu olan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül için "hak ihlali" kararı verdi. Karar, Dündar ve Gül'ün kuvvetli suç şüphesi olamadan tutuklu kalmalarına vurgu yapıyor.
Anayasa Mahkemesi'nin kararına Cumhurbaşkanı Erdoğan "Anayasa Mahkemesi, bu şekilde bir karar vermiş olabilir. Vermiş olduğu karara sadece sessiz kalırım ama kabul etmek durumunda değilim. Verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum" diyerek tepki gösterdi.
Ana akım medyada Anayasa Mahkemesi kararlarının sadece tavsiye niteliğinde olduğu yönünde Cumhurbaşkanına destek sesleri yükselse de Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Madde 153 açık; "Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar."
Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, ertesi gün yaptığı açıklamada bunun bir tahliye olduğunu, beraat olmadığını vurguladı ve “davanın takipçisiyiz” dedi. Bu demeçler ile Cumhurbaşkanı Erdoğan aslında "haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecek öyle bırakmam onu" sözünün hala arkasında durduğunu vurgulamış oldu.
Bu süreçte Can Dündar ve Erdem Gül'ü Julian Assange, Edward Snowden gibi isimler ile özdeşleştirip olası bir cezayı haklı göstermeye çalışanlar da var. Snowden eski Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ve eski Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) çalışanı.
Ülkeyi terk eden Snowden 2013 yılından beri Rusya'da yaşıyor. WikiLeaks olayında ise ABD ordusuna ait gizli belgeleri sızdıran er Bradley Manning tutuklanmış durumda.
Dünyanın gelişmiş ülkelerinde ulusal güvenliği tehdit eden bir bilgi sızdırılırsa, sızıntının kaynağı asker, istihbaratçı, memur en ağır şekilde cezalandırılır; The Guardian, New York Times, der Spiegel, Le Monde genel yayın yönetmenleri içeri alınmaz.
Hadi almaya kalktınız diyelim, neden sadece Cumhuriyet gazetesi hedefte? MİT tırları ile ilgi haberi daha önce manşetine taşıyan gazeteler de oldu.
Olay milli güvenliği tehdit eden görüntülerin yayınlanması ve casusluk ise neden daha önce haber geçenler aynı davada sanık sandalyesinde değiller? Neresinden bakarsanız elinizde kalıyor.
92 gün Silivri Cezaevinde tutuklu kalan Cumhuriyet Gazetesi kalemlerine hem yurt içinden hem de yurt dışından gelen yoğun desteği de göz önüne alırsak Can Dündar'a ödetilecek bedel muhtemelen casusluk davası üzerinden olmayacak.
Dündar'ı yepyeni bir soruşturma bekliyor dersek müneccimlik yapmış olmayız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.