Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Yeliz Cengiz, Her Yıl Tüm Dünyada Bilinirliği Artırmak, Erken Tanı ve Tedaviyi Yaygınlaştırmak Amacıyla Birleşmiş Milletler Tarafından İlan Edilen Nisan Ayı “Otizm Farkındalık Ayı” ve 2 Nisan “Otizm Farkındalık Günü” Dolayısıyla, Otizmin Nedenini, Belirtilerini, Erken Tanı ve Özel Eğitimi Hakkında Bilgiler Paylaştı.
2014 Verilerine Göre Dünyada Altmış Sekiz Çocuktan Biri Otistik
Tüm dünyada otizmle ilgili araştırmaların teşvik edilmesi, otistik bireylerin sorunlarına çözüm bulunması ve toplumla bütünleşmelerini sağlamaya yönelik çalışmalar yapılması hedeflenmektedir. Otizm Spektrum Bozukluğu, sıklıkla yaşamın ilk 3 yılında saptanan, duygusal, sosyal gelişmede ve sözel, sözel olmayan iletişimin gelişiminde gecikme ya da sapma, tekrarlayıcı davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile kendini gösteren nörogelişimsel bir bozukluktur. Dünya’da Otizm 2014 verilerine göre 68 çocukta 1 görülmektedir. Erkek çocuklarındaki yaygınlığı, kızlardan 4 kat fazladır.
Otizme Her Coğrafya ve Toplumda Rastlanmaktadır
Genetik temelli olduğuna ilişkin bulgular olsa da hangi gen ya da genlerin sorumlu olduğu bilinmemektedir. Çevresel faktörlerin (özellikle ileri baba yaşı) etkisi ise oldukça tartışmalı bir konudur. Otizme her çeşit toplumda, farklı coğrafyalarda, ırkta ve ailede rastlanmaktadır.
Otizmin Belirtileri
Bebekler iletişim kurma becerisi ve sosyalleşme ihtiyacı ile doğar. Sağlıklı bir bebek dış dünyaya tepki verir. Ebeveynler bebeklerinin normal gelişim sürecine uyum sağlayıp sağlayamadığını dikkatle gözlemlemelidir. Otizmde gelişim basamaklarında aksama gözlenir. Bebek becerilerden bazılarını hiç geliştirememiş olabileceği gibi kimi zaman kazanılan becerilerde gerileme ya da kayıp gerçekleşebilir. Otistik spektrum bozukluğu olan çocuklar çevreye ilgisiz olur, kısıtlı göz temasları vardır, ismi çağrıldığında tepkisiz kalır, güldürülmeye çalışılınca gülmezler, aynı yaş gurubundaki çocuklar gibi taklit becerileri gelişmemiştir, oyuncakları ile amacına uygun oynamazlar, el sallamaz ve öpücük göndermezler. Gelişimsel aksamaya ek olarak anlamsız el çırpma, sallanma, dönme gibi tekrarlayıcı hareketler de gözlenebilir.
Bebek 6 aylık olduğu halde anne babasını tanımıyor, gülümsemiyorsa; 1 yaşını geçtiği halde işaret ile göstermiyor, ce-e oyunları oynamıyor, anlamlı birkaç kelime söylemiyor, adı ile seslenildiğinde bakmıyor, göz teması kurmuyorsa; 2 yaşını geçtiği halde oyuncaklarla amaca uygun şekilde (oyuncak bebeği uyutur gibi, uçağı uçurur gibi, arabayı ses çıkararak sürer gibi) oynamıyor sadece belli başlı parçaları ile ilgileniyorsa, taklide veya oyun kurmaya yönelik oynamıyor, hayali oyunlar kurmuyor, çevresinde olup bitenle ilgisiz görünüyor, yaşıtlarına karşı ilgisiz kalıyor, karşılıklı oyun oynamıyor, kendi halinde bir köşede oynuyorsa gelişim basamaklarında bir sorun yaşandığını düşünmek gerekir. Çocuklarının gelişimiyle ilgili bir farklılık gözlemleyen, bu belirtilerden herhangi birinin çocuklarında bulunduğunu düşünen ebeveynlerin, hangi yaşta olursa olsun zaman kaybetmeden, bir çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanına başvurmaları gerekmektedir.
Çözüm, Erken Tanı ve Özel Eğitim
Otizmin tanısını koyduracak herhangi bir test bulunmamaktadır. Sadece klinik muayene ile uzman hekimler tarafından tanı konulabilir. Otizmde erken tanı, uygun müdahale ve düzenli psikiyatrik takip, tedavi sonucunu etkileyen en önemli faktörlerdir. Çocuğun yeterli ve uygun sosyal uyaranlar içeren bir ortamda bulunup bulunmadığı da değerlendirilmelidir. Otizmin günümüzde bilinen tek tedavisi, erken tanı ile yoğun, sürekli özel eğitimdir. Erken tanı ve ardından gelecek haftada en az 20 saat özel eğitimle Otizmli çocukların hayatlarında büyük fark yaratmak, yaşam kalitesini artırmak, sağlıklı gelişim gösteren yaşıtlarıyla birlikte aynı okulda okuyacak seviyeye getirmek mümkün olabilmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.