TL'nin dolar karşısında son dönemde yaşadığı sert değer kaybının ardından hükümet önce kamusal sözleşmelerin TL üzerinden yapılacağını açıkladı. Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yastık altındaki dövizlerin bozdurulmasını istedi. Başbakan Binali Yıldırım da perşembe günü bir dizi önlem açıklanacağını duyurdu. Ancak ekonomistler bu adımların TL üzerindeki baskıyı hafifletmesini beklemiyor.
QNB Finansbank Ekonomisti Deniz Çiçek de onlardan biri. Çiçek, "Dövize olan talebin bu karardan etkileneceğini düşünmüyorum. Tüm sözleşmeleri ve borçlanmaları ulusal para cinsinden yapmak elbette finansal istikrar açısından en ideali. Ancak işlemlerin yabancı parayla yapılmasının TL’ye olan güvenin zayıf olmasıyla ilgili olduğuna da dikkat çekmek lazım. Bu şartlarda şirketler için Türk Lirası cinsinden uzun vadeli fonlama bulmak çok mümkün olmayacaktır" değerlendirmesini yaptı.
Son dönemlerdeki bölgesel siyasi gerilim, Türkiye‘de darbe girişimi sonrası operasyonlarla birlikte yükselen tansiyon, ABD'de Donald Trump'ın zaferinin ardından dolardaki güçlenme eğilimi nedeniyle TL değer kaybediyordu. Neredeyse her gün dolara karşı tarihi düşük seviyesini yenileyen TL, dolar karşısında en çok değer kaybeden, gelişmekte olan ülke para birimlerinden biri oldu.
Faiz artışı tek çare
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma günü "Yastık altı dövizleri altın ve TL'ye dönüştürün, faizleri düşürün" çağrısı yapmıştı. Erdoğan'ın çağrısı sonrası TL, Amerikan Doları karşısında tarihi düşük seviyeye geriledi ve 3.60’a kadar inerek yeni tarihi zirvesini gördü.
Başbakan Binali Yıldırım da geçen hafta bundan böyle kamusal sözleşme ve yatırımların bedellerinin TL olarak belirleneceğini açıkladı. Bu açıklamanın ardından Borsa İstanbul, cuma günü tüm nakdi varlıklarını TL'ye çevirdiğini ilan etti. Cuma günü ayrıca Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısı yapıldı ve Başbakan Yıldırım alınacak tedbirlerin perşembe günü duyurulacağını ilan etti.
Ancak ekonomistler faiz artışı dışındaki alınacak diğer önlemlerin yetersiz kalacağı görüşünde.
Londra'da merkezli Nomura'nın gelişmekte olan piyasalar ekonomisti İnan Demir şöyle konuştu: "Muhtemelen açıklanacak önlemler döviz likiditesine yönelik önlemler olacak. Ama faiz artırımı dışında bir önlemin etkili olmasını pek beklemiyorum açıkçası.”
Merkez Bankası geçen ayki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında dolara karşı tarihi düşük seviyesinde olan TL'deki değer kaybını önlemek için sürpriz bir şekilde politika faizini artırmıştı. Merkez Bankası'nın bundan önceki politika faizi artışı Ocak 2014'te olağanüstü PPK toplantısında olmuştu.
Piyasa güveni
Rabobank Gelişen Piyasalar Kur Stratejisti Piotr Matys, yapılan açıklamaların piyasaya güven vermediğini ve sermaye çıkışlarını engellemek için yetersiz kaldığı görüşünde.
Matys, "Başbakan Binali Yıldırım yabancı yatırımcılara sermaye kontrolleri getirilmeyeceği konusunda güvence vermeye çalıştı. Ancak bu tür açıklamaların ABD seçim sonuçları ve Türk siyasetindeki çalkantılı olaylar neticesinde bozulan piyasa güvenini eski haline getirmesi muhtemel değil. TL'deki satış trendi yerel ve dış faktörlerin neden olduğu bir güven sorunuyla alakalı. Bu güven geri gelmeden lira savunmasız kalmaya devam edecek" diye konuştu.
Merkez Bankası verilerine göre döviz tevdiat hesapları TL'deki değer kaybına rağmen son dönemde artış gösterdi.
Kısır döngü
Nomura'dan İnan Demir de TL'nin bir kısır dögüye girmek üzere olduğu uyarısında bulunuyor ve büyük bir faiz artışı yapılmadığı takdirde TL'de daha fazla değer kaybı yaşanabileceğini söylüyor.
Demir, “Son dönemdeki veriler liradaki değer kaybına rağmen yerli hesap sahiplerinin döviz varlıklarını arttırdığını gösteriyor. Bu daha zayıf bir TL beklentisinin döviz satın almaya yönlendirdiğini ve bunun da TL'yi daha da zayıflattığını gösteriyor ki bu kısır bir döngünün tanımıdır. Merkez Bankası'nın büyük bir faiz artışıyla bu kısır döngüyü kırmasını bekliyoruz” değerlendirmesini yapıyor.
Demir bu durumun büyümeyi negatif etkileyeceğini, ancak TL'nin daha fazla değer kaybetmesine izin verilmesi halinde bunun kurumların bilançolarını da alt üst edeceğini ve vereceği hasarın daha da ağır olacağını söylüyor.
Merkez Bankası verilerine göre Türk şirketlerinin döviz açık pozisyonları Eylül 2016 itibariyle 212.8 milyar dolar civarında bulunuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.